Koruma altında büyüyen gençler için ‘ev’ kampanyası

Hayat Sende Derneği, devlet koruması altında büyüyüp 18 yaşını doldurduğu için kurumlardan ayrılmak zorunda kalan gençler için “Ona bir ev ver” kampanyası başlattı. Dernek memurluğa atandığı halde güvenlik soruşturmaları uzadığı için işe başlayamayan koruma altındaki gençlere öğretmenevleri ya da resmi kurumların misafirhanelerinde konaklama imkanı sunulmasını istiyor.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Türkiye’de yaklaşık 21 bin çocuk devlet koruması altında. Bu çocukların yaklaşık 7 bini koruyucu aile yanında yer alırken 14 bini ise personellerin bakımını üstlendiği Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı kurumlarda kalıyor. 18 yaşını dolduran gençler üniversite eğitimleri boyunca 25 yaşına kadar Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun (KYK) yurtlarında ücretsiz bir şekilde barınma ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.

Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği, 18 yaşını doldurup üniversite sınavını kazanamayan ve kurumlardan ayrılan gençler ile memurluğa atandığı halde güvenlik soruşturmasının sonuçlanmasını bekleyen koruma altındaki gençlerin barınma ihtiyacının karşılanması için “Ona bir ev ver” kampanyası başlattı. Dernek, kişilerin inisiyatifine bırakılmadan koruma altında yetişmiş gençlerin öğretmen evleri ya da resmi kurumların misafirhanelerinde barınmaları için resmi protokol hazırlanmasını talep ediyor.

’18 YAŞINA GELİNCE KURUMDAN ÇIKARILAN GENÇLER VAR’

Projenin yürütücüleri arasında yer alan Hayat Sende Derneği’nden Mehmet Saraç ile proje kapsamında kamu kurumlarından talepleri ve koruma altında yetişen bireylerin sosyal yaşama uyumlarında ortaya çıkan sorunlar üzerine konuştuk. Saraç’ın sorularımıza yanıtları şu şekilde oldu:

Hayat Sende Derneği olarak, “Ona bir ev ver” kampanyası başlattınız. Korum altında yetişen çocuk ve gençlere yönelik talepleriniz neler?

Hayat Sende Derneği olarak 2016 yılında 18 yaş çok erken kampanyasını yaptık. Koruma altındaki gençler üniversite okuyorlarsa koruma kararları 25 yaşına kadar devam edebiliyor. Üniversite okumuyorlarsa 18 yaşında kurumdan çıkarılıyorlar. Veyahut 18 yaşına geldikleri zaman üniversiteyi kazanamamışlar ve liseyi bitirmişlerse kurum personelinin inisiyatifine bağlı olarak kurumda kalabiliyorlar. Biz gelişmiş ülkeleri taradığımızda bu yaşın 21 olduğunu gördük. Kurumdan ayrılacak gençlerin üniversite şart koşulmaksızın 20 yaşına kadar burada kalmalarının devam etmelerini amaçladık. Ama bugün görüyoruz ki hala 18 yaşına gelince kurumdan çıkartılan gençler var. “Ona bir ev ver” kampanyasında amacımız, 18 yaşında kurumdan çıkartılan gençlerin liseden ayrıldıktan sonra atamaları yapılacaksa veya üniversiteye girmeleri için şansları olacaksa bunu kurumdan ayrıldıktan sonra nereye gideceklerini bilmedikleri bir halde yapmasınlar istiyoruz. Atananlar için güvenlik soruşturmaları devam ederken, üniversiteyi kazananlar için KYK yurtlarına yerleştirilene kadar ya da üniversiteyi kazanamamış yeniden hazırlananlar için tüm illerdeki öğretmen evi ya da kamu kurumlarının misafirhanelerinin bu gençlerin konaklamasını istiyoruz.

Her yıl ortalama kaç koruma altında genç kurumlardan ayrılıyor?

Bazıları ailesinin yanına gidebiliyor ama ailesinin yanına gidip üvey anne ya da babasının istememesi sonucunda evden atılanlar bize ulaşıyor. Gidecek hiçbir yeri olmayıp bizlere gelen kişiler de var. Destekçilerimiz sayesinde ev tuttuğumuz, eşyalarını aldığımız birçok kişi var. Her yıl kurumdan ayrılan kişi sayısına ortalama bin 200 diyebiliriz. Kurumdan ayrıldıktan sonra ailesinin yanına gitmek istemeyen ama mecburiyetten oraya dönmek zorunda olan kişiler de oluyor.

