Mahir Kılıç: İnsanlar neyi bekliyor, ölmemi mi?

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından işten çıkarılan ve açlık grevi yapan Mahir Kılıç, eyleminin 151'inci gününde. Kılıç, "10 yıldan bu yana DİSK Genel-İş üyesiyim. 7 aydır insanların yardımıyla ayakta kalıyorum. Bu süreçte sendikamızın en ufak bir maddi desteği olmadı. Bir işçiye destek olunabilmesi için daha ne olması lazım?" diye sordu.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin işten çıkardığı 258 işçiden biri olan Mahir Kılıç, açlık grevinin 151'nci gününde.

Mahir Kılıç’ın sağlık durumuyla ilgili görüşlerini aldığımız “Görevi yaşatmak olan bir mesleğin mensubu olarak çözümü zor olmayan bir başlıkta her muayene sonrası hüzünlenmemek elde değil’’ diyen Dr. Zeki Gül, "Mahir'in açlık hali ve açlık grevinde geldiği gün son derece riskli bir aşamada. Yapılan tahlil sonuçlarından bağımsız olarak ‘Henüz vakit varken’ sözünün önemsenmesi gereken belki de son virajlardayız" dedi.

'MÜCADELEMİZ DEVAM EDİYOR'

Konak direnişinin 151'inci gününde ilk günkü gibi kararlı olduğunu açıklayan Mahir Kılıç ise "İlk gün ne dedi isek bugün de geçerli. Bizler makam, mevki, masa başı işi istemiyoruz. Hangi birimden atılmışsak o birimdeki işimizi, ekmeğimizi geri istiyoruz. Ortada bir haksızlık var ve bu haksızlığın giderilmesi için mücadelemiz devam ediyor" dedi.

Sendika ölüm orucuna başladıktan sonra görüşmek için söz vermişti diyen Kılıç, “Bu söylemlerinin üzerinden geçen 4 haftada hiç bir adım atılmadı. Ben 10 yıldan bu yana DİSK Genel-İş üyesiyim. 7 aydır insanların yardımı ile ayakta kalıyorum. Bu süreçte sendikamızın en ufak bir maddi desteği olmadı. Bir işçiye destek olunabilmesi için daha ne olması lazım?" diye konuştu.

'BENZİN DÖKÜP KENDİMİ Mİ YAKAYIM?'

Kendisi gibi ailesinin de zor durumda olduğunu hatırlatan Kılıç, “Beni tek üzen sağlık durumuma kızımın şahit olmasıdır. Sol ayağımda his kaybından dolayı uyuşma var. Aileme bu gibi durumları belli etmemeye çalışıyorum. Onlar en büyük destekçim. Onları üzgün görmek beni üzüyor elbette fakat güçlüyüz, güçlü bir aileyiz. Bakmakla yükümlü olduğum bir ailem var ama bakamıyorum. Direnişe başladığımda eşim 1,5 aylık hamileydi şu anda 6,5 aylık hamile. Bu süreçte insanlar neyi bekliyor, benim ölmemi mi? Eğer benim ölmemi istiyorlarsa ailem için bunu gözümü kırpmadan yaparım. Zaten aileme karşı sorumluluklarımı yerine getirememek beni psikolojik olarak bir hayli etkiliyor. Sesimizi duyurmak için ne yapmalıyız, benzin döküp kendimi mi yakayım?" ifadelerini kullandı.

'HÜZÜNLENMEMEK ELDE DEĞİL'

Açlık grevinin 151'inci gününde Mahir Kılıç'ı izleyen hekimi Dr. Zeki Gül ile de görüştük.

Mahir'in ayrıntılı sağlık özetini aktarmasının gerek kendisinin "devam kararı" gerek muhatap kurumların olası çözüm yolunda önceliklerini ve hızını belirleme potansiyeli nedeni ile 'etik' olmayabileceğini ifade eden Gül, bu nedenle açlık grevinin ulaştığı evre /gün boyutu ile paylaşımda bulunabileceğini söyledi: "Açlık Grevi, sonuçları tıbbi olan ama özü itibarı ile tıbbileştirilmemesi gereken bir süreç. Görevi yaşatmak olan bir mesleğin mensubu olarak çözümü zor olmayan bir başlıkta her muayene sonrası hüzünlenmemek elde değil."

'HENÜZ VAKİT VARKEN'

Mahir'in açlık grevinde geldiği noktanın ciddiyetini vurgulayan Gül, "1996 yılından bu yana gerek hekim meslek örgütü Türk Tabipler Birliği (TTB), gerekse Cumhuriyet Başsavcılıkları’nın daveti sonrası İzmir Tabip Odası görevlendirmesi ile oluşturulan bağımsız izlem heyetlerinde açlık grevi yapanların tıbbi süreçlerini izledim. Hüzün verici bu hekimlik deneyimi ışığında diyebilirim ki Mahir'in açlık hali ve açlıkta geldiği gün son derece riskli bir aşamada. Yapılan tahlil sonuçlarından bağımsız olarak henüz vakit varken sözünün önemsenmesi gereken belki de son virajlardayız" diyerek tehlikenin boyutunu uzman görüşü ile ortaya koydu.

İzmir Belediyesi'ndeki işinden atılan Mahir Kılıç: Çöpçülüğe dönene kadar açlık grevindeyimİzmir Belediyesi'ndeki işinden atılan Mahir Kılıç: Çöpçülüğe dönene kadar açlık grevindeyim