İZBAN işçileri grev için gün sayıyor
İZBAN'da Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde anlaşmaya varılamadı. İşçiler grev yapmaya hazırlanıyor.
İZMİR - İzmir’de Aliağa-Torbalı arası banliyö taşımacılığı yapan TCDD ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ortak şirketi İZBAN A.Ş. ile Türk-İş’e bağlı Demiryol-İş Sendikası arasında süren toplu sözleme görüşmeleri geçtiğimiz aylarda başladı. Ancak 342 işçiyi ilgilendiren Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşmaya varılamadı. Arabuluculuk sürecinden de sonuç çıkmayan İZBAN’da işçiler, önümüzdeki 40 gün içinde grev kararı alabilecek.
İZBAN çalışanları bu süreçte başlattıkları pasif direnişlerini sürdürüyor. İşverenle anlaşma sağlanamazsa grev kararı alınana kadar sakallarını kesmemekte kararlı olduklarını söyleyen işçiler, Gazete Duvar’a neden bu eylem biçimini seçtiklerini ve yaşadıkları sorunları anlattı.
'CUMHURBAŞKANI ENFLASYON ÖNGÖRÜSÜNÜ ÇOK İYİ YAPMIŞ'
Toplu sözleşme imzalanmasının üzerinden 2.5 ay geçmesine rağmen hiçbir gelişme yaşanmadığını ifade eden işyeri baş temsilcisi Ahmet Güler, bu süreçte İzmir halkını mağdur etmemek adına pasif bir direniş yöntemi seçtiklerini söyledi. "Diğer sektörlerde çalışanlar önce iş yavaşlatma eylemi yaparlar. Ancak İZBAN çalışanları olarak biz bunu yaparsak İzmir halkı mağdur olur. Bu sebeple daha pasif ama görünür olabilecek bir eylem başlattık. Yolcular da bu farklılığı görüyor ve soruyorlar. Biz de zamanı olanlara neden sakal bırakıp işe özensiz geldiğimizi anlatıyoruz" diyen Güler, "Cumhurbaşkanının maaşına yüzde 26 zam yapılmıştı. Şimdi enflasyon oranı yüzde 26’lara ulaştı. Yani Cumhurbaşkanı enflasyon öngörüsünü çok iyi yapmış. Şimdi biz de aynı zammı bekliyoruz" dedi.
'BENCE İZBAN’I KOMPLE KAPATMAK LAZIM'
İşe girdiği ilk günden beri İZBAN’ın işçilerine sorun yaşattığını dile getiren makinist İbrahim Çevirgen ise şunları anlattı: "Artık hepimiz isyan noktasına geldik. Dışarıdan insanlar makinistiz diye yüksek maaş aldığımızı sanıyorlar. Oysaki maaşımız asgari ücretin de altındayken, asgari ücret seviyesine getirildi. Bu paraya bu iş yapılmaz dedik ve 2012 yılında yasal olmayan bir greve de gittik. Bu grev sonucunda 13 işçi işten atıldı. Daha sonra alınmaları kaydıyla İZBAN çalışanları tekrar iş başı yaptı. Bu şekilde Ali Cengiz oyunlarıyla bugüne kadar geldik. 2015'de yasal bir grev yaptık. Yine aynı oyunlar oynandı. İşveren sendika yetkilileriyle anlaştı. Biz greve gitmeden önce yüzde 15 zam vermişlerdi. Greve gittik, işi durdurduk, 8 günlük maaşımızdan olduk. Sendika yetkilileri yüzde 15’ e imza atmak zorunda kaldı. Sonuçta istediğimiz hiçbir şeyi alamadık. Yani greve gitmeden de biz bunu imzalayabilirdik. Şimdi de aynı şeyler yaşanıyor. Bilinçli olarak İZBAN çalışanını greve zorluyorlar. Yine bizi Ali Cengiz oyununa getirecekler ve imzayı attıracaklar. Bence İZBAN’ı komple kapatmak lazım."
BİZİM DURUMUMUZ NE OLACAK?
"Asgari ücretle geçinemiyorum. Bırakın maaşımıza zam yapmayı, 6 ayda bir verilen kıyafetlerimizi de kestiler. Şu anda eskileri giyiyoruz. Biz geçinebileceğimiz kadar maaş alsak neden böyle bir direnişte olalım? İşverenlerin zam yapmamak için her zaman bir mazeretleri var. Şimdi de ülkenin durumunu öne sürüyorlar. Bizim durum ne olacak?" diye soran tren bakımından sorumlu İbrahim Tanrıçağırır, "İzmirlilerin mağdur olmaması için böyle bir eylem şekli seçtik. İsteklerimiz karşılanana kadar ya greve gideceğiz ya da her şeye razı olup imzalayacağız. Umarız bu sefer gerçekleşir" dedi.
ALDIĞIMIZ PARANIN BİZE YAKIŞMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM
İstasyon operatörü Ercüment Limanlar ise, demiryolu ağı üzerinde en düşük şartlarda işçi çalıştıran şirketin İZBAN olduğunu belirterek, "Bizim almış olduğumuz taban ücretlerimiz çok düşük. Günümüz şartlarında enflasyon bu kadar yükselirken bunun bize hiçbir yansıması olmuyor. Bu durum karşısında bir iyileştirme yapılmazsa ekonomik kriz damardan bizi vuracak. Benim maaş kartım aylardır ekside. Üstelik benim eşim çalışıyor ve evim kira değil. Burada evi kira ve eşi çalışmayan çok sayıda arkadaşımız var. Tüm sektör için zor bir yer İZBAN, hiç kolay bir iş değil. Aldığımız paranın bize yakışmadığını düşünüyorum" dedi. "Biz sakal bırakarak artık geçinmekte zorlandığımızı göstermek amacıyla pasif, sessiz bir eylem yapıyoruz. Sakal bırakmamız işimizi yapmadığımız anlamına gelmiyor. Umarım İzmirliler mağdur olmadan bu iş mutlu sona varır. Ama olmadığı takdirde arkadaşlarımızla el ele, göğsümüzü gererek bundan iki yıl önce yaptığımız gibi greve gideceğiz. Son aşamada buna mecburuz."