Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli: Çağdışı bir eğitim manifestosu

MEB'in tanıtımını yaptığı ve 10 yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu söylediği Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne tepkiler sürüyor. Modeli muhalefet partilerinin temsilcileriyle konuştuk.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Milli Eğitim Bakanlığının hazırlığını yaptığı Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne muhalefet partilerinin tepkileri sürüyor.

ÖZÇAĞDAŞ: ÇAĞDIŞI BİR EĞİTİM MANİFESTOSU

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milli Eğitim Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, modeli ‘Çağdışı bir eğitim manifestosu’ olarak tanımlarken “Program, adından başlayarak bir dizi ideolojik saplantının yansıdığı bilimsel olmayan bir metin olarak karşımıza çıkmıştır. Türkiye Yüzyılı, iktidar partisinin seçim sloganıdır. Milli eğitimde parti devleti anlayışının dayatılması kabul edilemez” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş

‘YUSUF TEKİN EĞİTİM İÇİN BEKA SORUNU’

Modele ‘maarif’ isminin verilmesine de değinen Özçağdaş, “Bakanlığın ismi bile eğitimken, onlarca yıldır eğitim kelimesinde dil birliği sağlanmışken programa maarif denmesinin niyetini anlıyoruz. Eğitim, Türkiye için bir beka sorunu haline gelmiştir ve Yusuf Tekin ve kadroları da eğitim için bir beka sorunu olmuştur” ifadelerini kullandı.

‘SADELEŞTİRİLENLER ATATÜRK, CUMHURİYET, BİLİM, SANAT VE FELSEFE’

Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanı’nın programın sadeleştirme amaçlı olduğuna yönelik açıklamasına da değindi ve “Programda sadeleştirilenler Atatürk, Cumhuriyet, bilim, sanat ve felsefe olmuştur” dedi.

‘STK’LARIN MÜDAHALESİNE GENİŞ ALAN AÇILIYOR, BAKAN TARİKATLARI STK OLARAK GÖRÜYOR’

Okul öncesi alanında iki ay önce yeni bir programa geçildiğini ve şimdi yepyeni bir program hazırlandığını belirten Özçağdaş, şöyle konuştu: “Okul öncesi programı çocukların olmazsa olmazı olan oyun etkinliklerinden yoksun, çocuğun üstün yararını gözetmek yerine toplum katılımı adı altında STK’ların müdahalesine geniş alan açılan bir program haline getirilmiştir. Bakanın cemaat ve tarikatları da STK olarak gördüğünü söylemekten çekinmediğini de bu noktada hatırlatmak isterim.”

‘CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ’ MÜFREDATTA

İlköğretim ve ortaöğretim kademelerinde de durumun farklı olmadığını söyleyen Özçağdaş, “İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersine ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ gibi konular eklenmiş olması akla mantığa uygun olmayan onlarca örnekten sadece biridir” dedi.

‘BU PROGRAMI REDDEDİYORUZ’

Özçağdaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhuriyet aktif sorumlu yurttaşlar yetiştirilmesini isterken, iktidar itaatkâr ve kanaatkâr nesiller yetiştirmek istiyor. Bu çağdışı program taslağı da bunun bir eseri olarak karşımıza çıkıyor. Anayasanın laiklik ilkesinin düpedüz hedef alındığı bu programı tümden reddediyoruz. İhtiyacımız olan laik, bilimsel, kamusal eğitimdir.”

DEM Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneş
GÜNEŞ: MÜFREDAT YENİ DEĞİL 2002’DEN BERİ SÜREKLİLİK ARZ EDİYOR

DEM Parti Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü ve Mardin Milletvekili Beritan Güneş, yeni olduğu ifade edilen müfredatın aslında yeni olmadığını ve 2002’den bu yana yapılan müfredat değişiklikleri ve uygulamalarla bir süreklilik arz ettiğini söyledi.

‘10 YILDA TAMAMDIKLARINI SÖYLEDİKLERİ MÜFREDATI 1 HAFTA ASKIDA TUTMAYI LÜTFEDİYORLAR’

Eğitimcileri, uzmanları ve sivil toplum kurumlarını kapsayacak şekilde demokratik bir süreç işletmediğini de kaydeden Güneş, “’10 yılda tamamladık’ dedikleri bu modeli kendi akademisyenler ve uzmanları ile hazırlayıp, 1 hafta askıda tutmayı lütfediyorlar. Burada katılımcılıktan da demokrasiden de bahsetmenin mümkünatı var mı?” diye sordu.

