Ukrayna'daki Türkiyeli öğrenci Erdil: Artık tahliye için yalvarıyoruz
2 yıldır Ukrayna’da yaşayan Tıp öğrencisi Enes Erdil, yetkililere seslendi: Erzak ve su sıkıntısı çekiyoruz. Bizi tahliye etmeleri konusunda artık yalvarıyoruz.
Özlem Kara
DUVAR- Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik askeri operasyonu üçüncü gününe girdi. Rus güçlerinin başkent Kiev'e iyice yaklaşmasıyla, ülkenden kaçış da hızlandı. Binlerce Ukraynalı komşu ülkelere sığınırken, diğer ülkeler de vatandaşlarını tahliye etme çabalarını hızlandırdı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Ukrayna'daki 20 bin vatandaşımızın 16 binine tek tek ulaştık. Karadan tahliye işlemini başlatıyoruz" açıklaması yaparken, ülkede yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tedirginliği de her geçen dakika artıyor.
'TELEFONUM KESİLİRSE BİLİN Kİ BOMBARDIMAN BAŞLADI'
2 yıldır Ukrayna’nın Harkov şehrinde sınıra 30 kilometre mesafede yaşayan Uluslararası Devlet Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencisi Muhammed Enes Erdil, zor durumda olduklarını belirterek acil tahliye talebinde bulundu. Yaşadıklarını Gazete Duvar'a anlatan Erdil, “Görüşme yapabilmek için balkona veya dışarı çıkmak zorunda kalıyoruz ve bu bölgeler de bizim can güvenliğimiz için sıkıntılı. Ben şu an sizinle konuşmak için balkona çıktım. Eğer telefonum kesilirse bilin ki bombardıman başladı” ifadelerini kullandı.
'BİRBİRİMİZDEN KOPMAMAK İÇİN TEK ODADA 7 KİŞİ KALIYORUZ'
Marketlerde gıda ürünü ve su kalmadığını belirten Erdil, uzun kuyruklarda beklediklerini, ATM’lerden para çekemediklerini anlattı: “Bugün biraz alışveriş yapabildik ama marketler boş. Birbirlerimizden kopmamak için 7 arkadaş 1+0 evde kalıyoruz. Kadın arkadaşlarımızın durumu daha kötü. Biz şu an aynı evin içinde 7 kişiyiz ve birbirimize bir şekilde destek olabiliyoruz. Ama birçok kadın arkadaşımız evlerinde mahsur kalmış durumda. Dün konuştuğum bir kadın arkadaşımın evinin 50 metre yakınına bir bomba düştü."
'BİZİ SIĞINAKLARA ALMAYI PEK TERCİH ETMİYORLAR'
Ukrayna halkının silahlanmaya başladığını dile getiren tıp öğrencisi Erdil şöyle devam etti: "Bize 'güvenli bölgelere gidin' diyorlar. Güvenli bölge olarak metrolar, bodrum katları ve yer altı sığınakları var. Ama yer altı sığınaklarına genelde Ukraynalılar gidiyor. Bizi almayı pek tercih etmiyorlar. Halkın silahlanması bizi bir açıdan korkutuyor. Şu an hemen herkesin üzerinde silah var. Biriyle münakaşa sonucu bile kurşun yiyebiliriz. Güvence yok. Sonuçta biz burada Türk vatandaşıyız, burası Türkiye değil. Bize her türlü muameleyi uygulayabilirler. Çünkü bizi koruyabilecek kimse yok. Gerçekten evden çıkamıyoruz. Metro istasyonuna sığınıp Ukraynalılar tarafından, dışlanan arkadaşlarımız olmuş. Bunları duyduk ne kadar doğruluğu var bilmiyorum...
