Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi: Fatih Ormanı için verilen ruhsatın geçerliliği yok

Bilgili ve Doğuş ortaklığındaki Ege Turizm, Kuzey Ormanları’nın şehir içindeki parçası Fatih Ormanı’ndaki projesi için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecini başlattı. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Ayşe Yıkıcı, verilen ruhsatın şu an bir geçerliliği olmadığını, bu ruhsatla herhangi bir yapılaşma yapılmayacağını belirtti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Bilgili ve Doğuş Holding ortaklığındaki, Ege Turizm ve Gayrimenkul Yatırımları A.Ş. tarafından hazırlanan ve İstanbul Sarıyer'deki Fatih Ormanı’na yapılacak havuzlu villalar, çarşı ve otopark projesine Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nce ruhsat verildiği ortaya çıktı. Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, daha önce İstanbul halkının, meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının doğru görmediği bir projeye ruhsat vermeyeceklerini açıklamıştı.

ÇED toplantısı 28 Kasım’da saat 11.00'de TİM Show Center’da yapılacak. ÇED Tanıtım dosyasında inşaatın 2018 Mart ayında başlanacağı belirtiliyor. Kuzey Ormanları Savunmasından Nuray Çolak ve uzun yıllar konuyu yakından takip eden TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Ayşe Yıkıcı, verilen ruhsatın geçersiz olduğunu söyleyerek, “Kent içerisinde kalmış son orman parçası olan, Fatih Ormanı'nı kaybetmek hem bütün İstanbullular hem de orada yaşayan canlılar için çok kritik olacak” dedi.

'BURANIN BİR ORMAN OLDUĞUNU SÖYLEYECEĞİZ'

2014 yılında gündeme gelen 108 villa, 5 bin kişilik salon, mağazalar ve restoranları içeren ‘Parkorman Tabiat Parkı’ isimli projeye karşı ‘Diren Fatih Ormanı İnisiyatifi’ tarafından Bilgili Holding, Doğuş Holding, Garanti Bankası Genel Müdürlüğü ve Fatih Ormanı çevresinde düzenlenen eylemler sonucunda Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, İstanbul halkının, meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının doğru görmediği bir projeye ruhsat vermeyeceklerini açıkladı. İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından birkaç değişiklikle imar için onay verilen ruhsata tepkiler sürüyor.

Kuzey Ormanları Savunmasından Nuray Çolak, 28 Kasım’da yapılacak ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) toplantısının kendileri için meşru olmadığını söylüyor. Çolak, “Biz halkın katılımı toplantısı için orada olacağız ve bu projeye karşı olduğumuzu tekrar dile getireceğiz. Basit bir söylemle, ‘Biz ormanda gökdelen yapmayacağız’ diyerek projelerini meşrulaştırmaya çalışıyorlar ama bir ormandan bahsediyoruz. Ne yazık ki ÇED raporunda bile ormandan, bir arsaymış gibi bahsediliyor. Tekrar, buranın bir orman olduğunu, arsa olmadığını ifade edeceğiz. Tabiat parkı olması orman vasfını yitirdiği anlamına gelmiyor. Ormanlarda her türlü yapılaşma yasak. Ama bizim burada gördüğümüz kentin içerisindeki bir orman alanı tabiat adı altında bir projeyle imara açılıyor. Kamping diye gösterilen alanlarda villalar yapılıyor, lokantalar yapılıyor, konser salonları yapılıyor. Bunlar normalde orman içinde yer alamayacak faaliyetler” dedi.

‘Diren Fatih Ormanı İnisiyatifi’ Bilgili Holding, Doğuş Holding, Garanti Bankası Genel Müdürlüğü'nü daha önce defalarca protesto etti... (Foto: Kuzey Ormanları Savunması)

'MEVZU TEK BAŞINA AĞAÇ DEĞİL'

Ege Turizm tarafından sunulan ÇED tanıtım dosyasında, daha önceki mahkeme kararına atıf yapılarak 109 olan villa sayısının 53’e düşürüldüğü belirtildi. Sunulan ÇED dosyasına göre 53 adet bungalovda 100 oda bulunacak. Planlarda kamping alanı olarak gösterilen bungalovların inşa edileceği alanda ayrıca 2 adet idari bina ile 6 adet kır kahvesi ve açık yüzme havuzu bulunacak. Çolak, diğer idari yapılar için henüz herhangi bir bilgilerinin olmadığını belirterek şöyle devam etti: “Maalesef bir orman, bir ekosistemden değil de ağaçlardan bahsediyoruz. Ağaç sayısı odaklı bakılıyor. Ama mevzu tek başına bir ağaç değil. Burada bir ekosistemden bahsediyoruz. Fatih ormanı kentin merkezinde, metroyla ulaşabileceğimiz, yaban hayatının sürdüğü, insanların ormanı keşfedebileceği, doğayla bütünleşecebileceği bir alan. Bunun kaybı en başta ekosistemin kaybıdır. Bizim ormandan ve doğadan uzaklaşmamız demek. Hava kirliliğinin daha da artması demek. Ekosistemin zarar gördüğü her müdahalede insanların göreceği zararlar giderek artacak.”

