İzmir’e Sahip Çık Platformu: Çevrecilerin tasfiyelerini kınıyoruz
İzmir’e Sahip Çık Platformu, Türkiye Barolar Birliği yönetiminde çalışan çevreci avukatların tasfiye edilmesine tepki gösterdi. EGEÇEP Eş Sözcüsü Berrin Esin Kaya, "Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Komisyonu üyesi 24 avukatın TBB Yönetim Kurulu’nun almış olduğu kararla, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin komisyon görevlerine son verilmesini kınıyoruz" dedi.
İZMİR - Türkiye Barolar Birliği yönetiminde çalışan çevreci avukatların tasfiye edilerek yerine yeni bir komisyonun görevlendirilmesine İzmir’e Sahip Çık Platformu’ndan tepki geldi.
İzmir’e Sahip Çık Platformu, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu’nun 24 üyesinin, TBB tarafından komisyondan ihraç edilmesi nedeniyle İzmir Tabip Odası’nda bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Gönüllü olarak çalışan avukatların komisyondan tasfiye edilmesinin büyük bir haksızlık olarak nitelendirildiği açıklamada, TBB Yönetim Kurulu üyelerine yapılan yanlıştan bir an önce dönme çağrısı yapıldı.
'MESLEK KURULUŞLARINDAKİ GÖNÜLLÜ ÇALIŞMALARA SON VERİLMESİ KABUL EDİLEMEZ'
İzmir’e Sahip Çık Platformu adına basın açıklamasını okuyan EGEÇEP Eş Sözcüsü Berrin Esin Kaya, "Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Komisyonu üyesi 24 avukatın TBB Yönetim Kurulu’nun almış olduğu kararla, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin komisyon görevlerine son verilmesini kınıyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında, canlı yaşamını tehdit eden faaliyetlere karşı, yerel halkla, dernekler ve meslek odaları ile mücadele veren arkadaşlarımızın, meslek örgütüne yakışmayacak anti demokratik bir şekilde bağlı oldukları meslek kuruluşlarındaki gönüllü çalışmalarına son verilmesi kabul edilemez" dedi.
Kaya, şöyle devam etti:
"2011 yılında “sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını savunmak ve korumak, bu yöndeki hukuki norm ve kurallara işlerlik kazandırmak, bu normların tüm canlıların bir arada, uyum içinde ve sömürülmeden yaşamasına uygun şekilde değişimine yön vererek geliştirmek” amacıyla kurulan, kurulduğu günden bu yana ülkedeki ekoloji mücadelesinin hukuksal ayağında önemli bir boşluğu dolduran komisyonda gönüllü olarak görev alan avukat dostlarımızın tasfiye edilmesini ekoloji, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları mücadelelerine yapılmış büyük bir haksızlık olarak değerlendiriyoruz."
Bu yıl düzenlenen ödül törenine rağmen çeşitli bahaneler ile ödüller verilmeyerek, belirsiz bir tarihe ertelendiğini hatırlatan Kaya, "Tasfiye işleminin, bu yıl beşinci kez verilmesi planlanan “Avukat Noyan Özkan Çevre ve Ekoloji Mücadelesi Onur Ödülü”nün, Bergama Köylülerinin altın madeni karşıtı mücadelesi sürecinde kurulan, Ege Bölgesi’ndeki ekoloji mücadelesinde önemli bir yere sahip olan EGEÇEP’e ve Finike’nin sedir ormanlarının mermer şirketleri tarafından yok edilmesine karşı direnişin önderliğini yaparken kiralık bir katil tarafından katledilen Ali-Aysin Büyüknohutçu çiftine verilmesine ilişkin jüri kararı sonrasında gelişmesini manidar buluyoruz" diye konuştu.
'HUKUKLA 'TEK ADAMLIK' YÜRÜMEZ, YÜRÜYEMEZ!'
"TBB’nin başkanlığını yapan Metin Feyzioğlu’nun ülkemizdeki doğa talanı ve katliamının en çok yaşandığı faaliyet alanlarından birisi olan altın madencilerinin avukatlığını yapması çevre ve kent mücadelesinde daima halkın yanında olan Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu avukatların neden tasfiye edildiğine dair açık bir ipucu verdiğini söyleyen Kaya, "Feyzioğlu'nun bu “tek adam” tavırlarını bu ülke 16 yıldır çok iyi tanımaktadır! Ancak, hukukla “tek adam”lık yan yana yürümez, yürüyemez" dedi.
Kaya, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"İzmir'deki çevre, ekoloji, meslek örgütü, dernekler ve diğer kuruluşlar olarak; TBB yönetim kurulu üyelerine, almış oldukları bu kararı not ettiğimizi, görevlerinden alınan dostlarımızla şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da her türlü haksızlığa karşı yan yana duracağımızı bildiriyoruz. TBB Yönetim Kurulu üyelerini yapılan yanlıştan bir an önce dönmeye, baroların hak ve görev tanımı arasında yer alan “Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak” ilkesi çerçevesinde kamu yararına, tüm canlıların yaşam hakkını gözeten, hukuktan, insan haklarından, doğadan yana bir çizgiye dönmeye davet ediyoruz."