İzmir'in İstanbul olmaması için harekete geçtiler
İzmir'in yeni inşaat projeleri ile İstanbul gibi olmaması için kurulan 'İzmir'e Sahip Çık' Platformu forum düzenledi.
DUVAR - TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, EGEÇEP ve Doğa Derneği öncülüğünde başlatılan ve başta Körfez Geçişi olmak üzere İzmir’e yönelik rant odaklı projelere karşı mücadeleyi büyütmeyi amaçlayan 'İzmir’e Sahip Çık' Platformu çalışmalarına başladı.
Başlatılan kampanya kapsamında dün MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi Ege Salonu’nda, çok sayıda oda, siyasi parti, kent konseyi ve kitle örgütünün temsilcisinin katılımı ile "Rant projelerini nasıl durdurabiliriz, ortak bir mücadeleyi nasıl geliştirebiliriz?" başlıklı bir forum gerçekleştirildi.
Forumda, Körfez Geçiş Projesi, Basmane çukuruna yapılmak istenen gökdelenler, İzmir-İstanbul otoyolu yapımı, sit alanlarının derecelerinin düşürülmesi, kıyıların, ormanların ve tarım alanlarının yapılaşmasının önünü açan ve sürekli değişen imar planlarının değişiklikleri, açılmak istenen madenler, taş ocakları, kurulmak istenen HES ve RES'ler hakkında bilgi verildi.
Evrensel'de yer alan habere göre, forumun açılışında konuşan TMMOB İzmir İKK Dönem Sözcüsü Melih Yalçın, İzmir'e yönelik rant odaklı bir çok projesi olduğunu belirterek "Sadece bir proje üzerinden değil bir bütün üzerinden bakmamız var. Bu projelere karşı harekete geçme kararı aldık. Bu toplantı da bunun ilk adımı olacak. Ülke ekonomisindeki en büyük paylardan biri inşaat sektörü. Onun için de yeni alanların inşaatlara açılması gerekiyor. Alanların ranta açılması yetmez bunun bir de yandaşa verilmesi gerekiyor. İstanbul'da ihanet edilecek bir alan kalmadı. Bunun için yeni bölgelere ihtiyaç var" dedi.
'İZMİR'DE NEREDEYSE KORUNACAK HİÇBİR ALAN KALMADI'
İzmir'in bu bölgelerin başında geldiği bilgisini de veren Yalçın şunları söyledi "Bu bölgede inşaat yapılabilecek ne kadar alan varsa planlar yapmaya başladılar. Bir çok sit, tarım alanlarına baktıklarında yeni inşaatlar, dolarlar görüyorlar. Bunlardan biri de 1/100.000 imar planları. Bunlar kentin nasıl şekilleneceğini ortaya koyan anayasalardır. İzmir ve Manisa için yapılan bu plan sürekli değişiyor. Bunun nedeni yaptığımız itirazları boşa düşürmek. Bakanlık yetkilerini sürekli kullanarak çalışmalarını yapıyorlar. Mücadele artık hukuki süreçleri aşmıştır. Artık hukuki alanda mücadele etmek mümkün değil. Bu artık siyasi olarak müdahaleyi gerektiriyor. İzmir'de neredeyse korunacak hiç bir alan kalmadı".
'ÖNCE DESTEK VEREN YEREL YÖNETİMLER ŞİMDİ BUNDAN UZAKLAR'
Foça Çevre Platformu'dan Bahadır Doğutürk "İzmir'e sahip çıkmak sadece 3-5 ile proje ile sınırlı kalmamalı. İzmir'e zarar veren bütün projelerin ele alınması gerekiyor. İzmir uzun süredir birlikte hareket etmemenin sıkıntısını yaşıyor. Daha öncesinde bu birlikteliliği göstermiş olsaydık şimdi bu saldırıları göze alamazlardı. Daha öncesinde çevre mücadelelerine destek veren yerel yöneticiler şimdi bu mücadeleye destek vermekten uzaktalar. Bunun da ele alınması gerekiyor" dedi.
'İZMİR'İN SUYU, HAVASI VE TOPRAĞI KİRLENİYOR'
İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu'nda Oya Otyıldız, İzmir'in çok sayıda sağlık sorunu olduğunu da belirterek "Efemçukuru Altın Madeni ile İzmir'in suyu kirleniyor. Aliağa'daki termik santraller havamızı kirletiyor. Gaziemir'deki nükleer atıklar toprağımızı kirletiyor. Belediyeler de bu mücadelenin parçası olunması gerekiyor. Yetkilerimiz elimizden alındı deyip kimse geri duramaz. Yurttaşlar olarak milletvekillerine ve belediye başkanlarına baskı uygulamamız gerekiyor. Çevrenin ranta kurban edilmesine izin verilmesi gerekiyor" dedi.
'SADECE ÇEVRE DEĞİL, YOKSULLUK VE ULAŞIM SORUNLARI DA ELE ALINMALI'
Daha sonra konuşma yapan kurum temsilcileri daha fazla sokak ve salon etkinlikleri ve sosyal medya çalışması yapılması önerisinde bulundu. Çalışmaların sadece çevre ve doğa ile sınırlı kalmamasının, kentsel dönüşüm, yoksulluk, ulaşım gibi kente dair bütün konuların da ele alınmasının gerektiği de ifade edildi. Daha geniş kesimlerin ve bireylerin de bu platformun birer parçası olması gerektiği de belirtildi. (İZMİR-EVRENSEL)