Eğer proje onaylanırsa ormanın içerisinde 3 yıl boyunca inşaat devam edecek. Çolak, ormanda yaşayan canlılar için bu durumun daha da kötü olacağını ifade ederek son olarak şunları söyledi: “İş makineleriyle birlikte yaban hayatının burada yaşamını sürdüremeyeceği de ortada. Buna karşı ÇED raporunda, ‘Ağaç olan yerlerde kesinlikle iş makineleri olmayacak, elle kazı tekniğiyle kazı yapılacak bu alanlar tekrar elle dolduracak…’ deniliyor. Bunun denetimi mümkün değil. Bu işlemler sırasında ormandaki tahribat da azalmayacak. İnşaatın da mart ayında başlanacağı söyleniliyor. Bu mevsimde doğada canlılığın nasıl olduğunu bilmek için uzman olmak gerekmiyor.”

Fatih Ormanı'nın ÇED tanıtım toplantısı 28 Kasım'da...

'ELLERİNDEKİ RUHSAT GEÇERSİZ'

Fatih Ormanı için uzun yıllar konuyu yakından takip eden TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Ayşe Yıkıcı ise verilen ruhsatın şu an bir geçerliliği olmadığını, bu ruhsatla herhangi bir yapılaşma yapılmayacağını belirtti. Yıkıcı, bunun gerekçelerini de şöyle açıklıyor: “Çünkü bu ruhsatlar bir önceki plana göre verilmiş. Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından daha önce 'ÇED gerekli değildir' diye bir karar açıklandı. Bizler de buna dava açtık. Bu davayı kazandık. Bizler bu davayı kazandığımız için önümüzdeki hafta ÇED toplantısı düzenliyorlar. Eğer o dava olmasaydı ÇED yapılmayacaktı ve bizim bu ruhsatlardan haberimiz olmayacaktı. Bu da mücadelenin hukuksal boyutunun ne kadar kıymetli oluğunu gösteriyor. Fatih Ormanı da bu örneklerden birini teşkil ediyor.”

İSTANBUL İÇİN NE ANLAMA GELİYOR?

Peki Fatih Ormanı için verilen ruhsat ve yapılacak ÇED tanıtım dosyası İstanbul için ne anlama geliyor? Yıkıcı, bu soruya şöyle yanıt veriyor; “Kent içerisinde kalmış son orman parçası olan, bizim Fatih Ormanımız onların deyimiyle 'Parkorman Tabiat Parkı'nı kaybetmek hem bütün İstanbullular için hem de orada yaşayan canlılar için kritik olacak. Çünkü orası İstanbul'un akciğerinin başlangıcı. Daha önce bilirkişiler tarafından yapılan incelemede orada inanılmaz derecede bir yaban hayatı var. Şu an planda var olan şey geçici konaklamadan bahsediliyor. Bunun böyle olmayacağını tahmin ediyoruz. Buranın üst gelir grubunun kullanacağı bir alan haline geçeceğini düşünüyorum. Şu an buranın nasıl kullanılacağını tartışmak anlamsız. Bizler kullanılmaması üzerinden politika yürütüyoruz."

Kuzey ormanlarının imara açılmasına tepki gösteren Yıkıcı son olarak;  "İstanbul'un Kuzeyi, sermayenin gözünü ayıramadığı nokta. Çünkü İstanbul'un kent merkezinde kentsel dönüşüm diye ilan ettikleri bölgeler özel mülkiyet gerekçesiyle mahkemelerde takılıyor. Bu yüzden gözler Kuzey ormanlarına çevriliyor. Ayrıca İstanbul'daki hava kirliliği de ortada. Durum böyleyken bize nefes veren en yakın alanın en başta gidiyor olması hem sağlık açısından hem de yaban hayatı açısından son derece tehlikeli. İstediğimiz tek şey bir an önce ormanlarımızdan ellerini çeksinler" diye konuştu.