Ukrayna’nın küresel bir savaş karşıtı harekete ihtiyacı var
Dünya, Putin’in savaşı için Rus halkını cezalandırmaktan vazgeçmeli. Savaşı durdurmanın tek yolu, birleşerek bu savaşa ‘dur’ demekten geçiyor.
Polina Godz
Son birkaç gündür memleketim Ukrayna’dan gelen inanılmaz haberleri izliyorum. Doğup büyüdüğüm Harkov kentindeki hastanelerin, konutların ve hatta anaokullarının bombalanışını izledim. Kentin ana meydanını harap edilmiş halde gördüm. Bunlar gerçekmiş görünmese de öyleler. Haberlerden korkuyor olsam da izlemekten kendimi alamıyorum. New York’tayken Ukrayna’nın yedi saat gerisinde olduğum için, en kötü kısmı öğleden sonra ve akşamın erken saatlerinde, ben uyumaya çalışmadan önce başlıyor. Çoğu zaman sabahın erken saatlerine kadar uyutmuyor.
Sabahları, bazı gecelerini yeraltı otoparklarında ve metro istasyonlarında geçiren akraba ve arkadaşlarımla temasa geçiyorum. Günümü aydınlatan yegâne şey, sevdiğim insanların güvende ve hayatta olduğuna dair içimi rahatlatan kısa mesajlar. Ailem, yollar seyahat etmek için çok tehlikeli bir hale gelmeden önce Harkov’dan ayrılmayı başardı. Şehrin dış mahallelerindeki ilk patlamaları işittiklerinde, babamın büyüdüğü ve büyükannemin hâlâ yaşamaya devam ettiği Poltava bölgesindeki bir köye gittiler. Orada sağlıklı iletişim hatlarına sahip değiller, bu nedenle her gün iletişim kurmak amacıyla yakınlarda bulunan bir tepenin zirvesine çıkıyorlar. Söyleyecek fazla bir şey yok ya da en azından yüksek sesle ifade etmek istediğimiz pek bir şey yok ama geri planda siren veya patlama seslerinin olmaması bizi rahatlatıyor. Yaşadığım en uzun hafta gibi hissettiren her günün her bir dakikasında, sayısız hayat köklerinden sökülüyor.
SIĞINMACILARA DESTEK
Ukrayna’nın egemenliğine, demokrasisine ve var olma hakkına verdiğim destek sarsılmaz. Vladimir Putin hükümeti, halkının iradesine rağmen komşu bir ülkeyi işgal ederek yalnızca uluslararası hukuku ihlal etmekle kalmadı, aynı zamanda bu yasaların temel aldığı ortak bir diyalog ve müzakere ortamı fikrini de tam anlamıyla küçümsedi. Bu şovenist bir eylem ve tam olarak akıllardan çıkmayacak bir suç.
Bununla birlikte, gerçek şu ki, savaş Ukrayna’nın doğu ve güney bölgelerinde son sekiz yıldır devam ediyordu. Bu çatışma kültürel ve tarihsel açıdan karmaşıktı; binlerce insan öldürüldü ve bunu açık biçimde itiraf etmeye hazır olmalıyız. Bunu yapmak sizi Putin’in ajanı yapmaz; aksine, bu trajediden bir çıkış yolu bulma hususunda ciddi olduğunuzu gösterir. Bu gerçeği, bu bölgelerde Rusça konuşan Ukraynalıların etnik temizliğe uğraması konusunu yalana başvurmaksızın kabullenmek de mümkün. Bu iddialar, Putin hükümeti tarafından attığı haksız adımları haklıymış gibi göstermek için uydurulan dikkat dağıtıcı unsurlar. Gelecek günlerde (ve umarım aylar ya da yıllar değil) ölü sayısının sınırlı tutulmasında rol oynayan küresel savaş karşıtı hareket, bir takım yalanları tekrarlama tuzağına düşmemeli.
Kendi şehrinizde yaşanan bir savaşı izlerken güçsüz hissetmek kolay olabilir; tüm cevaplara sahip olmamak da normaldir. Buna karşın, savaş bölgelerindeki insanların acil ve gündelik ihtiyaçları söz konusu olduğunda fazlasıyla net bir durum mevcuttur. Hükümetler sınırlarını mültecilere açarak vize şartlarından feragat etmeli. İngiltere ve Amerika da dahil olmak üzere pek çok ülkenin bunu başaramaması gerçek bir skandal. Ukrayna’da yaşayan aileler bugün imkânsız seçimlerle yüz yüzeler ve güvenli bir ortama ulaşabileceklerinden emin olma hakkına sahipler.