‘KAÇ KİŞİNİN İŞTEN AYRILDIĞINI, İNTİHAR ETTİĞİNİ MERAK EDİYORUZ’

Avrupa ülkelerinde koruma altında yetişen bireylerin üniversiteye gitme oranının yalnızca yüzde 5 olduğunu, bu oranın akranlarından beş kat düşük olduğunu kampanyanızda belirtiyorsunuz. Türkiye’de buna dair net bir sayı yok. Türkiye’de akranlar arasındaki uçurum sizin deneyimleriniz açısından daha mı fazla?

Baktığımız zaman devlette kaç bin kişinin işe yerleştiğinin istatistiği var. Biz aynı zamanda kaç kişinin işten ayrıldığını, kaç kişinin evlendiğini ya da boşandığını, kaç kişinin intihar ettiğini merak ediyoruz. Bunlara maalesef ulaşamıyoruz. Yüzde 70'inin lise grubundan atandığını görüyoruz. Üniversiteye gitmeme oranını buradan hareketle yüzde 70 civarında olduğunu söyleyebiliriz. İstatistik olmadığı için, buraya gelen arkadaşlarımızın kendisiyle birlikte kalanlardan üç beş tanesinin üniversiteyi kazandığı bilgisi üzerinden konuşabiliyoruz.

‘İNİSİYATİFTEN ÇIKARILIP MİSAFİRHANELERE YERLEŞTİRİLMELERİNİ TALEP EDİYORUZ’

İyi bir eğitime erişemeyen koruma altındaki gençlerden ne tür geri dönüşler alıyorsunuz?

Hayat Sende Derneği’nden Mehmet Saraç “Ona bir ev ver” kampanyasının yürütücüleri arasında yer alıyor.

Koruma altındaki gençlerin devlet memuriyetinde bir öncelikleri var. Ayrı kontenjan var. Güvenlik soruşturmasını geçerek yaklaşık yüzde 95’i atanıyor. Ama kurumdaki personelin “Devlet memuru olacaksınız zaten” söylemleriyle memuriyeti garanti olarak görüyorlar. Bu söylemle büyüdüklerinde kendilerini geliştirme noktasında çok fazla adım atmıyorlar.

18 yaşında kurumdan ayrılıp güvenlik soruşturması 6- 8 ay bitmeyen kişiler var. Onlar da bu süreci beklerken çok gergin oluyorlar. Ev kirasını dahi ödemeyecek durumlar oluyor. Bakanlık bazı kişileri misafirhanelerinde konaklatma yönünde adım atarken bunların tamamı inisiyatif üzerinden ilerliyor. Biz inisiyatiften çıkarılıp net kural olarak tüm ihtiyacı olanların o kurumların misafirhanelerine yerleştirilmelerini talep ediyoruz. Güvenlik soruşturmasını beklerken bu kişiler kayıt dışı bir şekilde kafelerde, lokantalarda çalışmaya başlıyorlar. Oralarda da pek fazla tutunamıyorlar. Orada farklı bir psikolojiye bürünebiliyorlar. Bu aşamada da yine bir düzenlemeyle güvenlik soruşturmaları bitene kadar İŞKUR aracılığıyla geçici işlerin devlet eliyle ayarlanabilmesini talep ediyoruz.

‘YURTTAN AYRILDIKTAN SONRA NE YAPACAKLARINI BİLMİYORLAR’

Koruma altında olan çocuklar 18 yaşına yaklaştıkça kaygıları artıyor mu? Suça sürüklenme korkusu hissediyorlar mı?

Kaygıları artıyor ama suça sürüklenme en büyük kaygıları değil. Çünkü neyin suç olduğunu çok fazla idrak edemiyorlar. Kurumdan ayrılma endişeleri var. Bu endişe üniversiteden mezun olan gençlerin iş bulma endişesi gibi bir endişe. Suça bulaşma gibi bir korkularıysa yok. Geçenlerde 17 yaşında bir arkadaşımız bizi aradı ve müdürün onu yurttan çıkarmak istediğini söyledi. Bununla ilgili adım atabilmek için detaylı bilgi istedik ve o noktada da başına bir iş geleceğini düşünerek bilgileri paylaşmadı. Yurttan ayrıldıktan sonra ne yapacaklarını bilmiyorlar. Kurum bakımındayken her şey önlerine gelirken kurumdan ayrıldıktan sonra sudan çıkmış balık gibi oluyorlar ve neyi nasıl yapacaklarını bilemeyebiliyorlar.

