Türkiye’nin 2024 özeti: 4 bin 368 kişi gözaltına alındı
Türkiye'de 11 ayda 4 bin 368 kişi işkence ve kötü muamele ile gözaltına alındı. Kürtçe ve Kürtlere yönelik baskılar arttı. TİHV ve İHD, durumu "son derece endişe verici” olarak değerlendirdi.
İSTANBUL - Türkiye İnsan Hakları Vakfı ile İnsan Hakları Derneği’nin hazırladığı rapora göre bu yılın 11 ayında toplanma ve gösteri özgürlüğü kapsamında yapılan barışçıl eylem ve etkinlikler sırasında 81’i çocuk olmak üzere toplam 4 bin 368 kişi işkence ve kötü muamele ile gözaltına alındı.
'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ TÜMÜYLE KULLANILAMAZ HALE GETİRİLECEK'
Sadece sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle 141 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 40'ı tutuklandı, 14'ü ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çeken 1’i çocuk 78 kişi ‘örgüt propagandası yapma’ gerekçesiyle gözaltına alındı. 38’i tutuklandı.
Ayrıca, 2022'de uygulanan ve kamuoyunda "Dezenformasyon Yasası" ile gazeteciler başta olmak üzere ifade özgürlüğü üzerindeki baskı daha da arttı. Tartışmaların ardından geri çekilen "etki ajanlığı yasası" geri getirilmesi ve yasalaşması halinde ifade özgürlüğü tümüyle kullanılmaz hale getirilecek.
ÇOK SAYIDA ETKİNLİK YASAKLANDI
Konser, festival, turnuva, tiyatro oyunu gibi 26 etkinlik yasaklanırken, 10 etkinlik de belediyeler, kamu kurumları ya da organizasyon şirketleri tarafından, kimi zaman tepkiler nedeniyle kimi zaman gerekçesiz olarak iptal edildi.
KÜRTLERE YÖNELİK BASKI ARTTI
Kürtlere yönelik ayrımcı, ırkçı ve nefret içerikli sözlü ya da fiziki saldırılar sonucunda 1 kişi yaşamını yitirdi, 12 kişi yaralandı.
Kürtlere yönelik saldırıların artmasında iktidar ve muhalefet partileri tarafından her gün geliştirilen söylem ve uygulamaların teşvik edici bir rolü bulunuyor. Bu nedenle 2024'te Kürtlere yönelik 23 ayrımcı, ırkçı ve nefret içerikli politika, idari uygulama veya yasaklama tespit edildi.
Kürtçe tiyatro oyunları, 21 Şubat Dünya Anadil Günü nedeniyle yapılmak istenen konserler yasaklandı, asılmak istenen billboard afişleri engellendi. Kürtçe konuşan milletvekillerinin mikrofonları kapatıldı. Amedspor taraftarlarına maçlara girme yasağı getirildi.
Van ve Urfa gibi illerde düğünlerden önce dilekçe verme zorunluluğu, düğünlerde hangi şarkıların çalınabileceği yönünde uyarılar, düğün salonlarının girişinde zırhlı araç ile polislerin beklemesi, zırhlı araçların düğün konvoyuna eşlik etmesi gibi uygulamalar yaşandı.
Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çekenlere yönelik ‘örgüt propagandası yapma’ gerekçesiyle açılan soruşturma ve kovuşturmalarda artış oldu.
'SON DERECE ENDİŞE VERİCİ'
Türkiye İnsan Hakları Vakfı ile İnsan Hakları Derneği, "OHAL’in ilan edildiği 2016 yılından bu yana yeniden bir artış görülmesi son derece endişe vericidir” değerlendirmesinde bulundu.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, gözaltılarla ilgili şunları söyledi: "Maalesef, kamuoyuna da yansıyor gözaltı sayısındaki artış. Toplantı ve gösterilere müdahaleler sırasında olduğu kadar, örgütlenme özgürlüğüne ve ifade özgürlüğüne yönelik müdahalelerde de operasyon ve hukuki dayanaktan yoksun gözaltılar giderek artıyor. Bu hukuksuz müdahaleler ise çoğunlukla ya tutuklama ya da adli kontrolle serbest bırakılma şeklinde gerçekleşiyor. Raporumuzda da altını çizdiğimiz üzere Türkiye tutuklu sayısı ve nüfusa göre tutuklu oranı bakımından Avrupa Konseyi ülkeler arasında birinci sırada. Bu durum hapishanelerde yaşanan ağır sorunlarla birlikte topluma korku salıyor. Bir anlamda toplum bu yöntemlerle baskı altında tutuluyor. Bu da sadece kişi özgürlüğü değil temel hakları ve hak savunuculuğunu zora sokuyor ve baskıcı otoriter rejimin elini güçlendiriyor."
'İNSANLAR KÜRTÇE KONUŞMAKTAN ÇEKİNİYOR'
"Türkiye'de her dönem hak ve özgürlükler tehdit altındaydı ve yine her dönem Kürtler hedefte oldu bunu biliyoruz" diyen insan hakları savunucusu Yoleri, "En çok insan hakları dedikleri dönemlerde barış dedikleri dönemlerde baskı ve şiddetin paralel olarak arttığına tanık olduk. İktidardan biri iyi bir şey söylediğinde hep arkasından gelen kötü bir şey oldu, o yüzden İmralı, Öcalan vs. dediğinde Bahçeli, eyvah arkasından ne gelecek bu defa diye düşündü bir çok insan. Kürtçe bu anlamda hiç bir zaman gerçek anlamda özgür olmadı. Raporumuzda da belirttik sadece bizim tespitlerimize göre 2024 yılında 78 kişi Kürtçe müzik eşliğinde halay çekti diye gözaltına alındı, 38 kişi tutuklandı. Hapishanelerde Kürtçe konuşmaya, yazılı nota mektuba kitaba yasaklamalar el koymalar, disiplin cezaları devam ediyor. İnsanlar bazı bölgelerde sokakta toplu taşıma araçlarında Kürtçe konuşmaktan çekiniyor. Nefret söylem ve saldırılarından çekindikleri için. Sene 2024 ve tablo bu."