Polis ablukasında okula gitmek
Bölgede 2017-2018 eğitim-öğretim dönemine, 11 bin 300 öğretmenin açığa alınmasının yarattığı gerginliğin gölgesinde girildi. Bazı okullarda öğrenciler ‘Öğretmenime Dokunma’ sloganı attı. Silvan’da ise 5 öğretmen aynı sloganı taşıyan tişörtler giydikleri için gözaltına alındı.
DİYARBAKIR - Fatih İmam Hatip Lisesi’nin önünde polis araçları bekliyor. Okulun büyük, demir kapısından çocukları girip çıkıyor, ancak bir okulun ilk günü heyecanı gözlenmiyor. Okul duvarlarının ardından alışık olduğumuz çocuk sesleri de gelmiyor.
Okulun karşısındaki Koşuyolu Park daha hareketli. Okulun ilk günü olduğu için dersleri yok çocukların. Sıcağın hükmünü sürdürüyor ve çocuklar parktaki ağaçların gölgesine gruplar halinde sığınmışlar. Yüzleri okula, polis araçlarına dönük, muhabbet ediyorlar.
Bu gruplardan birine yaklaşıp selam veriyorum. Niyetim, okulun ilk günü nasıl geçiyor, bunu öğrenmek. Çocuklardan biri, “Daha ilk günü, sınıflarımızı öğrendik çıktık” diyor. Öteden bir çocuk atılıyor: “Öğretmen bırakmadılar ki ders olsun.”
‘SANKİ HER YER KARAKOL’
Fatih İmam Hatip Lisesi’nden 36 öğretmenin açığa alındığını da ekliyor sözlerine. Yazar arkadaşım Kemal Varol da bu okulda ders veriyordu. Kimi zaman okulun dış kapısında karşılaşır, ayak üstü sohbet ederdik. 8 Eylül’de yayınlanan kararnameyle Kemal de açığa alınan öğretmenler arasında yer aldı. Öğrencilere Kemal Varol’u tanıyıp tanımadıklarını soruyorum. “Dersimize hiç girmedi” diyorlar.
Sabah okula giderken polisin herhangi bir müdahalesiyle karşılaşmamışlar. Peki, okulun kapısında TOMA’nın, Akrep’in beklemesi rahatsız etmiyor mu onları? “Polis her yerde abi” diyor çocuklardan biri, “Sanki her yer karakol.”
ÖĞRETMENİME DOKUNMA SLOGANI
Sabah çocuklar okulun avlusunda slogan atmışlar, “Öğretmenime dokunma” diye. Polis araçları ondan sonra birikmiş kapıda. Müdür de uyarmış çocukları, “Başınıza iş gelir” diyerek.
Başka bir öğrenci, polis araçlarını işaret ederek, “Biz bunlara alışığız. Her köşede duruyorlar zaten.” Sonra okulun iki yüz metre kadar uzağındaki Batıkent kavşağını gösteriyor. Orada da TOMA’lar, Akrep’ler var. “Ha orda durmuş ha okulun kapısında ne fark eder ki?”
Çocuk doğru söylüyor. Sabah evden çıkıp okula gelinceye kadar her caddede, her kavşakta bir polis aracına rastlamak mümkün Diyarbakır’da. Bu bile öğrencinin psikolojisini bozmaya, iyi bir eğitim almasının önüne geçmeye yeter.
SİLVAN’DA 5 ÖĞRETMEN GÖZALTINA ALINDI
Diğer okullardaki durumu öğrenmek için, Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı İkram Atabay'ı arıyorum. Atabay, “Diyarbakır’da öğretmenlerin olmadığı bir eğitim-öğretim yılı başladı. Bu saate kadar Diyarbakır merkezde bize ulaşan olumsuz bir bilgi yok” diyor. Ama hemen ardından ekliyor: “Silvan’da ‘Öğretmenime Dokunma’ tişörtü giyen beş arkadaşımız gözaltına alındı. Lice’de arkadaşlarımız polis tarafından kameraya alınmak suretiyle taciz edildi.”
VALİLİK DÖNÜŞLERİ YALANLADI
Diyarbakır’da açığa alınan öğretmenlerin geri alınacağı bilgisi dolaşmıştı internet ortamında. Diyarbakır Valiliği tarafından açıklama yapılmış ve bu haber yalanlanmıştı. İkram Atabay da konuyla ilgili olarak, “Öğretmenlerin geri alınacağı yönünde bize ulaşan bir bilgi yok. Durum aynen devam ediyor” diyor.
Açığa alınan öğretmenlerin Diyarbakır Eğitim Sen şube binasında başlattıkları oturma eylemi ise devam ediyor.
DEĞİŞEN NEDİR?
Liseye 12 Eylül 1980’de başlamıştım. Lisenin kapısında jandarmalar nöbet tutuyor, volta atıyorlardı. Arada rütbelilerden birinin okul müdürünün odasına girdiğini görürdük. Müdüre yeni talimatlar veridiğini, bu talimatların bir şekilde bize iletileceğini bilirdik.
Darbe günleriydi ve darbeyi yapanlar için herşey mübahtı.
Bugün 2017-2018 eğitim-öğretim döneminin ilk günü. Aradan onca yıl geçmiş. Ama Diyarbakır’da okulların kapısında polisin zırhlı araçları bekliyor. Çocuklar parkta, ağaçların gölgesinde oturarak polis araçlarına bakıyorlar. Öğretmenleri açığa alınmış. Değişen nedir, diye sormadan edemiyor insan.
Darbe girişimini akamete uğratmış hükümet kanadından siyasetçiler ise eğitime verdikleri önemi anlatıyor ve başarılı bir yıl temennisinde bulunuyorlar.
Yanlarından ayrılırken soruyor çocuklar, “Fotoğraf çekmeyecek misin?”
Kısa bir süre düşünüyorum ve “Gerek yok” diyorum. Başlarına bir iş gelmesinden korktuğumu söylemiyorum onlara.