Bu yalnızca Ukraynalılar ya da Avrupalılar için geçerli olan bir ilke değil. Ukraynalıları desteklemek acil bir ihtiyaç, zira şu anda bir savaşın içindeler; fakat Yemen halkı da uzun yıllardan beridir bir savaş yaşıyor. Dünyanın her yerinde şiddetten kaçmak isteyen insanlara destek sunabiliriz ve sunmalıyız. Herkese sığınma hakkı tanıyabiliriz ve tanımalıyız.
Hükümetlerimiz bunların yanı sıra Ukrayna’ya insani yardım ulaştırmak için harekete geçmeliler. Bu şehirlerdeki sığınaklarda saklanan insanlar kendilerini gıda, su ve temel yaşamsal ihtiyaçlarından yoksun bulmamalı. Bunu gerçekleştirebilecek imkânlara sahip olanlar, insani yardım çabalarını doğrudan Afet Acil Durum Komitesi [Disasters Emergency Committee] veya CWU gibi örgütler vasıtasıyla da destekleyebilirler.
ULUSLARARASI DAYANIŞMA
Bu sonbaharda, eve, zamanı çoktan geçmiş bir ziyaret düzenleyebildim. Ukrayna halkına ve ekonomisine büyük zarar veren uzun süreli bir salgının ortasında bile, orada zaman geçirdiğim, halkını hayat dolu, her zamanki gibi dirençli gördüğüm için kendimi çok şanslı hissettim. Uzun bir süre daha oraya gidemeyeceğimi düşünmek kalbimi parçalıyor.
Bugün kaçmamaya karar veren insanların büyük kısmı, ‘ev’ dedikleri yerlere geri dönememeyi hayal dahi edemiyorlar. Ne var ki, haberlere bakıldığında, durumun böyle olması git gide daha da muhtemel görünüyor. Ukrayna halkı inanılmaz bir direniş ve cesaret göstermeyi sürdürürken, yitirdiklerini tekrar inşa etmeleri uzun yıllar alacak. Hem bugün hem de gelecek söz konusu olduğunda, savaştaki insani fedakarlıklara övgüler düzen dünyanın dört bir yanındaki hükümetlere, Ukrayna’nın dış borçlarını silmeleri için baskı yapmalıyız.
Umutsuz biçimde, savaşın yerine daha eyleme geçirilebilir ve basit çözümler bulunmasını istiyorum. Fakat bu krizden çıkmak için kolay bir yol mevcut değil. Kapitalist dünyanın dört bir yanındaki liderler bunun gibi anlarda sadece tek bir yanıt bilirler: Gerginliği tırmandırmak ve savaş bölgelerini silahlarla doldurmak. Jeopolitik terimlerle “karşıdakine bedel ödetmekten” bahseder, kısaca dünya sahnesinde çatışan çıkarlarına öncelik vermeyi düşündüklerini ortaya koyarlar.
Harkov, Kiev ve diğer yerlerde gerçekleşen yıkımı seyretmek dehşet verici. Buna karşın, Rusya ile NATO arasında Ukrayna’da yaşanacak doğrudan bir çatışmanın nasıl neticelenebileceğini hayal etmek çok kolay. Bu yeni gerçeklikte, birbirinden farklı korkunç senaryoları birbiriyle kıyaslamak mümkün değil ama kaçınılmaz bir görev gibi görünüyor. Savaşın mümkün olduğunca çabuk ve en az can kaybıyla sona erdirilmesi hedefi ön planda tutulmalı. Böylesi anlarda, gerilimi azaltmayı savunan tutarlı bir savaş karşıtı hareketin ortaya çıkması gerekiyor.
