Mardinkapı artık şen olsun
Diyarbakır’ın Mardinkapı semtinde bulunan Keçi Burcu, 2015 yılından bu yana yasaklı bölgede. Yasaktan önce binlerce kişinin uğradığı Keçi Burcu esnafın yüzünü güldürmüştü. Mêvan Kahve Üretim Evi’ni işleten Mervan Yalçındağ, “Keçi Burcu hem bizler için hem de turistler için kültürel ve tarihi bir yer. Ancak saçma sapan bir yasak nedeniyle kimse gidemiyor buraya. Şehir için çok büyük bir kayıptır bu” diyor.
DİYARBAKIR-
“Mardinkapı şen olur
Dibi değirmen olur
Buralarda yar seven
Vallahi verem olur”
Suriçi’ndeki Mardinkapı, bir vakitler türküde denildiği gibi şendi, hareketliydi. Buralarda her yar seven de illa verem olmazdı elbette. Şehri bilenler de bu konuda hemfikir. Mardinkapı, değişen, büyüyen şehir nedeniyle şen olma halini belki 2015’ten önce yitirmeye başlamıştı. Ancak 2015’te başlayan sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte büyük darbe aldı. Suriçi’ndeki çatışmalar bittikten sonra hâlâ yasaklı olan 6 mahalle yıkıldı. Bu 6 mahallede evlerin yerine TOKİ yeni, lüks ve mimarların iddiasına göre geleneksel Diyarbakır evleriyle ilgisi olmayan evler yapıyor. Mardinkapı’nın diğer tarafında yer alan Alipaşa mahallesi de kentsel dönüşüm ile yıkıldı ve benzer evler orada da inşa ediliyor.
Mardinkapı’ya yakın oturan insanlar şehrin muhtelif ilçelerine dağıldılar. Bir daha geri dönüp yeni evlerde oturmaları ise imkansız. Çünkü yeni evler, daha önce burada oturan yoksul insanların satın alamayacağı kadar pahalı. Bölgenin insan profili değişecek ve bu, mahalleleri yıkma kararı alanların öngördüğü, istediği bir şeydi zaten.
Bu durumdan en çok etkilenen ise Suriçi’nin esnafı oldu elbette. Yanık Çarşı esnafı mesela Suriçi’nde oturanlara hizmet veriyordu ve 8 mahallede oturan binlerce müşterisi artık yok. Havaların düzelmesiyle turlarla şehri ziyaret edenler buraya uğramıyor. Ulu Cami’yi görüyor, Hasan Paşa Hanı’nda çay kahve içip geri dönüyorlar. Büyük çoğunluğu daha aşağıdaki Mardinkapı’ya uğramıyor bile. Çünkü burada görülmeye değer Keçi Burcu da hâlâ yasaklı. Keçi Burcu’ndan Hevsel Bahçesi’ne bakmayacak olduktan sonra neden gitsinler ki?
Yine de Mardinkapı’da turistlere yönelik bir şeyler satan dükkanlar açılıyor. Buradaki dükkanlar akşam karanlığı çökmeye başladığında kepenk kapatıyorlar. Çünkü etrafındaki mahallelerde kimse oturmuyor henüz ve ufak bir gezintiye çıkmış insanlar da çoktan gitmiş oluyor. Mardinkapı, bırakın şen olmayı, tamamen ıssızlaşıyor bu saatlerde.
KAHVE VE DİYARBAKIR KOKUSU
Fotoğraf sanatçısı Mervan Yalçındağ da bunu söylüyor. Uzun yıllar Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nda çalışan Yalçındağ, işten ayrıldıktan sonra, fotoğraflarını sergilediği küçük bir dükkanda şimdi kahvede satarak geçinmeye çalışıyor. Kahveyi bu küçük dükkanda hem kavuruyor hem öğütüp satıyor. Bu işin de incelikleri var elbette ve kahve tiryakileri bunu iyi bilir. Kavrulmuş kahvenin 10 gün içinde öğütülmesi gerektiğini söyleyen Yalçındağ, “Damak tadını bilenler taze kavrulmuş ve öğütülmüş kahveyi tercih eder” diyor. İyi kahve arayanlar Yalçındağ’ın yaklaşık iki aydır açtığı ve Mêvan (Misafir) Kahve Üretim Evi adını verdiği dükkanın yolunu tutuyorlar şimdilerde.
