Türk Lirası neden değer kaybediyor?

Türk parasının çılgın spekülatif süreçlere ve onu dolar karşısında sürekli düşüşe iten ek talebe maruz kalmasının ardından Türk Lirası yalnızca bu yıl değerinin yaklaşık yüzde 25'ini kaybetti. Bu yüzden TL’nin sürekli düşmesinin ardından dolar bozdurma ve TL’ye yatırım çağrısı yeniden yapıldı.

Google Haberlere Abone ol

Mustafa Abdüsselam

Yaklaşık iki yıl önce İstanbul’da ikamet eden bir Arap tanıdığım, Türk yetkililerin dolar birikimlerini liraya çevirme çağrılarına uyup dolarlarını bozdurduğunda servetinin yarısını nasıl kaybettiğini anlattı. Anlattığına göre, ABD Başkanı Trump’ın 2018 yazında Ankara üzerinde ekonomik yaptırımlar uygulama tehdidinin ardından başlayan şiddetli baskıya karşı lirayı desteklemek için parasını TL’ye çevirmişti.

PARAYI KORUMAK BİREYLERİN GÖREVİ DEĞİLDİR

Bana ne yapması ve uğradığı kayıpları nasıl azaltabileceği konusunda fikrimi sordu, kendisine yaptığı şeyin yatırım açısından bir hata olduğunu söyledim. Çünkü ulusal para birimlerini savunmak, bireylerin değil hükümet ve devletlerin görevi. Zira bireylerin gerçekleştirdiği işlemler; hükümetler, ithalatçılar, yatırımcılar ve finans kurumlarının işlemleriyle karşılaştırıldığında oldukça sınırlı kalmakta.

Ayrıca, bireylerin kendilerini zarara uğratmaları gerekmiyor. Sadece ulusal para birimleri kriz ve risklere maruz kaldığında dolar satın almamaları ve döviz istiflememeleri, yurt içi birikimlerini yabancı paraya çevirmemeleri, dolayısıyla ‘dolarizasyon’ olgusunu beslememeleri yeterli olacaktır. Zira Mısır’da Kasım 2016’da Mısır Lirası’nın dalgalanmasının hemen öncesinde yaşandığı gibi yerel para birimlerine asıl zarar veren, bu tür davranışlardır.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen pazartesi günü ülkesinin vatandaşlarını tasarruflarını liraya çevirmeye çağırdığı, faiz oranlarını piyasalara uygun seviyelere indirmek için çalıştığını vurgulayan açıklamalarını okuduktan sonra bunları hatırladım. Tıpkı 2018 yazında Ankara’yla ABD arasındaki krizde yaşandığı gibi Erdoğan’ın Türklere para birimine bağlı kalma, dolar, euro ve altından elde ettikleri birikimleri TL’ye çevirme ve ülkesinin karşı karşıya olduğu ekonomik savaşla yüzleşme çağrısı ilk ve son olmayacak.

TÜRK LİRASI ERİMEYE DEVAM EDİYOR

Türk parasının çılgın spekülatif süreçlere ve onu dolar karşısında sürekli düşüşe iten ek talebe maruz kalmasının ardından Türk Lirası yalnızca bu yıl değerinin yaklaşık yüzde 25'ini kaybetti. Bu yüzden TL’nin sürekli düşüşler geçirmesinin ardından dolar bozdurma ve TL’ye yatırım yapma çağrısı yeniden yapıldı.

Erdoğan, vatandaşların ülkelerinin para birimini korumaya ve dolar alıp saklamak için acele etmeme bilincine bel bağlıyor. Hedefi toplumda lira üzerinde ciddi bir baskı meydana getiren dolarizasyon olgusunu azaltmak. Ayrıca Türkiye’de iktidar, vatandaşların para birimi üzerinde spekülasyon yapmadığını ve lira sorununun, tasarruf sahiplerinin güçlü talebinden değil, onu manipüle eden dış etkenlerden kaynaklandığını gayet iyi biliyor. Tabii ekonomik, siyasi ve sağlık gibi faktörlerin burada rol oynadığını teslim etmek gerekir. Zira Türkiye şu anda en başta korona virüsü olmak üzere ülkenin döviz kaynakları ama özellikle de turizm sektörü üzerinde ciddi etkisi olan farklı risklerle karşı karşıya.

Ayrıca, Türk Lirası’nın dalgalanmasında Batılı ülkelerin zaman zaman Ankara’ya yaptırım uygulama tehdidi de rol oynuyor.

Sonuç olarak, liranın istikrar kazanması, sadece son zamanlarda Merkez Bankası Başkanı ve Maliye Bakanı’nın istifasında değil, aynı zamanda 2019’da yaklaşık 180 milyar dolarlık ihracat gibi hayati sektörlerden gelecek dövizin yanı sıra faiz oranının yükseltildiği ve liranın cazip bir yatırım aracına dönüştürüldüğü esnek para politikasına da bağlı görünüyor.

Ayrıca, Türkiye para biriminde istikrarı yeniden sağlamak istiyorsa, dış politikadaki bazı hamasi çıkışlarına son vermesi (sıcak dosyaları soğutması) gerekiyor.


Yazının orjinali Al-Araby sitesinden alınmıştır. (Çeviren: İslam Özkan)