Savaş karşıtı hareket, Rusya’da her şeye rağmen kendini ifade ediyor. Putin yönetiminin kendi yaşamları için büyük riskler taşıyan eylemlerini kınamak amacıyla önemli sayıda savaş karşıtı protestocu sokaklara çıkıyor. Şu anda bunu yaptıkları için ağır hapis cezalarıyla karşı karşıyalar. Bunun Ruslar ile Ukraynalılar arasındaki bir savaştan ziyade, kendi ülkesinin işçi sınıfını da ezen sabıkalı seçkinlerin yönlendirdiği bir çatışma olduğunu hepimize hatırlatıyorlar.
Putin’in savaşı yüzünden, sıradan Ruslar büyük güçlüklerle karşı karşıya kalacaklar. Durum, Batı’nın uygulayacağı birçok yaptırımla daha da zorlaşacak. Daha bu kriz yaşanmadan önce bile Rusya’da on sekiz milyon insan yaşamını yoksulluk içinde sürdürüyordu; milyonlarca insanı daha fazla yoksulluğa mahkûm etmek bir çözüm olmayacak. Bu savaşı sona erdirme doğrultusunda en büyük umut kaynaklarından biri bizzat Rus halkının kendisi. Rusya’nın dört bir yanındaki emekçi insanların Ukrayna’nın talan edilmesinden kazanacağı bir şey yok. Ülkemizle derin tarihi bağlara sahipler ve pek çoğunun ailesi Ukrayna’da yaşıyor. Oğullarının orada can vermesini istemiyorlar.
Öte yandan, Rusları yoksulluğa ya da daha kötüsüne sürüklemeyi amaçlayan tehditler savururken, Putin hükümetinin ezip geçmeyi amaçladığı bu savaşa karşı iç muhalefeti harekete geçirmeyi umut edemeyiz. Hâl böyleyken, uluslararası dayanışma fikri yalnızca sol söyleme ait bir mesele değildir. Dünya çapında savaş karşıtı hareketi temel alan gerçek bir güç yaratılabilir. Bu, Putin’in gaddarlıkları yüzünden Rus halkının tamamını şeytanlaştırmaya çalışan milliyetçi propagandaya da karşı koymak anlamına gelir.
ULUSLARARASI SAVAŞ KARŞITI HAREKET
Ukraynalı direnişçilerin cesareti kutlanmalı ama övgüleri hak eden tek kesim onlar değil. Çok sayıda yaralıya yardım eden acil durum ve sağlık çalışanları, ellerinden geldiğince yiyecek tedarik eden esnaflar, sığınmacı ve mültecileri güvenli alanlara götüren dayanışma gönüllüleri ve felaket zamanlarında sırtımızı dayadığımız pek çok emekçi insan da orada.
Bu çürümüş gerçekliğin netliğini kavradığımda, bu dünyada otokratlardan, oligarklardan ya da savaş çığırtkanlarından daha kalabalık olduğumuzu kendime hatırlatmam gerekiyor. Aslında, bir avuç hayduda karşı tek korumamızın bir diğerinin savaş makinesi olduğu bir dünya için -Ukrayna'da veya başka bir yerde- hiçbir umut söz konusu olamaz.
Tek umudumuz, militarizme karşı tüm dünyayı kapsayacak bir harekette yatıyor. Buna benzer anlarda, yani vücudunuzdaki her bir parçanın Putin’i askeri olarak mağlup görmeyi arzuladığı durumlarda, yapılması en zor olan şey budur ama aynı zamanda bu, en fazla hayati önem taşıdığı andır. Barışla dolu bir dünyaya varmak için, hepimiz var olduğumuz yerlerde, kendi ülkelerimizde savaşa karşı sahip olduğumuz gücü kullanmalıyız.
Geçen hafta sonu New York sokaklarında düzenlenen gösteriye katıldığımda, bir noktada, yanımdaki insanlar çocukluğumdan hatırladığım, Ukrayna tarihinin çalkantılı dönemlerinden birini anlatan bir şarkı söylemeye başladılar. “Birleşirsek çoğalırız ve bir daha asla yenilmeyiz” diye tercüme edilebilecek bir şarkıydı bu.
Günümüzde bu birlik uluslararası nitelikte olmalı. Savaşı durdurma sorumluluğunu yerine getirmenin yegâne yolu bu; yoksa, son günlerde ailemin maruz kaldığı olaylar gelecek haftalarda, aylarda ve yıllarda dünya genelinde daha birçok kişinin de başına gelecek.
Yazının orijinali Jacobin Mag sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)