'BOMBA SESLERİYLE İRKİLEREK UYANIYORUZ'
Çok zor bir süreç geçiriyoruz. Barış sağlansa dahi Ukrayna’da dönmeyeceğim. Çok kötü şeyler yaşadım ve çok yıprandım. Ben Allah izin verir, Türkiye’ye gelirsem, hemen psikolojik destek alacağım. Çünkü uyuyamıyoruz, arada sadece gözlerimizi dinlendiriyoruz. O zaman da bomba sesleriyle irkilerek uyanıyoruz. Burası hayatımda unutamayacağım izler bırakacak. Bunun farkındayım. Bu benim için böyleyse evlerinde yalnız kalan arkadaşlarım için durum daha kötüdür diye tahmin ediyorum...
'SİVİLLER DE ARTIK ÖLMEYE BAŞLADI'
Ukrayna yetkililerinin uyarıları doğrultusunda, hedef olamamak için ışık yakmıyoruz. Sokak lambaları dahil şehirde hiçbir ışık yanmıyor. Şu an bölge zifiri karanlık ve sesiz. Sabah belli aralıklarla, çıkıp telefonumuzu şarj edip temel ihtiyaçlarımızı karşılayıp tekrar sığınaklara giriyoruz. Şu an sığınakta değiliz. Sürekli bomba sesleri duyuyoruz, ev sallanıyor. Her 20-25 dakikada bir art arda 30 saniyelik atışlar oluyor. Bugün Ukrayna’nın yerel medyasından duyduğumuz kadarıyla siviller de artık ölmeye başladı..."
'KİMSE SESİMİZİ DUYMADI'
"Bir aydır Türkiye'ye sesimizi duyuramıyoruz. Kimsenin dikkatini çekemedik" diyen Muhammed Enes Erdil, taleplerini de şöyle anlattı: "Bir aydır tahliye için yalvarıyoruz. Çünkü birçok ülke, bu ülkeden vatandaşlarını çekti. Bizim konsolosluğumuz sadece 'önemli bir sebebiniz yoksa ülkenin doğusunda bulunmayın' dedi. Okul da ‘eğer giderseniz kaydınız silinir, yaptırım uygulanır’ dedi. Burada kalmak mecburiyetindeydik. Biz bir aydır uğraşıyoruz ama kimse sesimizi duymadı. Ta ki savaş başlayana kadar. Konsolosluk bugüne kadar bize sadece güvenli bölgelerde beklememiz gerektiğini söyledi. Çünkü hava sahası kapalıydı. Konsolosluk görevlilerimiz bizimle irtibatta. Onlara da teşekkür ediyoruz. Çünkü şu an onların da can güvenliği tehlikede. Buna rağmen sürekli bizimle iletişim halinde olup bizim için çalışıyorlar. Bugün aldığımız güzel haberler neticesinde, başkent Kiev’den iki otobüs karayoluyla tahliye çalışmalarına başlamış. Şu an bizim bulunduğumuz bölgedeki konsolosluğumuz, bizimle iletişime geçti. Arkadaşlarımızın bilgilerini toparlıyoruz. Bizim şehrimizden de en kısa zamanda tahliye işlemleri başlayacak. Bu da maksimum 2-3 gün içinde olur diye umuyorum. Çünkü gerçekten dayanacak gücümüz kalmadı.
'TAHLİYE İÇİN YALVARIYORUZ'
Bizim gerçekten artık buradan tahliye edilmemiz lazım. Devlet büyüklerimizin, bizi tahliye etmek için çalıştığının farkındayız ama süreç ne kadar çabuk olursa bizim için o kadar iyi olacak. Çünkü her geçen gün mental açıdan daha da kötüye gidiyoruz, kendimizi iyi hissetmiyoruz. Bizi tahliye etmeleri konusunda artık gerçekten yalvarıyoruz. Bunun haricinde, bir diğer çağrımız da eğitim açısından. Şu an eğitime dair burada hiçbir şey yok. Biz emek sarf ederek buralara kadar geldik. Eğitimimize nasıl devam edeceğiz? Bu konuda da Türkiye’deki üniversitelere geçişimizi sağlayabilirler. Bizim şu an hem savaş korkumuz hem de gelecek kaygımız var. Yıllardır emek veriyoruz, bunun boşa düşmesini istemiyoruz. Öncelikle can güvenliğimizi daha sonra da Türkiye’de eğitimizin güvence altına alınmasını istiyoruz.”