Uluslararası spor, ticarileşme ve yozlaşmaya rağmen bütünlüğünü koruyabilir mi?

Dünyada en çok bahis oynanan sporlara baktığımızda futbol, tenis, at yarışı ve boks gibi sporlar öne çıkıyor.

Google Haberlere Abone ol

Cem Tınaz*

Günümüzde spor ticari açıdan dünyanın en büyük endüstrilerinden biri haline geldi. Bu endüstrinin içerisinde milyarlarca dolarlık değere ulaşmış ligler ve spor takımları, yılda yüzlerce milyon kazanan atletler, milyarca dolar ciroya sahip spor ürünü üreticileri gibi unsurlar yer alıyor. Diğer bir önemli ticari potansiyel de geçtiğimiz günlerde başlayan Kış Olimpiyatları gibi uluslararası spor etkinliklerince yaratılıyor. Bir önceki Kış Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapan Sochi’ye bu etkinliğin maliyeti 50 milyar doların üzerinde idi. Pekin’de başlayan Kış Olimpiyat Oyunları’nda belirtilen resmi rakam 4 milyar dolar düzeyinde olsa da gerçek maliyetin 30 milyardan fazla olduğu öne sürülüyor.

1970’lerden itibaren yayın gelirlerinin artmasına paralel olarak hızlı bir büyüme eğilimine giren spor, sahip olduğu erişim potansiyelinden ötürü uluslararası birçok şirketin gözbebeği haline geldi. Tabii bu noktada herkesin niyeti iyi değil, ticari potansiyelin artmasına paralel olarak doping, bahis ve şike gibi meseleler küresel sporda yaygın bir sorun haline geldi. IOC gibi sporun yönetiminden sorumlu olan uluslararası spor örgütleri de sporun bütünlüğünü korumaya çalışıyorlar. Bunu gerçekleştirebilmek birçok farklı aracın eş zamanlı kullanımını, örgütlerarası işbirliğini ve caydırıcı yaptırımları devreye sokmayı gerektiriyor.

AŞIRI TİCARİLEŞEN BİR ENDÜSTRİDE ETİK DEĞERLERİN KORUNMASI MÜMKÜN OLABİLİR Mİ?

IOC, modern sporda Olimpiyat ruhunu, spor etiğini ve “fair play” zihniyetini canlı tutmak için yoğun çaba sarf ediyor. Spor daha ticari bir endüstri haline geldiğinde, rekabet ve baskı düzeyi çok yoğun olduğunda bu zihniyeti sürdürmek oldukça zor bir görev. Bu noktada en zorlu görevlerden biri spor bahislerinin sahadaki performansı etkilemesinin önüne geçilmesi. Küresel spor bahisleri pazarının 2028 yılına kadar 140 milyar dolara ulaşması bekleniyor. IOC, 2008 Pekin Yaz Olimpiyat Oyunları’ndan bu yana tüm Olimpiyat müsabakaları esnasında gerçekleşen spor bahislerini dikkatle izliyor. Aynı şekilde Pekin Kış Olimpiyat Oyunları’nda da “Bütünlük Bahis İstihbarat Sistemi” üzerinden “Müsabakaların Manipülasyonunun Önlenmesine İlişkin Olimpik Hareket Birimi” ve diğer ortaklarıyla birlikte spor bahislerini yakından takip ediyor. Bu ortaklar arasında Avrupa Konseyi’nin ilgili birimleri, uluslarötesi yayın kuruluşları, büyük bahis düzenleyici otoriteler ve dünyanın dört bir yanından birçok özel spor bahis şirketi bulunuyor. Kış Olimpiyat Oyunları öncesinde 7 kış sporu ve 15 disiplinin kapsamlı bir değerlendirmesini yapan IOC, spor bahisleriyle bağlantılı potansiyel rekabet manipülasyonunun riskleriyle ilgili bulguları uluslararası federasyonlarla paylaştığını bildirdi. IOC'nin "Doğru Kararı Verin" eğitimi, 20'den fazla farklı dilde doğru davranış kurallarını içeren çevrimiçi bir kurs. Davranış kuralları, tüm sporcuların, antrenörlerin ve yetkililerin bilmesi gereken kuralları özetler. En temel bağlamda Pekin'de, akredite edilmiş herhangi bir kişi herhangi bir Olimpiyat etkinliğine bahis oynamamalı veya içeriden bilgi paylaşmamalıdır. Bilinçlendirme, rekabet manipülasyonuna karşı mücadelede kilit bir rol oynuyor. Tabii ki, bu mücadelenin topyekûn işbirliğinde gerçekleştirilmesi başarının sağlanması için önemli bir gereklilik. Bu yüzden IOC, tüm uluslararası federasyonlar ve Ulusal Olimpiyat Komiteleri ile yakın iş birliği yapıyor. Bu kapsamda Kış Olimpiyat Oyunları öncesinde, rekabet manipülasyonunun ne anlama geldiği ve nasıl önlenebileceği konusunda sporcuları, antrenörleri ve yöneticileri bilgilendirmek için çevrimiçi seminerler veya fiziksel oturumlar düzenledi. Uluslararası Spor Federasyonları ve Ulusal Olimpiyat Komiteleri tarafından seçilen bir dizi atlet elçisi, doğru davranışın benimsenmesi için fikir önderliği yapıyor ve verdikleri demeçlerde sporun bütünlüğünü koruması, temiz ve adil kalması için şike, bahis ve doping konusundaki hassasiyetleri dile getiriyor.

Dünyada en çok bahis oynanan sporlara baktığımızda futbol, tenis, at yarışı ve boks gibi sporlar öne çıkıyor. Kış sporları bu listenin üst sıralarında yer almasa da IOC tedbiri elden bırakmıyor ve kapsamlı önemleri hayata geçiriyor. Eldeki verilere baktığımızda, sporun bütünlüğünü tamamen korumak şimdilik mümkün gözükmese de dopingle ve yolsuzlukla mücadele eden entegre bir örgüt yapısına sahip olmak, bağımsız ve şeffaf karar mekanizmalarını hayata geçirmek spor için büyük bir fırsat yaratıyor. Paylaşılan istihbarat ve kaynaklar spor örgütlerini daha verimli ve etkili kılacak, bizlerin de büyük keyifle izlediğimiz spor müsabakalarının temiz rekabet içerdiğine dair inancımızı güçlendirecek.

Sağlıcakla ve sporla kalın!

*Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokul Müdürü