Kazı başkanları: Kim şok olmuş onu haberciye sormak gerekir
Kültür ve Turizm Bakanlığı geçtiğimiz günlerde emekli olmasına rağmen kazı başkanlığı yapan 14 profesör ile yürüttüğü çalışmayı sonlandırdı. Kazı başkanları bir gazetede 'şok oldular' şeklinde yayınlanan haberin gerçeği yansıtmadığını ifade etti.
İZMİR - Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, halen arkeolojik kazı başkanlığı sıfatını sürdüren ve üniversitelerinden emekli olmuş 14 profesörün, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nde yapılan bir toplantı ile bundan böyle kazı başkanlığı yapamayacaklarının bildirilmesi üzerine şok yaşadıkları yönündeki habere yalanlama: Şok yaşamadık!
“Arkeolojik hafızaya plaketle uğurlama’’ başlıklı habere göre, toplantıda emekli hocalara Bakanlığın İç Denetim Birimi Başkanlığı’nca hazırlanan rapor doğrultusunda kazılarına son verileceği, kendilerine de “Onursal Başkan” yapılacağı anlatıldı. Toplantı sırasında kazı başkanı hocaların itirazları oldu. Çünkü yasa, bir kuruma bağlı olarak 75 yaşına kadar çalışmaya izin veriyordu.
Konuya ilişkin yaptığımız araştırmaya göre; 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 35. maddesinde kazıların ‘’Türk ve yabancı heyet ve kurumlar tarafından yürütülebileceği’’ hüküm altına alınmış. Dolayısıyla ilgili kanun hükmü doğrultusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı adına arkeolojik kazı çalışmalarını yürütecek olan bilim insanlarının kurumsal bir bağlantısının olması gerekiyor. Yani 2863 sayılı yasanın 35. maddesi ‘’kazı başkanları ancak bir bilim kuruluşu adına kazı çalışmalarını sürdürürler’’ diyor.
Türkiye’de bilim insanlarını yaşları veya bir kamu kurumu ile olan bağları çerçevesinde değerlendiren mevcut yasa ve yönetmeliklerin halen yürürlükte olmasını ayrı bir tartışma konusu olarak bir kenarda tutalım... İlgili kanun hükmü doğrultusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı adına arkeolojik kazı çalışmaları yürütecek olan bilim insanlarının kurumsal bir bağlantısının olması ilgili mevzuat hükümlerinin bir gereği. Dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı, bugüne kadar mevzuata aykırı bir şekilde ve aslında bir riski de göze alarak emekli olan hocaların kazı başkanlıklarını devam ettirdi.
Peki, uzun yıllardır devam ettirilen bu uygulama şimdi neden sona erdi?
Kazılara ilişkin 2018 yılında İç Denetim Birimi Başkanlığı’nca yapılan denetleme sonucunda ‘’Bağlı bulunduğu bilimsel kurumdan emekli olan kazı başkanları için yapılan görevlendirme işlemine bundan sonra devam edilmemesi” gerektiği rapor edildi. Yani bilimsel bir kuruluşla bağlantısı kalmayan bilim insanlarının Kültür Bakanlığı adına kazısını yürütemeyeceğinin yasal olarak mümkün olmadığı teftiş soruşturmasıyla da teyit edilmiş oldu.
Konuyla ilgili görüşlerini sorduğumuz kazı başkanları, toplantıdan önce bakanlık tarafından tebliğ edilen bir yazıyla gerekli açıklamanın yapıldığını ifade ederek söz konusu toplantıya durumu bilerek geldiklerini ve kendileri için sürpriz olmadığını söylediler.
Haberde adı geçen kazı başkanlarından bazılarının açıklamaları şöyle:
Bursa, Paşalar Kazı Başkanı Prof. Dr. Berna Alpagut: Bu görev bir bayrak yarışı
Kim şok geçirmiş onu haberciye sormak gerek. 2016 yılından beri çözüm üretmeye çalışıyor bakanlık. Ayrıca bu toplantı için bize nezaket çerçevesinde bir davet yazısı gönderildi. Ben hiçbir kazı başkanının bu durumu bilmediğini düşünmüyorum. Bir terslik var bu haberde. Ya haberci kendi görüşünü kattı ya da bilmiyorum…
Bizler için önerilen çözüm; ya müzelerle kazılara devam etmek, ya da bizim göstereceğimiz bir isim ile eş başkanlık sistemi doğrultusunda Onursal Kazı Başkanı olarak devam etmek. Durum bundan ibaret. Yasa’daki boşlukları doldurmak hukukun işi. Nasıl yapacağına Kurum karar veriyor. Benim seçimim; Lisans ve lisansüstü derecelerini benimle çalışmış 6 yıldır Kazı Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen çok çalışkan bir öğrencimin adını vermek yönünde oldu. Onun bu alanda yetişmesine ve daha nice öğrencilerin bu kazı alanında eğitim ve öğretim görmesine katkım 36 yıllık Paşalar Kazısı’nın Onursal Başkanı olarak böyle sürecek.
