Türkiye Ormancılar Derneği: Milli parklar ucuz hammadde sağlamak için gözden çıkarıldı
Tarım ve Orman Bakanlığı, iç piyasadaki odun arzını karşılamak için bazı milli parkların içerisinde orman kesim alanları belirledi. Türkiye Ormancılar Derneği ise Bakanlığın uygulamasını eleştirerek doğal ekosistemi tehlikede olan milli parkların odun kesim alanları dışında tutulması gerektiğini belirtti.
Osman Çaklı
DUVAR - İç piyasaya ucuz hammadde sağlamak amacıyla milli parklarda yapılan amenajman odun üretimi için kesilmesi gereken odun miktarları belirlenmeye başladı. Türkiye Ormancılar Derneği bir basın açıklaması yayımlayarak doğal ekosistemlerdeki biyolojik çeşitliliğin sürekliliğinin sağlandığı milli parklarda odun kesimine tepki gösterdi.
Türkiye'deki odun üretiminin 2017 yılında 18,5 milyon metreküpken, 2020 yılına kadar 10 milyon metreküp artırılarak 28,5 milyon metreküpe ulaştığı vurgulanan açıklamada, "Odun üretimi son 4 yıl içinde %53,6 oranında artmıştır. Bu kısa süre içinde yakacak odun üretiminde, %23,8’lik bir artış görülmüşken, sanayi odun üretimi %59,5 artmıştır. Endüstriyel odun üretimindeki %59,5’e varan rekor artışın ana nedeni; 2018 yılında ülkemizde döviz fiyatlarında yaşanan aşırı artış nedeniyle, yurt dışından getirilen odun hammadde fiyatlarındaki maliyetlerin artması sonucu, orman endüstrisinin odun hammaddesini ülke içi üretimden karşılamak istemesinden kaynaklanmaktadır" denildi.
MİLLİ PARKLARDA 'ODUN KESİM ALANLARI' BELİRLENDİ
Türkiye’deki odun üretiminin 4'te 3'ünün tomruk ve lif yonga odunu üretimi olduğu belirtilirken, "Bu yüzden bu iki ürünü işleyen orman endüstri sektörlerindeki kapasite artışının yakından takip edilmesi gerekmektedir. Çünkü bu sektörlere hammadde sağlamak için Türkiye’deki orman ekosistemlerine ciddi zarar verilmektedir" ifadeleri kullanıldı.
Ormancılar Derneği, Köprülü Kanyon Milli Parkı’nda 9 bin 477 metreküp Termessos Milli Parkı’nda 176 metreküp, Beyşehir Milli Parkı’nda 5 bin 703 metreküp, Kızıldağ Milli Parkı’nda 9 bin 520 metreküp ve Kovada Milli Parkı’nda 948 metreküp yıllık odun üretimi için eta (kesim alanı) verildiğini kaydederek, Beyşehir Gölü Milli Parkı ve Kızıldağ Milli Parkı Amenajman Planlarının 2021 yılında onaylandığını belirtti.
'UYGULAMA HUKUKİ VE BİLİMSEL AÇIDAN UYGUN DEĞİL'
Milli Parklar Kanunu’nun 13'üncü maddesinde teknik ve bilimsel gereklere göre, Orman ve Su İşleri Bakanlığınca düzenlenecek rapora dayanılarak hazırlanacak özel amenajman planları uyarınca belirli yerlerde ve belirli sürelerde üretim, avlanma ve otlatma faaliyetlerine izin verilebileceği belirtiliyor. Yine aynı kanunun 14'üncü maddesinde ekolojik denge ve tabii ekosistem değerinin bozulamayacağı, tabii dengeyi bozacak her türlü orman ürünleri üretimi, avlanma ve otlatmanın yapılamayacağı hüküm altına alındığı belirtiliyor.
"Amenajman planlarında son hasılat etasının belirlenmiş olması olumsuz bir tablo ortaya çıkarmaktadır" denilen açıklamada, "Üretim ormanı değil de, korunan alan olarak yönetilmekte olan bu alanların odun üretimi mantığı ile planlanmış olması, korunan alan yönetimi anlayışına hem hukuki, hem de bilimsel açıdan uygun değildir" denildi.
'MİLLİ PARKLAR SERMAYEYE UCUZ HAMMADDE İÇİN GÖZDEN ÇIKARILDI'
Günümüzde milli parklardaki biyolojik çeşitlilik unsurlarına ait bilgilere sahip olunmadığıo belirtilen açıklamada, "Bu alanlar aynı zamanda, biyolojik çeşitlilik süreçlerinin tanımlanabileceği, gelecekte yapılacak bilimsel çalışmalar için süreç dinamiklerinin en iyi gözlemlenebileceği alanlardır. Ekosistem çeşitliliğinden gen çeşitliliğine kadar tüm canlı unsurların henüz daha tam olarak bilinmediği milli parklar ülkemiz orman alanlarının sadece %4’ü (907.500 hektar) kadar bir alanı kaplamaktadır. Milli parklar içinde yer alan ormanların toplam orman alanına oranı ise sadece %1,3 (304.000 hektar)’tür. Milli parkların sermayeye ucuz hammadde sağlamak için gözden çıkarılması kesinlikle kabul edilemez. Bu itibarla milli parklar ve diğer korunan alanlar mutlaka odun üretimi dışında tutulmalıdır" ifadeleri kullanıldı.