Cezaevi Fidel Castro ve Che Guevare'nın fotoğraflarını DHKP-C'li diye yasakladı

DUVAR - Disiplin cezaları, haberleşme hakkı engeli, görüş yasağı, mahpuslara gazete ve kitap verilmemesi... Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'ndeki mahpuslar bu hak ihlallerinin çok sık yaşandığını ve bu ihlallerin bir an önce son bulmasını istiyor. Yaşanan hak ihlallerini cezaevindeki mahpus Akil Nergüz yazdı. Nergüz, kendilerine gönderilen fotoğraflara cezaevi idaresi tarafından el konulduğunu söylüyor. El konulan ve yasaklanan fotoğraflar arasında Küba devriminin efsanevi isimleri Che Guevara ve Fidel Castro da bulunuyor. Nergüz, “Cezavi idaresi Fidel Castro Che Guevara'nın fotoğrafları DHKP-C'li oldukları iddiasıyla yasakladı” diyor.

Hak ihlalleri iddiasının sıkça yaşanmasının ardından cezaevine giden Van İnsan Hakları Derneği Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Mehmet Karataş, "Açlık grevlerinden sonra bu ihlaller arttı. Cezaevi idaresiyle görüştüğümüzde bize, Ceza Tevkifleri Genel Müdürlüğü tarafından genelge gönderildi" dedi.

DİSİPLİN CEZALARI

Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nden mahpuslar yaşanılanlara ilişkin mektup yazdı. Akil Nergüz adlı mahpus tarafından gönderilen mektupta mahpuslara disiplin cezalarının son dönemde arttığı belirtildi. Nergüz, cezaevindeki disiplin cezalarını şöyle sıraladı:

- Talat Şanlı'ya 2 ay ziyaret yasağı

- Taner Korkmaz, Macit Şahinkaya, Murat Kaymaz ve Akil Nergüz adlı mahpuslara 1 ay telefon yasağı

- Taner Korkmaz, Yusuf Kenan Dinçer'e ve Murat Kaymaz'a 1'er ay ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma cezası

- Taner Korkmaz, Macit Şahinkaya, Akil Nergüz, Talat Şanlı, Murat Kaymaz, Rabbena Hanedar keyfi parmak izi ve avuç içi okumasını kabul etmedikleri için 3'er gün hücre cezası

Nergüz bu cezalarla ilgili mahkemeye başvurduklarını ve mahkemenin bu konularda verdiği kararlar hakkında ise şunları yazdı: “Rabbena Hanedar, Talat Şanlı, Mecit Şahinkaya, Taner Korkmaz, Murat Kaymaz, Yusuf Kenan Dinçer, Akil Nergüz keyfi olarak sohbete çıkartılmayı protesto etmek için kapılara vurdukları için birer ay etkinliklerden men edilmesi için yapılan itiraz Van İnfaz Hakimliği tarafından reddedildi. Murat Kaymaz, Macit Şahinkaya, Rabbena Hanedar, Akil Nergüz ve Taner Korkmaz'a tutuklu ÇHD ve HHB üyesi avukatlarına açlık grevi eylemine destek vermek amacıyla yaptıkları 1 haftalık destek açlık grevi için verilen birer ay ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma cezasına yaptıkları itiraz da Van İnfaz Hakimliği'nce reddedildi.”

MAHPUSLARA VERİLMEYEN KİTAPLAR VE GAZETELER

Nergüz kendilerine idare tarafından kitap ve gazetelerin de verilmediğini yazdı: “Abonesi olduğumuz Cumhuriyet, Evrensel gazetelerinin 19.03.2019 tarihli sayılarının birer sayfaları kesilerek verildi. Yeni Yaşam ve Yeni Asya gazeteleri geçtiğimiz ay hapishane idaresinin keyfi yasağıyla satılmadı. Tele 1, Halk Tv gibi kanallar yayınlanmıyor. Kavgamın Çırağı Olmak, Bu Halk Bu Vatan Bizim, Büyük Direniş ve Söz, Sol İçi Şiddet kitaplarının önsözlerindeki ifadelerden çeşitli alıntılar yapılıp tamamen uydurma gerekçelerle yasaklama kararı alındı. Şeytan Ayetleri Tartışması adlı kitabına ise kitabın tümünde halkın manevi ve dini duygularını aşağılayan ifadeler olduğu iddiasıyla hapishane idaresince el konuldu.”

'CHE GUEVARA VE FİDEL CASTRO'NUN FOTOĞRAFLARI DHKP-C'Lİ DİYE YASAKLANDI'

Nergüz, bir başka mahpus olan cezaevi arkadaşı Taner Korkmaz'a gönderilen 34 fotoğrafın cezaevi yönetimi tarafından kendisine verilmediğini söyledi. Nergüz bu fotoğraflar içerisinde Küba devriminin efsanevi isimlerinden Fidel Castro ve Che Guevara'nın fotoğraflarının da bulunduğunu söyledi: “Hayata dönüş katliamında ölenlerin yanı sıra Fidel Castro ve Che Guevara'nın fotoğrafları da DHKP-C'li oldukları iddiasıyla yasaklandı.”

Söz konusu mektupta Yusuf Kenan Dinçer, Murat Kaymaz, Akil Nergüz, Taner Korkmaz, Talat Şanlı, Macit Şahinkaya adlı mahpusların ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olmadıkları halde 3 yıldır tek kişilik hücrede tutuldukları belirtildi. Nergüz bu durumu da şöyle anlattı: “Özel tecrit uygulaması bununla sınırlı değil aynı tutsakların havalandırma kapıları da diğer tutuklu ve hükümlülerden 2 saat geç açılıyor.”

'AÇLIK GREVLERİNDEN SONRA BU İHLALLER ARTTI'

Van İnsan Hakları Derneği Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Mehmet Karataş geçtiğimiz günlerde cezaevine gittiğini söyleyerek özellikle açlık grevinden sonra bu ihlallerin yaşandığını söylüyor. Karataş “Son dönemde özellikle Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde çok fazla hücre cezaları veriliyor. Mahpusların iletişim haklarının ellerinden alındı. Spor hakları hiç verilmiyor. Bu ihlaller özellikle açlık grevinden sonra tüm mahpuslara uygulanıyor. Açlık grevi eylemlerinden önce bu ihlaller çok fazla yaşanmıyordu. Örneğin koğuşlardaki mahpuslar birbiriyle görüşebiliyordu. Gazete, kitap okuyabiliyorlardı. Şu an sadece aileleriyle birlikte telefonla görüşebiliyorlar. Bu ellerinden alınmamış tek hakları” dedi.

Konuyla ilgili cezaevi idaresiyle görüştüklerini belirten Karataş şöyle devam etti: “Bu durum idarenin mahpuslara karşı almış olduğu bir tavır. Cezaevi idaresi mahpuslara 'eğer siz açlık grevi yapıyorsanız ben de sizin hakkınızı engellerim' diyor. Bu bir cezalandırma yöntemi. Kapatılmış olan kişiler daha ağır şekilde cezalandırılıyor. Mahpuslar yoğun bir izolasyonla kapatılmış durumdalar. Bazı mahpuslar bir ve üç kişilik hücrelerde tutuluyor. Yasal hakları ellerinden alınmış durumda. Son günlerde avukat görüşlerine kamera kayıtları yapılıyor. Bu konuyla ilgili cezaevi idaresiyle görüştüğümüzde 'bize Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nden genelge geldi. Emri yerine getiriyoruz' diyorlar.”