İlgili yasanın uyuşmazlıklarına feda edilmeyecek kadar önemli bir görev yapıyoruz. Öğretim üyesi olarak 46 yılım Üniversitede geçti. Bunun 36 yılı bizzat Paşalar Kazısı’na ait. Deneyimlerimi öğrencilerime aktarmaya gücüm yettiğince devam etmeyi düşünüyorum. Bizi yetiştirenlere bu bir vefa borcumuz. Bu görev bir bayrak yarışı.
İzmir, Panaztepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Armağan Erkanal: Emekli olur olmaz sizin elinizden alıyoruz da diyebilirlerdi
Haberin çok garip bir şekilde yazıldığını düşünüyorum. Bazı ifadeler çok çirkin. Gerçekle ilgisi yok. Bize önceden bilgi verildi ve arkasından bir yazıyla davet edildik toplantıya. Aslında bakanlığa bizim teşekkür etmemiz gerekir. Çünkü bu saate kadar bizim çalışmamıza müsaade ettiler. Emekli olur olmaz sizin elinizden alıyoruz da diyebilirlerdi.
İzmir, Nif Dağı Kazı Başkanı Prof. Dr. Elif Tül Tunay: Şok geçiren olduğunu zannetmiyorum
Çok yanlış yönlendirilmiş, sansasyon yaratmak için yapılmış bir haber. Biz şok olmadık ve şok geçiren olduğunu da zannetmiyorum. Zaten bildiğimiz bir şeydi. Kötü bir muamele de görmedik. Gayet nazik bir davetti. Bizler üniversiteden emekli olduktan sonra Bakanlar Kurulu Kararı’yla kazıya devam eden hocalarız.
Bana Nif Dağı’nda kazı kaç yıl sürecek diye soruyorlar. Diyorum ki 300 yıl sürer. O zaman ‘’bittiğini göremeyeceksiniz.’’ diyorlar. Tabii göremeyeceğim ve benden sonra bir iki nesil daha göremeyecek! Ama bu demek değil ki bu kazılar bitecek. Ben bu kazıya başladığım gün iki öğrencimi kazı başkanlığına hazırlamaya başladım. Bu şekilde 20 yıldır çok güzel çalışmalar yaptık. Bu nedenle hocaların zamanında bunları düşünüp yerine gelecek kişiyi seçmesi gerekir. Bazı hocalar hiç ölmeyecekmiş, ilelebet kazı yapacaklarmış gibi kimseyi yetiştirmediler. Bunu yapan hocalar için kazıyı bırakmak zor olabilir. Ben isteyerek kazıyı bırakıyorum.
Sonuçta bizi kapı dışarı edip sokağa atmıyorlar. Yayın hakkımız var. Ekibin Onursal Kazı Başkanı olmamız söz konusu ve bizim deneyimlerimizden yararlanılmaya devam edilecek. Şimdi kazıya daha fazla zaman ayırma şansım olacak. Çünkü biliyorsunuz çok fazla prosedür var. Artık bunlarla uğraşmayayım. Ben de artık bilim yapayım, kitaplarımı yazayım.
Aydın, Ayasuluk Kazı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Büyükkolancı: Sürpriz değildi oraya gidişimiz
Daha önceden bir yazı yazıp haber verdiler. Herkes biliyordu. Sürpriz değildi oraya gidişimiz. Daha önceden yerimize geçecek gençlerin isimlerini vermiştik zaten. Biz üniversiteden emekli olduktan sonra Genel Müdürlük, Bakanlar Kurulu Kararı’nı değiştirerek bizi devam ettirdi. Böylece üç sene daha çalışmış oldum. Bakanlık böyle bir karar vermiş, bizim yapacağımız bir şey yok.
Sonuçta bizler bakanlığın verdiği ödenekle çalışan gönüllü insanlarız. Onlar da denetim geçirdikleri için bu şekilde işi çözdüler diyelim. Ben bunu çok doğal buluyorum. Bakanlar Kurulu Kararı alıp ‘çalışın’ dedikleri zaman iyi de, ‘teşekkür ederiz’ denildiği zaman mı kötü? Hepimize birer plaket verip teşekkür ettiler. Biz de onlara teşekkür ederek ayrıldık. Bize kötü muamele yapıldı diye bir şey yok ki!