Tutuklanan borsacı Nihat Özçelik ve CHP'li yeğeninin ifadesi: 'Rüşvet değil, korsan taksiye yapılan ödemeydi'
'Tehdit ve şantaj'dan tutuklanan borsacı Nihat Özçelik, kumpas kurulduğunu söyledi. Yeğeni CHP'li meclis üyesi Cem Özçelik ise rüşvet denilen paranın taksiciye yaptığı ödeme olduğunu anlattı.
İSTANBUL - İstanbul'da 'tehdit ve şantaj' ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 16 Aralık'ta gözaltına alınan borsacı Nihat Özçelik ve yeğeni Beşiktaş Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Cem Özçelik’in de aralarında bulunduğu 6 kişi tutuklandı. Nihat Özçelik, davalık olduğu iş insanı Enver Çevik hakkında bilgi toplamak için polis memurlarına rüşvet vermek; para transferlerini ise farklı kişiler aracılığıyla yapmakla suçlandı.
'BU BANA KURULAN DÖRDÜNCÜ KUMPAS'
Gazete Duvar’ın ulaştığı mahkeme tutanaklarına göre, İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği’nde savunma yapan Nihat Özçelik, rüşvet iddialarını reddetti. Özçelik, “İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde aynı dosyayla ilgili yargılanıyorum, adli kontrol devam ediyor, hiçbir yeni bir şey olmayan bir soruşturma, aynı şeyler üzerinden ikinci bir soruşturma açılmış, ben zaten yargılanıyorum” ifadesini kullandı.
Özçelik savunmasının devamında, soruşturmanın uydurma olduğunu, kendisine dördüncü kez kumpas kurulduğunu ileri sürdü.
CEM ÖZÇELİK: RÜŞVET DEĞİL KORSAN TAKSİ PARASI
Nihat Özçelik’in yeğeni Cem Özçelik ise savunmasında, Beşiktaş Belediyesi’nde Meclis Üyesi olarak görev yaptığını, rüşvet verdiği iddia edilen kişinin korsan taksici olduğunu söyledi. Cem Özçelik, “Yerel ve genel seçimde 150 avukatla organizasyon yapıyorduk sandık güvenliğiyle ilgili. Partinin görevlendirdiği tek yetkili kişi bendim, araç ihtiyacım oluyordu. Kamunun aracını kullanmıyordum, sarı taksi ve korsan taksi tercih ediyordum. Ondan dolayı toplamda söz konusu taksiciye 30 bin lira ödeme yapmış bulunmaktayım” dedi.
RÜŞVET ALMAKLA SUÇLANAN POLİS İDDİAYI REDDETTİ
Nihat Özçelik’in isteği doğrultusunda bazı kişiler hakkında sorgulama yaptığı iddia edilen polis İ.M. ise 8 yıldır istihbarat şubede çalıştığını söyledi.
Polis İ.M., “Yaptığım sorgulamaları işim gereği yapmışımdır veya amirlerimin bize verdikleri bilgilerden dolayı sorgulama yapmışımdır. Yeni başlayan personele sisteme girmeleri için 1 yıl şifre verilmiyor. Stajyerlere işin aksamaması için biz kendi şifrelerimizi veriyoruz. Bu şekilde haberim olmadan bazı kişiler hakkında sorgulama yapılmış olabileceğini düşünüyorum” dedi.
Polis memuru M.Ç. ise Nihat Özçelik ile İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davadan dolayı 1 yıldır açıkta olduğunu söyledi ve iddiaları reddederek serbest bırakılmayı talep etti.
İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği istihbarat şubede çalışan polis İ.M.’yi adli kontrol ile serbest bırakırken, Nihat Özçelik ve Cem Özçelik’in de aralarında bulunduğu 6 kişinin tutuklanmasına karar verdi.
EMNİYET GÖREVLİLERİNE RÜŞVET DAVASI DA AÇILMIŞTI
Nihat Özçelik hakkında emniyet görevlilerine rüşvet verdiği ve yargı görevi yapanları etkilemeye teşebbüs ettiği gerekçesiyle 38 yıla kadar hapis cezası istemiyle İstanbul 29’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde de dava açılmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Nihat Özçelik’in müştekiler ile ticari ilişkinin bozulması sonrasında aralarında husumet oluştuğu ve bu husumet sebebiyle taraflar arasında birçok soruşturma olduğu anlatılmıştı.
İddianamede, adı rüşvete karışan polis memurlarının buluşmalara tanınmamak için gözlük takarak gittiği ve polisler arasında 'hayatın olağan akışına aykırı olacak şekilde' para alışverişinin bulunduğu belirtilmişti.
Hazırlanan iddianamede, Nihat Özçelik’in ‘yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs’ suçunu işlediği, Özçelik tarafından kendisinin katılan olarak yer aldığı ve devam etmekte olan bir yargılamada husumetli olduğu müştekilerin ceza alması amacıyla mağdur T.K. üzerinden tanık olarak beyanda bulunmaya zorladığı, Özçelik’in kendi lehine ve karşı taraf aleyhine sonuç doğurabilecek bir karar verilmesi amacıyla hukuka aykırı olarak eylemde bulunduğu kaydedilmişti.
38 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Söz konusu davada Nihat Özçelik hakkında ‘rüşvet vermek’, ‘yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak’ ve ‘birden fazla kişiyle birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından toplamda 14 yıldan 38 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede diğer 4 şüphelinin ise aynı suçlara ek olarak ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘rüşvet almak’ suçlarıyla birlikte 7’şer yıldan 43’er yıla kadar değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması isteniyor.