Balat’ın Korin Ablası
Tarihi eserler içinde, bulundukları yerde, yüzyıllar önce orada kimlerin yaşadığı, nasıl ve hangi koşulda yaşadığı ile ilgili bilgiyi barındırır. Bu bilgiye, orada nesiller boyu varlığını sürdürebilmiş yerli halk da sahiptir. İşte onlardan biriydi Balat’ın Korin ablası. 14 Mart’ta Hasköy Musevi mezarlığında yapılan cenazesinde mahallenin bakkalı, esnafı, kahvecisi, delisi hep orada, en ön sıralarda yerini almıştı.
Rakel Sezer
2017’nin Kasım ayında Balat’ta bulunan Ahrida Sinagogu'na ziyaretimde bizi kapıda güler yüzlü ve nazik bir beyefendi Mustafa Şeker karşılamıştı. Sinagogu gezerken Mustafa abinin 16'ncı yüzyıldan bu zamana ulaşmış sinagogu adeta bir ev sahibi titizliğinde ve sevgisinde sahiplenmesi ilgimi çekmişti. Bize sinagogun içinde ve avlusunda yapılan restorasyon ve cevre düzenlemesi çalışmalarını anlatırken bir yandan da sinagogun dini bir ibadet yeri olmasından öte birlikte yaşamın sembolüne dönüşmesinden dolayı duyduğu mutluluğu ve sorumluluğu anlatıyordu.
Sinagogdan ayrıldıktan sonra, yaklaşık 50 metre ileride, Cenevizlilerden kalma tek katlı bir deponun artık çıkışı kot altında kalmış kapısında, bizi sevgili eşi Korin karşılamıştı. Mustafa abi "Burası bizim ofisimiz" dedi gülerek. Korin’e sinagog ziyaretimiz sonrası izlenimlerimizi anlatırken, her şey kafamda daha iyi şekilleniyordu. Mustafa abinin anlatmış olduğu ev sahipliği ve duyduğu sorumluluk, Korin’in sinagog ve mahalle için yaptıkları olağanüstü mütevazi anlatımı ile pekişiyordu. Bu iki harika insan, Balat’ın ortak kültür mirasını kişiliklerinde ve yaşam biçimlerinde barındırıyorlardı.
Maalesef 13 Mart’ta Korin’i kaybettiğimizi öğrendiğimde onu tanımaktan duyduğum mutluluğun yerini onunla paylaştığım bir saatin derin anlamı aldı. Korin, ardında, kişiliği ve Balat’ta yaşadıkları ve yaşattıkları ile tarihe yazılacak bir imza bırakmıştı.
14 Mart’ta Hasköy Musevi mezarlığında yapılan cenazesinde mahallenin bakkalı, esnafı, kahvecisi, delisi hep orada, en ön sıralarda yerini almıştı. Tabutunun önünde onunla vedalaşmak ve haklarını helal etmek için mezarının başında idiler. Orada bulunan herkes tek tek sıra ile kürekten bir avuç toprak ve ellerindeki çiçekleri attılar üzerine.
Tarihi eserler içinde, bulundukları yerde, yüzyıllar önce orada kimlerin yaşadığı, nasıl ve hangi koşulda yaşadığı ile ilgili bilgiyi barındırır. Bu bilgiye, orada nesiller boyu varlığını sürdürebilmiş yerli halk da sahiptir. İşte onlardan biri idi Balat’ın Korin ablası.
Balat’ta şu anda ibadete acık olan iki sinagogun (Ahrida-Makedonya’nın Ohri kentinden adını almıştır) ve Yambol (Bulgaristan’ın Yambol kentinden adını almıştır) diğer İstanbul sinagoglarında olmayan birçok özelliği vardır. Bunlardan biri Teva’nın (hahamın Tevrat'ı okuduğu ve dua ettiği yer) dua edilen yerin merkezinde olması ve dua edenlerin Teva’nın etrafında oturmasıdır. Teva bir geminin pruvası şeklinde yapılmıştır. Gemideki yolcular ve kaptan imgesi hakimdir bu mekana. Bir inanca göre bu yerleşke Nuh’un gemisini temsil eder, bir diğer iddiaya göre Sefaradları İspanya’dan Osmanlı’ya taşıyan kadırgaları temsil eder. Her koşulda, bu sinagoglar, farklı kültürlerin farklı yerlerden gelip bir arada yaşama ve kültürlerini paylaşarak zenginleşme şansına sahip olmuş nesilleri temsil etmesi açısından çok önemlidir. Korin ve Mustafa’nın böyle bir zenginlikten gelen nesillerin doğal bir örneği olması nedeniyle, Ahrida Sinagogu'nun ve Balat’ın korunmaya alındığı gibi, ortak kültür mirası olarak tanınıp belediye ve devlet nezdinde onurlandırılması en içten dileğimdir.
Naim Güleryüz bir yazısında Ahrida Sinagogu’nun güney kapısında bulunan İbranice bir kitabeye yer vermiştir.
Mabedim bütün milletlere açıktır. Dua evimi güzelleştirir. Balat’ın değerli yöneticileri güzel renklerle yenilemek ve güzelleştirmek için ikinci kez Ahrida Sinagogu’na ellerini uzattılar. Tanrı onları ödüllendirsin. Yıl 5715 (1955)
Yolun açık olsun Korin abla….