Türkiye medyası ve Kürt sorunu Diyarbakır’da tartışılıyor
Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi'nin düzenlediği ‘Kürt Sorunu Bağlamında Türkiye Medyası Projesi’ çalıştayı başladı.
DİYARBAKIR - Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) tarafından Diyarbakır'da düzenlenen ‘Kürt Sorunu Bağlamında Türkiye Medyası Projesi’ çalıştayı başladı. Çalıştaya gazetecilerin yanı sıra Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şebe Başkanı Abdullah Zeytun ve sivil toplum temsilcileri katıldı.
Çalıştay, DİTAM Başkanı Mehmet Vural’ın açılış konuşmasıyla başladı. DİTAM Başkanı Mehmet Vural’ın konuşmasının ardından Başkan Yardımcısı Mesut Azizoğlu, çalıştayın amacı hakkında konuştu.
“Toplumsal alanda çatışmalı konuların çözümünde olduğu kadar, bizzat çatışmalı durumun gelişmesinde ve derinleşmesinde medyanın rolü geçtiğimiz yüzyılın tamamında olduğu gibi bugün de önemli bir tartışma konusudur” diyen Azizoğlu, Kürt sorunu da hangi boyutuyla ele alınırsa alınsın, medyanın bu sorundaki rolünün tartışmanın ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi.
Azizoğlu, “DİTAM olarak bu konunun az çalışılmış bir boyutunu ele alarak araştırmayı önemli bulduk. ‘Kürt Sorunu Bağlamında Türkiye Medyası’ konusuna, bu görece az incelenmiş noktadan eğilmeyi ve başta Kürt yurttaşlarınki olmak üzere, bölgedeki gazetecilerin, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin, hukukçuların ve aktivistlerin Türkiye medyasına ilişkin algısını görünür kılacak bir çalışma yapmayı tasarladık” dedi.
EN ÇOK İZLENEN KANAL FOX TV
Rawest’in DİTAM için yaptığı anket çalışmasının ön bilgisini ise Roj Girasun paylaştı. Anket, Urfa, Mardin, Diyarbakır ve Van’da 600 kişiyle yüz yüze yapıldı. Ankete göre bölgede en çok izlenen televizyon kanalı yüzde 23,64 ile Fox TV. Kürt sorununu önceleyen ve Kürtçe yayın yapan Stêrk,Ronahî, Medya Haber kanallarının izlenme oranı ise yüzde 10,88.
“Türkiye’de ana akım medya Kürt sorununu aşağıdaki terimlerden hangileri ile birlikte ele almaktadır?” sorusuna cevap veren katılımcıların yüzde 48,3’ü “Bölücülük”, yüzde 49,1’i “Terör” şeklinde cevapladı.
“Türkiye’de medya tüm toplumsal kesimlere eşit mesafededir” diyenler yüzde 6,12, bu yoruma “Hiç katılmıyorum” diyenler ise yüzde 35,37 oldu.
“Türkiye’de medya farklı dünya görüşlerini yansıtan dünya görüşlerini yansıtan bir çoğulculuğa sahiptir” diyenler yüzde 6,29, “Hiç katılmıyorum” diyenlerin oranı ise yüzde 41 oldu.
Medyanın bağımsız olmadığını düşünenler yüzde 71,18, bağımsız olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 28,8 olarak kayıtlara geçti.
“Doksanlardan 2000’lere medyanın Kürt sorununa yönelik tutumunda olumlu değişiklikler olmuştur” şeklindeki yoruma “Katılıyorum” şeklinde cevap verenlerin oranı yüzde 16.16, “Ortada” diyenlerin oranı yüzde 37,24, “Katılmıyorum” diyenlerin oranı ise yüzde46.60.
‘TÜRKİYE’DE MEDYA BAĞIMSIZLIĞININ ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL HÜKÜMET’
“Size göre 1990’lı yıllarda Türkiye’de medya bağımsızlığının önündeki en önemli iki engel aşağıdakilerden hangisidir?” sorusuna verilen cevaplar göre “Ordu” yüzde 47,9, “Hükümet” yüzde 54,3 olarak belirlendi.
Katılımcılara “Sizce günümüzde Türkiye’de medyanın önde gelen iki sorunu aşağıdakilerden hangisidir?” sorusu da soruldu. Bu soruya katılımcıların yüzde61.2’si “Hükümet baskısı” şeklinde cevap verdi.
Girasun’un sunduğu anket verileri üzerine gazeteciler ve sivil toplum örgütü temsilcileri gözlem ve deneyimlerini paylaştılar. Çalıştay devam ediyor. (DUVAR)