“Burada fotoğraflarımı sergiliyordum aslında, işsiz kalınca kahve de satmaya başladım” diyor Yalçındağ. Dükkanda Diyarbakır’da çektiği güzel fotoğraflar var. Kahvenin enfes kokusu içinde daha önce 3 kişisel fotoğraf sergileri açan ve birçok karma sergide fotoğraflarıyla yer alan Yalçındağ’ın objektifinden Diyarbakır’a bakmam mümkün oluyor.
KEÇİ BURCU’NDA DEVAM EDEN YASAK
Gazi Caddesi’ni dünyanın en büyük açık hava AVM’si olarak değerlendiren Yalçındağ, “İstediğiniz her şeyi bulabileceğiniz bir yer” diyor. Bu çarşıyı canlı tutan Suriçi’nde yaşayan insanlardı. Maalesef burada yaşanan savaştan sonra halk göç etti ve biz de şimdi turistlere hizmet verir hale geldik. Suriçi halkına hizmet verememenin üzüntüsünü yaşıyoruz diyebilirim” diyor.
Keçi Burcu Diyarbakır surlarının en ilgi çekici bölümlerinden biri. Burcun üstünden Hevsel Bahçeleri, Kırklar Dağı, Dicle nehri ve On Gözlü Köprü görünüyor ve bu manzara doyumsuzdur. Burcun iç kısmı da görünmeye değerdir. Çatışmalardan önce her gün binlerce insan burada vakit geçirirdi. Ama ne yazık ki 2015’ten bu yana Keçi Burcu da yasaklı bölge içinde.
Zaman zaman Keçi Burcu’ndaki yasağın kaldırılacağı yönünde açıklamalar yapılıyor. Ancak Mervan Yalçındağ yasağın yakın zamanda kalkmayacağını düşündüğünü belirterek şunları söyledi: “Mayıs ayında Keçi Burcu’ndaki yasağın kaldırılacağı söyleniyor ama bu pek mümkün değil. Mardinkapı’da başlayan ve Hz. Süleyman Camisi’ne kadar uzanan yol bitti ama yol yasaklı bölgede. Çünkü yapılan evler bitmedi, satışa sunulmadı. Bu işler bitmeden yasak kalkmaz çünkü emniyet yasaklı bölgeye girişlerin önüne geçemeyeceği yönünde görüş belirtiyor. Keçi Burcu hem bizler için hem de turistler için kültürel ve tarihi bir yer. Ancak saçma sapan bir yasak nedeniyle kimse gidemiyor buraya. Şehir için çok büyük bir kayıptır bu.”
SUR ARTIK BAŞKA BİR YER
Bu işler bittikten sonra Mardinkapı şen olur mu peki? Yalçındağ, “Buradaki evlerin bazılarının butik otel, kafe olarak işletilmesi muhtemel. Bu da Mardinkapı’yı hareketlendirebilir. Ayrıca oturmak için kim alacak bu evleri, bilmiyoruz ama insanlar buraya yerleşince akşamları da bir canlılık olur. Öte yandan evlerin satışı için bazı spekülasyonlar yapılıyor. Mesela deniyor ki ‘Acun Ilıcalı buradan konut aldı.’ Belki doğrudur ama bana buraya ilgiyi arttırmak için yapılan bir spekülasyon gibi geliyor.”
Çok daha keyifli şeylerden söz etmek isterdim. Özellikle barış sürecinde buranın canlılığından, insanların yüzüne yansıyan mutluluktan söz etmek isterdim. Ancak bu devam etmedi ve çok kötü şeyler yaşandı burada. Her ne kadar Sur yeniden canlandırılmak isteniyorsa da insanlar mutsuz. Bu çok net hissediliyor. Hangi esnafla konuşsanız hep geçmişi yad ederek cümlelerine başlıyor. Hemen arka tarafımızda yüzlerce insanın öldürüldüğünü bilmek psikolojik olarak çok kötü ve insanı sarsan bir durum. Dışarıdan bakınca Sur’un yeniden canlandığı görünür ama içine girdiğinizde burada yaşayan insanların mutsuzluğunu görmek mümkün. Burası artık başka bir yer olacak, bizim bildiğimiz Suriçi’nin ruhunu asla taşımayacak