Ücretli öğretmenler: Ne yaparsam yapayım 2 bin 200 lira alıyorum
Maaşları asgari ücretin altında kalan ücretli öğretmenler, ne karın yağmasına ne tatil olmasına seviniyor. Ücretli öğretmenler kadro ve en azından asgari ücret almak istiyor…
Burcu Özkaya Günaydın
DUVAR - Asgari ücret zammıyla beraber maaşı asgari ücretin çok altında kalan bir kesim de ücretli öğretmenler. Sosyal medyada zaman zaman sorunlarını dile getiren ücretli öğretmenler, liyakatli bir şekilde kadroya alınmayı, şartlarının iyileştirilmesini istiyor.
Geçtiğimiz hafta birçok ilde kar nedeniyle eğitime ara verildi, cuma günü ise okullarda 15 günlük yarıyıl tatili başladı. Ancak ücretli öğretmenler hiçbir tatile sevinemiyor. Kendilerini “ücretli köleler” olarak tanımlayan ücretli öğretmenler, çalışma koşullarını ve eğitim sistemini anlattı.
‘HİÇBİR TATİLE SEVİNEMİYORUZ’
Beren Ay, okul öncesi öğretmeni. Sekiz senedir devlette ücretli öğretmenlik yapan Ay, şu anda görevli olduğu okulda dört senedir özel eğitim öğretmenliği yapıyor. Haftada 30 saat derse giren Ay, ne 15 tatile ne kar tatiline ne de yaz tatiline seviniyor. Hatta sabah kalktığında, yola çıktığında, okula ulaştığında dahi o gün para kazanıp kazanamayacağının garantisi yok. Ay bu durumu şöyle anlattı: “Geçen gün okula gittim, bir saat durdum, çatı uçtu, okul tatil oldu. O günkü ücretin kesilmesi lazım. Biraz idareciye kalmış bir durum, benim okulum biraz anlayışlı, kesmedi. Kestiğini düşünün, o gün kazandığınız bir saatlik ücret yol paranızı dahi karşılamıyor. Zaten her gün ders de olmuyor. Geçen ay 2 bin 16 TL ücret aldım, bu ay 2 bin 750 TL, önümüzdeki ay 15 tatil var 1100 TL ücret alacağım. Sigortamız 14-15 gün kadar yatıyor.”
‘GEREKÇESİZ İŞTEN ÇIKARILABİLİRLER’
Devlette ücretli öğretmenliğe bir sınavla girilmiyor. Üniversiteden öğretmenlik mezunu hatta üniversite mezunu olmanıza da gerek yok, lise mezunu olmanız yeterli. Öğretmenlik yapmak istenen ilçenin Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuru yapılıyor, kurum uygun bulursa öğretmenliğe başlıyorsunuz. Okul müdürünün gerekçe göstermeden öğretmeni işten çıkarmaya hakkı var. Beren Ay, bu başvuru şeklinin de ciddi kayırmalara neden olduğunu, ücretli öğretmenlerin; güvencesizlik, düşük maaş, işsizlik ve yöneticinin iki dudağı arasında sıkıştığını söyledi.
‘İŞSİZLİK MAAŞI ALMAMALARI İÇİN İŞTEN ÇIKARILIYORLAR’
Her yarı yıl tatilinde ücretli öğretmenlerin işten çıkışı veriliyor, okul açılınca tekrar işe alınıyorlar. Bu da yaz tatillerinde işsizlik maaşı almamaları için yapılıyor. Ay, kadrolu öğretmenlerle aynı işi yapmalarına rağmen bu kadar güvencesiz olmalarını hiç adil bulmuyor ve bu sistemin kalıcı hale getirilmesine tepkili: “Türkiye’de 88 bin ücretli öğretmen ve atama bekleyen binlerce öğretmen var. Ben şu an özel eğitim öğretmenliği yapıyorum, benim alanıma yakın ama alanım değil. Benim yerime özel eğitim öğretmenliğinde atama bekleyen öğretmenlerden biri atanabilir ve daha faydalı olur. Bunu yapmıyorlar çünkü bir kadrolu öğretmene 6-7 bin TL vereceklerine 2 bin TL ücretli öğretmen alıyorlar. Eğitime tamamen kâr odaklı bakarsanız ne öğretmen mutlu olur, ne öğrenci eğitimden fayda sağlar. Çözüm ne derseniz, bir umudum yok düzeleceğine dair. Ama mülakat olmalı öğretmenlik için, pedagojik yeterlilik için mülakat olmalı. Beş yıl ücretli öğretmenlik yapana atama verilmeli ama burada da torpil dönecek. Sistem komple kötü.”