‘KURUMDAN AYRILMASI MUHTEMEL GENCE BİLGİ VERİLMİYOR’

Biz aynı zamanda yurt dışındaki örnekleri de inceliyoruz. Ukrayna’da bir örneği inceledik ve orada bu işi devletin kontrolünde vakıfların üstlendiğini gördük. Vakıf, çocuk 17 yaşına geldiği zaman üç farklı seçenek sunuyor. İsterse bir yıl boyunca yaşam koçu veriyor ve o danışman onunla birlikte dışarıdaki her etkinliğine eşlik ediyor. Kurumdan ayrıldıktan sonra ne yapacaksa deneyimlemesini sağlamaya çalışıyor. Diğer seçenekler ise ilk altı ay kiralarını karşılama ve bir yıl daha kurumda kalabileceği seçenekler oluyor. Maalesef bu Türkiye’de pek ilerlemiyor. Kurumdan ayrılması muhtemel gence sonrasında ne yapması gerektiğiyle ilgili pek bir bilgi verilmiyor.

‘YAZ AYLARINDA KALACAK YER ARAYIŞINA GİRİYORLAR’

ABD’de koruma altında yetişen gençlere üniversitelerde kontenjan açan bir düzenleme hayata geçirildiği bilgisini de kampanyanızda paylaşıyorsunuz. Türkiye’de buna benzer nasıl pozitif ayrımcılık adımları atılabilir?

Üniversiteye girişte ayrı bir özel kontenjan adımı atılsa çok çok iyi olur. Şu an KYK’larda ücretsiz olarak konaklayabiliyorlar. KYK’larda burslu olanlara 5 lira olan destek koruma altındaki gençlere 10 lira olarak veriliyor. KYK’larda da şöyle bir sıkıntımız var. Yazın bilindiği gibi KYK’ların bir kısmı kapanıyor ve merkez olarak belirlenen yurtlara öğrenciler yerleştiriliyor. O KYK’da kalabilmek için ise geçerli bir mazeretinizin olması gerekiyor. İş, staj ya da yaz okulu gibi. KYK’larda kalan birçok koruma altındaki genç yaz aylarında istemeye istemeye ailelerin yanına dönüyorlar. Ya da arkadaşlarının evlerinde kalıyorlar. KYK da yazın kalmak isteyen öğrencilerden herhangi bir mazeret beklemeden kalmalarının gerçekleştirilmesi üzerine düzenleme yapabilir.

‘İŞİNE, EŞİNE BAĞLANAMAYIP İNTİHAR EDENLER VAR’

Yıllarca bir çatı altında yaşayan gençlerin sosyal yaşama uyumu konusunda sorunlar ortaya çıkıyor mu? Buna dönük ne tür adımlar atılmalı?

Sosyal yaşama uyum noktasında sorunlar elbette yaşanıyor. Kurumlara yapılan düzensiz ziyaretler iki türlü bağlanma problemini ortaya çıkarıyor. Ya herkese çok çabuk bağlanabiliyorlar ya da kimseye bağlanamıyorlar. İleride, kurumdan ayrıldıktan sonra başladığı çalışma hayatında o kadar da iyi tanımadığı arkadaşına güvenip ona kredi çekip, ödeyemeyip işten atılanlar var. Ya da işine eşine bağlanamayıp intihar edenler var. Örneğin bakanlıkta çalışan, evli iki çocuk sahibi birisi vardı. Hafta sonları bir spor dalında hakemlik yapan, dışarıdan bakıldığında düzenli yaşamı olan birisi olarak görülüyordu. Ama işine, eşine ve çocuklarına bağlanamadığı için intihar etti.

‘KURUM KİMLİKLERİNİ GİZLEME REFLEKSİ GÖSTERİYORLAR’

Kurumdan ayrıldıktan sonra maddiyatı yetersiz olanlar oluyor. Ne kadar destek alırlarsa alsınlar para yönetimini çok iyi bilmedikleri için çok çabuk parasız kalabiliyorlar. Arkadaşlarıyla ilişkiye girmede de sorun yaşıyorlar. Toplumun ön yargıları nedeniyle kurum kimliklerini gizleme refleksi gösterebiliyorlar. Bunların hepsi bütünlüklü bir süreç. Çalışanlara verilen iş sağlığı eğitimi gibi eğitimlerin bu alandaki insanları anlamaya dönük iş yerlerinde yaygınlaştırılabilir. Topluma geçişte adaptasyonun sağlanması için adım da atıyoruz. Bakım sonrası rehberi hazırladık ve bunun eğitmen eğitimini düzenleyeceğiz. Koruma altındaki üniversite öğrencilerini eğitmen yaparak kurumdaki lise grubuna eğitim vermelerini, deneyimlerini aktarmalarını sağlayacağız. Hayat Sende Derneği olarak bizler inanıyoruz ki toplumsal dönüşümü hep birlikte gerçekleştirebiliriz. Bu yüzden herkesin desteğine ihtiyacımız var.