'Üç saatte ehliyet verdik' itirafı
18 Kasım günü ATO Kongre Merkezi’nde yapılan 7’nci Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu’nda skandal konuşma... Sürücü Kursları Federasyonu Genel Başkanı Lokman Yıldırım'ın konuşmasından: Otobüs sürücü belgesi için 45 saat ders yazdık, 3 saat bile ders vermeden bu işi yürütmeye çalıştık...
DUVAR - Vatan gazetesi Ankara temsilcisi Murat Çelik, gazetede bugün (23 Kasım 2016) yayımlanan yazısında 18 Kasım günü ATO Kongre Merkezi’nde yapılan 7’nci Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu’nda, Sürücü Kursları Federasyonu Genel Başkanı Lokman Yıldırım'ın konuşmasından bir ayrıntı paylaştı. Yıldırım'ın "Otobüs sürücü belgesi için 45 saat ders yazdık, 3 saat bile ders vermeden bu işi yürütmeye çalıştık” dediğini aktaran Çelik, "Bu ülkenin karayollarında her gün insanlar ölüyor, insanlar yaralanıyor. Ama ne o sempozyuma ilişkin bir haber yer aldı medyada, ne bu acı itirafın da içinde yer aldığı konuşmaya dair… Lâfa gelince hepimiz çok hassasız trafik kazaları konusunda öyle mi?" diye yazdı.
İşte Çelik'in yazısı;
'Tarihi itiraf, manşetlik haber'
“Yıllarca, eğitim veriyormuş gibi yaparak birbirimizi kandırdık. Saatlerce ders yazdık... Otobüs sürücü belgesi için 45 saat ders yazdık, 3 saat bile ders vermeden bu işi yürütmeye çalıştık.”
Bu itirafta bulunan kişi Lokman Yıldırım.
Lokman Yıldırım kim?
Sürücü Kursları Federasyonu Genel Başkanı.
Sürücü Eğitimcileri Konfederasyonu’nun da Genel Başkan Yardımcısı.
Pekiyi Yıldırım bu çarpıcı itirafın da içinde yer aldığı konuşmayı ne zaman ve nerede yapıyor?
Daha 5 gün önce, 18 Kasım 2016 tarihinde, Ankara’da, ATO Kongre Merkezi’nde toplanan 7’nci Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu’nda, kürsüden yaptığı konuşmada söylüyor Lokman Yıldırım bunları.
***
Bu ülkenin karayollarında her gün insanlar ölüyor, insanlar yaralanıyor.
Bu ülkenin karayollarında özellikle kamyon ve yolcu otobüsü gibi ağır vasıtaların karıştığı trafik kazalarında (bunlara kaza demek doğruysa tabii) insanlar dul, çocuklar öksüz / yetim kalıyor, anne babalar evlatlarını kaybediyor.
Karayolları adeta kan gölü bu ülkede.
***
Devlet kurumları, sivil toplum örgütleri on yıllardır ‘trafik canavarı ile mücadele’ adı altında kampanyalar düzenliyor, eğitimler veriyor, toplumu bilinçlendirmek için toplantılar yapıyor…
İşte o toplantılardan birinde geldi ‘tarihi itiraf’ .
***
Bu ülkede sürücü belgelerini, özel sürücü kursları veriyor.
O sürücü kursları, bir federasyon çatısı altında bu ülkede.
İşte o federasyonun genel başkanı, sadece 5 gün önce, bu ülkenin başkentinde kurulan kürsüden yaptığı konuşmada bakın neler söyledi:
- Sürücü belgesi verme işi, 1987’lerden itibaren, özel sürücü kursları eliyle yürütülmekte. Ama talihsiz bir durum… Niçin talihsiz bir durum olduğunu açıklamaya çalışacağım.
- 2013 yılına kadar geçen zaman içerisinde, biz sektör olarak yeterli alt yapı ya da yeteri kadar birlikteliği sağlayamadık.
- Özeleştiri yapmadan doğruyu bulmak gerçekten çok zor. Doğru tespiti yapabilmemiz için önce özeleştiri yapmamız, kendimizi bir çek etmemiz gerektiğine inanıyoruz.
- Yıllarca, eğitim veriyormuş gibi yaparak birbirimizi kandırdık. Milli Eğitim Bakanlığı’nı kandırdık biz sürücü kursları olarak.
- Saatlerce ders yazdık. Ben slaytlara, istatistiklere bağlı kalarak konuşmak istemiyorum. Daha doğal ve daha yaşamın içinden size örnekler anlatmaya çalışacağım.
- Şu anda D sınıfına dönüştürülmüş olan, eski sertifika karşılığıyla söyleyeyim; E sınıfı otobüs sürücü belgesi için mesela... 45 saat ders yazdık; 2 saat, 3 saat ders vermeden, yani yapıyormuş gibi bu işi yürütmeye çalıştık. Biz 25 yıl bu süreci böyle getirdik arkadaşlar.
- Bunu gizlemeye, saklamaya gerek yok. Türkiye gerçeklerini görmeden doğruları tespit edemeyiz.
***
Sadece bir itiraf değil, aynı zamanda açık bir ihbar, bir suç duyurusu niteliğinde bu konuşma.
Yolcu otobüslerinin direksiyonuna oturan, milyonlarca insanın canını taşıyan şoförlerin ehliyetlerini 25 yıl boyunca nasıl aldıklarını, o ehliyeti veren mekanizmanın içinde, başında yer alan kişi anlatıyor.
Daha ne olacak?
***
Son bir not...
Bu konuşmanın da yapıldığı sempozyum basına açıktı.
Ama ne o sempozyuma ilişkin bir haber yer aldı medyada, ne bu acı itirafın da içinde yer aldığı konuşmaya dair… Lâfa gelince hepimiz çok hassasız trafik kazaları konusunda öyle mi?
Hadi canım biz de!