Sahte raporu ortaya çıkarmış, işten atılmıştı

2016 yılında Çapa Tıp Fakültesi’nde taşeron firmanın ürettiği yemeklerden dolayı besin zehirlenmesi yaşanmış, bir çok işçi aynı hastanenin servisinde tedavi altına alınmıştı. Yaşanan zehirlenme sonrası işçilere “klima çarpması” denilmiş, sahte rapor düzenlendiğini ortaya çıkaran Cemal Bilgin ise işten çıkarılmıştı. Taşeron firmaya iftira atma, görevli memura hakaret, darp etme ve suç uydurma gibi açılmış davalar beraatle sonuçlandı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- 2016 yılında Çapa Tıp Fakültesi’nde taşeron firmanın ürettiği yemeklerden dolayı besin zehirlenmesi yaşanmış, bir çok işçi aynı hastanenin servisinde tedavi altına alınmıştı. Yaşanan zehirlenme sonrası işçilere “klima çarpması” denilmiş, sahte rapor düzenlendiğini ortaya çıkaran Cemal Bilgin ise işten çıkarılmıştı. (     https://www.gazeteduvar.com.tr/turkiye/2019/04/22/illa-solcu-olmam-mi-lazim-neden-muhafazakar-milliyetciler-hak-mucadelesine-girmesin/ )

O tarihte Çapa Tıp Fakültesinde hasta bakıcı olan, aynı zamanda İşçi Sağlığı ve Güvenliği temsilcisi (İŞİG) Cemal Bilgin yaşanan olayı şöyle anlatıyor:

“İŞİG temsilcisi olduğum için arkadaşlarımı ziyarete gittim. Bir baktım sayı çoğalıyor. Tetkikler verilmiş, sonuçlar bekleniyor. Acil dahiliyedeki hocalarla görüştüm. ‘Cemal, burada bir besin zehirlenmesi var ama taşeron firma bunu kapatmak istiyor’ denildi. Ben de boş durmadım. Sonuçları bekledim. Arkadaşlara klima çarpması denilmiş. Çıkan raporu aldım. Mikrobiyolojideki bir hocaya danıştım. Hoca, ‘Sen bu sonucu nereden aldın?’ dedi. ‘İşçi arkadaşlardan’ dedim. Beni odasına çağırdı. Sahte rapor düzenlenmiş.”

Bilgin yaşanan bu olayın ardından görevi gereği konunun takipçisi olduğunu ifade ediyor. Ancak hem güvenlik işçileri hem güvenlik amirleri hem de hastane müdürü tarafından şikayet edildiği için hakkında çok sayıda dava açıldığını anlatıyor. Taşeron firmaya iftira atma, görevli memura hakaret, darp etme ve suç uydurma gibi açılmış davalar sonrasında birleştirildi.

‘İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ TAŞERON FİRMAYI KORUDU’

Sanık Cemal Bilgin, Caner Kutlu ve Volkan Keskin’in yargılandığı duruşma, 5 Kasım 2019’da, İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bilgin'in,  kamu görevlisine hakaret ve görevli memura direnme suçlarından cezalandırılması amacı ile açılan kamu davası beraatle sonuçlandı. Yine aynı şekilde “iftira suçunu” işlediği gerekçesiyle açılan dava da beraat ile sonuçlandı. Sanık Caner Kutlu ve Volkan Keskin’in de aynı suçlardan ayrı ayrı beraatlerine karar verildi.

Bilgin, bu süreçte mahkemenin İstanbul Üniversitesi’nin müdahil olma talebini reddettiğini belirtiyor ve bu durumu şöyle değerlendiriyor: “İstanbul Üniversitesi’nde sadece sağlık hizmeti verilmiyor. Binlerce hukuk öğrencisi yetiştiriyor. Bu ayrı üzücü. Patronu ve taşeron firmayı korudular. Hem hukuk mücadelemizi hem fiili mücadelemizi ısrarla sürdürdük ve bu dayanışmayla kazandık.”

‘İŞÇİYİ İŞÇİYE KIRDIRMAK TAM DA BÖYLE BİR ŞEYMİŞ’

Bilgin, son olarak “İşçiyi işçiye kırdırdılar” diyor ve bu davanın ibretlik olduğunu vurguluyor:

“Bizi şikayet eden hem güvenlik işçileri hem güvenlik amirleri hem de hastane müdürü. Hakkımda açılan bir çok dava vardı. Hepsi bitti. Ödüllendirilmemiz gerekirken cezaya çarptırıldık. Hak mücadelesinde başımıza gelmeyen kalmadı. Haksız ve keyfi bir şekilde işime son verdiler. Burada en çok canımı acıtan aynı hastanede çalıştığım işçi arkadaşlarımızın buna alet olmaları. Güvenlik amirleri, yöneticilerin talimatıyla, baskısıyla bana karşı dava açmaları. O işçi arkadaşlarımızla aynı tabaktan yemek yiyorduk. Bütün dertlerimizi paylaştığımız işçi arkadaşlarımızla karşı karşıya getirildik. İşçiyi işçiye kırdırmak tam da böyle bir şeymiş. İşçinin işçiye sahip çıkması lazım. Patronlar zaten bize her düşmanlığı yapıyor.”

İşten atıldıktan sonra uzun bir süre işsiz kalan Bilgin’in işe iade davası Yargıtay’da. “Oradan da olumlu bir karar bekliyoruz” diyor.