Türkiyeli bilim insanı sinekten yağ çıkardı: Litresi 75 euro
Dokuz Eylül Üniversitesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu, çevre dostu sinek olarak bilinen Black Soldier Fly (BSF) larvasından kozmetik hammadde üretti.
DUVAR- Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu (fotoğrafta) çevre dostu sinek olarak bilinen Black Soldier Fly (BSF) larvasından kozmetik hammadde üretti. TÜBİTAK desteğiyle Güzelbahçe ilçesinde bir tesis kuran Çalıkoğlu, meyve ve sebze gibi atıklarla beslendiği için "çevre dostu" olarak adlandırılan BSF'den nemlendirme, temizleme ve yenileme özelliğine sahip yağ elde etti.
'SİNEK LARVASI KULLANMAYA KARAR VERDİK'
Yüksek protein değerine sahip yağın yanı sıra BSF'den ve atıklarından kaliteli gübre ile hayvan yemi de sağlandı. Çalıkoğlu, AA muhabirine, kozmetik sanayisinin uzun zamandır hammadde krizinde olduğunu, mevcut hammaddelerin hem çevreyi kirlettiğini hem de yüksek karbon ayak izi bıraktığını söyledi. Çevreye zarar vermeyen, sürdürülebilir bir hammadde elde etmek için yola çıktıklarını kaydeden Çalıkoğlu, projelerinde sinek larvası kullanma kararı aldıklarını aktardı.
'SİNEKLER İÇİN UYGUN İKLİM KOŞULLARINI SAĞLADIK'
Larvalar için yaşam koşullarını küçük bir tesiste oluşturduklarını ifade eden Çalıkoğlu, "Sinekler için uygun iklim koşullarını yaratarak çiftleşmelerini sağladık. Elde edilen yumurtaları topluyoruz, larva haline getiriyoruz. Bu larvaları besliyoruz. Burada önemli olan larvaları neyle beslediğimiz. Larvaları biz organik atıklarla, yani meyve, sebze, gıda çöplerimizle daha çatala gelmeden çöpe dönüşen gıdalarla besliyoruz. Böylece aslında atık yönetimi de yapmış oluyoruz. Bizim larvalarımız atıkları yiyorlar, kaliteli yeme, kaliteli gübreye ve kaliteli bir yağa dönüşüyorlar" ifadelerini kullandı.
'LAURİK ASİT BİZİM YAĞIMIZDA DA MEVCUT'
Kozmetik sanayide kullanılan laurik asit için Hindistan cevizi ile palm yağlarından faydalanıldığını ve bunun da çevreye büyük zarar verdiğini söyleyen Çalıkoğlu, "Bizim yağımız da palm yağı ve Hindistan cevizi yağına eş değer oranda laurik asit içeren çok kıymetli bir yağ. Testlerin sonuçlarında yağın çok kaliteli iyi bir yağ olduğu ortaya çıktı ve literatür verileri de zaten bunu destekliyor. Anne sütünde özellikle yoğun olarak bulunan laurik asit bizim yağımızda da mevcut. Hem palmitik asit hem linoleik asit de var. Antibakteriyel özelliği, temizleyici özelliği aynı zamanda nemlendirici özelliği olan bir ürün. O yüzden yara iyileşmesinde de başarılı olacağını düşünüyoruz. Bu amaçla çeşitli hayvan deneyleri de planladık üniversitemizde. Yağ içeriğinin yüksek olması hem de yoğun protein içermesi antiaging ürünü olarak kullanılmasını da gündeme getirecek bir dönem sonra" açıklamasında bulundu.