‘ALMANYA’DA PAKET SERVİS YAPARIM’
Ay, Türkiye’de bu şartlarda çalışmaktan mutlu değil, ileriki süreçte Almanya’ya yerleşmeyi düşünüyor. Türkiye’de eğitim kariyerinde yapmak isteyip yapamadığı çalışmaları yapma hayali var. Olmazsa Almanya’da paket servis işinde çalışıp daha huzurlu bir hayat yaşayacağını düşünüyor. Öğretmen lisesi çıkışlı Beren Ay, Marmara Üniversitesi’nde Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünü bitirmiş. Düşük maaş aldığı için ailesiyle beraber yaşayan Ay şunları anlatıyor: “Sekiz yıl öğretmenlik okudum, aldığım ücret 2 bin 500 TL’yi geçmiyor. Herhangi bir markette kasiyerlik yapsaydım daha çok kazanacaktım. Eğitim açısından da bitik durum. Ben kendimi bakıcı gibi hissediyorum. Elimden geldiği kadar çocuklarla aktivite yapmaya çalışıyorum ama materyal yok. Okul öncesi ve özel eğitim masraflı. Ailelerin durumu da yok. Kendi çabamla bir şeyler yapmaya çalıyorum.”
‘KADRO DEDİLER ÜCRETLİ YAPTILAR’
Bursa’da yedi yıldır İngilizce öğretmenliği yapan Sadık Doğan, şu an özel bir okulda ücretli İngilizce öğretmeni. İşe başlarken Doğan’a kadro vaat edilse de verilen söz tutulmadı. Ücretli öğretmenlerin haftalık çalışma saati 30. Bu sürenin üstüne çıkılırsa ek ders ödemesi yapılması gerekiyor: “Ben her gün sabahtan akşama kadar okuldayım ama ek ücret ödenmiyor. Çabuk harcanıyorsunuz, müdürün inisiyatifindesiniz. Bir şey olduğunda ilk vazgeçilen siz oluyorsunuz. Yaz tatilinde, 15 tatilde ödeme almıyoruz.”
‘ÖZELLERDE ÇOCUĞUN DEĞİL OKULUN BAŞARISI DÜŞÜNÜLÜYOR’
Doğan, genel olarak eğitim sisteminden memnun değil ama özel okulların eğitiminden hiç memnun değil. Özel okullarda çocuğun başarısının değil, okulun başarısının, velinin mutluluğunun düşünüldüğünü söyleyen Doğan şöyle devam ediyor: “Özel okullar deli gibi paraların döndüğü ve bolca oyun dönen yerler. 20-30 not alan öğrenciyi 70-80 not vererek geçiriyorum çünkü mecburum. Çocuğu düşün not alan veli müdüre, müdür de öğretmene dayatıyor bunu. Çocuk dersi öğrendi mi, gelecekte ne yapacak kimse bunun derdinde değil. Okulun notu yüksek olsun, onlara yeter. Ben o kadar okul okudum, asgari ücret alıyorum, üstüne öğrencime bir kanaat notu dahi kullanamıyorum. Eskiden öğretmene, eğitime saygı vardı şimdi yok. Bir velinin istemesiyle işten çıkarılan öğretmen var.”
“Boyacılık mı yapsam kasapta mı çalışsam diye düşünüyorum” diyen Doğan da Beren Ay gibi mutsuz ve öğretmenliği bırakmak istiyor. Okulda psikolojisinin bozulduğunu, bu durumun evde ailesine de yansıdığını söyleyen Doğan, şu an Almanca öğrenip, alternatif ne iş yapabileceğini araştırıyor.
‘KADROLUYA 7 BİN ÖDEMEMEK İÇİN ÜCRETLİ ALIYORLAR’
Hatay’ın Altınözü ilçesinde devlet okulunda öğretmenlik yapan Esat Çiçek, işletme mezunu. Altı yıldır öğretmenlik yapıyor. Diğer sözleşmeli öğretmenler gibi o da ücreti, sigortayı ve güvencesizliği öncelikli sorunlar olarak görüyor. Çiçek, ne yaparsa yapsın ayın sonunda maksimum 2 bin 200 TL aldığını, nöbet ücretlerinin verilmediğini söyledi. Çiçek, eğitim fakültesi çıkışlı değil ama öğretmenliği hakkıyla yapmaya çalıştığını söyledi.
Bekar olan Çiçek, aldığı ücretle ev geçindiremeyeceği için şu an evlenmeyi düşünmüyor: “Keşke iş olsa, herkes kendi işini yapsa. Bir sürü atama bekleyen öğretmen var. Sistem ona 7-8 bin TL ödeyeceğine bana 2 bin TL ödüyor. Kimse memnun değil şartlardan, ben de değilim. Benim motivasyonum çocuklara faydalı olmamdan geliyor. Materyal eksik, bazen fotokopi parasını kendi cebimden veriyorum. Kimse ‘sen ne kadar emek vermişsin, bu çocukları bu seviyeye getirmişsin’ demiyor. Biz de diğer öğretmenlerle aynı işi yapıyoruz. Kadro talep ediyoruz. En kötü ihtimalle asgari ücret alalım.”