‘FARKLILIKLAR ‘ÖTEKİ/DÜŞMAN’ KATEGORİSİNE ALINMIŞ’

Güneş, programın içeriğine dair şu değerlendirmelerde bulundu: “Cinsiyetçi, militarist, tekçi, sermaye dostu eğitim anlayışının bir yansıması olan bu müfredatta da daha öncekilerde olduğu gibi anadilinde eğitimden de Türkiye’de anadili Türkçe olmayan milyonlarca öğrenci/çocuktan da herhangi bir farklılıktan da bahsedilmemiş. Hatta el yükseltilip bu farklılıklar ‘öteki/düşman’ kategorisine alınmıştır.

‘İKTİDAR KAPİTALİZMLE, TEKÇİLİKLE, YOKSULLUKLA SORUNU OLMAYAN BİR MEDENİYET İNŞASI ÇABASINDA’

Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü: “İktidarın yapmaya çalıştığı kapitalizmle, yoksullukla, açlıkla, tekçilikle, asimilasyonla sorunu olmayan bir medeniyet inşası çabasıdır. Ancak bizim tüm bunlara karşı anadilinde, özgürlükçü laik, bilimsel bir eğitimin tüm kademelerde sağlanmasına dönük mücadelemiz de AKP’nin yap-boz tahtası misali çocukları ‘şekillendirmek’ istediği eğitim sistemine dönük direnişimiz de sürecek.”

İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu

ZORLU: OLDUBİTTİYE GETİRİLEMEYECEK KADAR HAYATİ BİR KONU

Bakanlığın bir anda 3 bin 500 sayfalık bir çerçeve metin ilan ettiğini söyleyen İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, “Ülkenin ekonomik krizi ve anayasa tartışmaları arasında bu müfredat askıya çıkarılır çıkarılmaz TBMM’de hemen araştırma açılması için önerge verdim. Zira bir oldubittiye getirilemeyecek kadar hayati bir konu” dedi.

2002’DEN BU YANA 9 BAKAN, HER DEFASINDA YENİ ÇALIŞMALAR

“Ülkenin temeli insan ve ona özgü değerlerin, davranışların yönlendirilmesi eğitimle gerçekleşiyor” diyen Zorlu, 2002’den bu yana 9 Milli Eğitim Bakanı’nın görev aldığını, her bakanın bir önceki sisteme karşı yeni çalışmaları hayata geçirdiğini, her defasında da gençlerin, çocukların mağdur olduklarını ifade etti.

‘BİR SİYASİ PARTİNİN SEÇİM SLOGANI MÜFREDATA İSİM OLARAK VERİLDİ, ORTAK METİNDE 54 KEZ KULLANILDI’

Zorlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi de adında ‘Türkiye Yüzyılı’ olan bir eğitim modelini bir haftalık kısa bir tartışmanın ardından devreye sokmak istiyorlar. Bu bile modelin ne yapmak istediğini ve neden dikkatle bakmamız gerektiğini gösteriyor. Bir siyasi partinin seçim döneminde slogan olarak kullandığı ifadeleri Bakanlığın müfredata isim olarak vermesi, Bakanlığın bu müfredatı ne kadar kapsayıcı ve siyaset dışı gördüğünün kanıtıdır. Sadece Öğretim programları ortak metninde 54 kez kullanılmıştır.”

‘BU ÇALIŞMA ÇAĞDAŞ BİLİMİN TEMELİNDE VE CİDDİ YAPILMALIDIR’

Zorlu, böylesi bir çalışmanın çok daha titiz ve ciddi bir şekilde yapılması gerektiğini de şu sözlerle ifade etti: “Türk milletinin gelecek nesillerini ilgilendirecek bu çalışma çağdaş bilimin temelinde çok daha titiz ve ciddi yapılmalıdır. Kapsayıcı olunmalı alanından uzman kişilerin görüş ve önerileri alınmalıdır. Oldubittiye getirilmemelidir. Değişiklik elbette yapılabilir, ama böyle değil. Milli Eğitim Bakanlığı da konuya bu ciddiyetle eğilmelidir.”