Ümit Dede: HDP kapatma davasıyla AKP’nin de altına dinamit döşeniyor
HDP’li Ümit Dede, partiye yönelik kapatma davasında savcılıkça hazırlanan mütalaada çözüm sürecindeki eylemlerin yer aldığını belirtti, “HDP kapatma davasıyla AKP’nin de altına dinamit döşeniyor" dedi
ANKARA - Anayasa Mahkemesi (AYM), Halkların Demokratik Partisinin (HDP) kapatılması istemiyle açılan davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın esas hakkındaki görüşünü partiye gönderdi ve savunmasını hazırlamak için 30 günlük süre verdi.
HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, HDP’ye yönelik açılan kapatma davası ve AYM tarafından tebliğ edilen mütalaaya ilişkin partisinin genel merkezinde açıklama yaptı.
‘SAVCI HDP’Yİ ANLATMAKTAN ZİYADE PKK’Yİ ANLATMIŞ’
HDP’ye yönelik 800 sayfadan oluşan iddianamenin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın 41 sayfadan oluşan mütalaa hazırladığını belirten HDP’li Dede, kapsamlı incelemelerinin ardından ek süre içerisinde savunmalarını sunacaklarını belirtti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının mütalaanın ilk 15 sayfasında HDP yerine PKK’yi anlattığını belirten Dede, “Bu mütalaayı okuyan herhangi biri bu süreçten haberdar değilse, bu davanın HDP’nin kapatma davası değil de PKK’nin kapatma davası olduğu hissine kolaylıkla ulaşabilir. Savcı HDP’yi anlatmaktan ziyade PKK’yi anlatmış. Buradaki amaç bir algı yaratmak” diye konuştu.
Mütalaanın ilerleyen bölümlerinde savcının, HDP’nin Anayasa Mahkemesi’ne gönderdiği savunmaya cevap vermeye başladığını, savcının adeta savunmaya geçtiğini, HDP’nin hukuki gerekçelerine cevap verme telaşı içerisinde olduğunu belirten HDP’li Dede, “İddia makamı olmaktan adeta savunma makamı pozisyonunda kendisini bulmuş. Savcının telaşı, bunu başaramamış olmaması dahi bu davanın siyasi dava olduğu gerçeğini ortaya koyuyor” dedi.
‘HDP KAPATMA DAVASIYLA AKP’NİN DE ALTINA DİNAMİT DÖŞENİYOR’
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın HDP’nin kapatma davasındaki can simidinin “itirafçı beyanları” olduğunu belirten Dede’ye göre bir siyasi partinin kapatma davasının itirafçıların beyanlarına oturtulması ve bunun üzerine inşa edilmesi savcının “aciz” kaldığını gösteriyor.
HDP’de görev yapmış isimlerin geçmişte yaptıkları açıklamaların bağlamından koparılarak ve cımbızlanarak mütalaaya konulduğunu belirten Dede, “Bu haliyle bile herhangi bir hukukçunun ilk okumasında bu konuşmaların ifade özgürlüğü kapsamında olduğu anlaşılabilir. Konuşmaların çoğunluğu barış sürecinde söylenmiş sözler. Dönemin koşullarıyla değerlendirildiğinde barışın önünü açan, demokrasinin önünü açmak adına söylenmiş sözlerdir” dedi.
Mütalaada yer verilen birçok eylemin HDP kurulmadan önce gerçekleşen eylemler olduğunu, HDP’liler tarafından gerçekleştirilmeyen eylemlerin de mütalaada yer aldığını belirten Dede, mütalaada ‘Çözüm sürecinde’ yapılan eylem ve açıklamaların da yer aldığını hatırlatarak şunları kaydetti:
“Çözüm sürecinde yürütülen faaliyetlerden dolayı HDP’ye kapatma kararı çıkmaz. Fakat buradan AKP’ye ve Erdoğan’a seslenmek istiyorum. Çok açık ve net bir şekilde. Hem Kobane kumpas davasında hem de HDP kapatma davası ve mütalaasında AKP’nin de altına dinamit döşeniyor. O dönem yürütülen bütün faaliyetler HDP’nin, Kürt siyasetçilerin tek başına yürütüldüğü faaliyetler değildi. Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından koordine edilen, asker sivil bürokrasinin katılımıyla yürütülen bir dönemdi. Bu dönemin yargılama konusu yapılması Türkiye demokrasisi açısından olduğu gibi AKP açısından da tehdit barındırıyor. Hedeflenen HDP’li siyasetçiler değil. Şu an ülkeyi yürüten zihniyet barış müzakere döneminde iyi niyetle atılmış adımları müzakere konusu yapmakla bu ülkede hiç kimse barıştan söz edemesin istiyor. “
‘SAVCI SAVUNMALARI GÖRMEDEN MÜTAALAYI HAZIRLADI’
Anayasa Mahkemesi tarafından taraflarına üç karar tebliğ edildiğini belirten HDP’li Dede bu kararların içeriklerini anlattı. AYM’nin kapatma davası iddianamesinde adı geçen 451 kişiye iddianameyi tebliğ etmeyi ve yazılı savunmaları hazırlamak için süre vermeyi kabul ettiğini hatırlatan Dede, savcının bu savunmaları beklemeden mütalaasını açıkladığını belirtti. Savcının savunmaları görmeden mütalaasını hazırlamasında AYM’nin de sorun görmediğini belirten Dede bu karara şu sözlerle tepki gösterdi:
“Savcı mütalaasını vermeden önce kişilerin öne sürdüğü delilleri tartışmasına imkân tanımalıydı. Eğer bu imkân sağlansa belki savcı birçok hususu mütalaasında değiştirecekti. Çok ciddi maddi hatalar var. AYM bu talebimizi reddetmiş. Yazılı savunmaların her aşamada okunabileceğini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının mütalaa verirken bu savunmaları görmesine gerek olmadığını söylemiş. Biz AYM mahkemesinin bu kararının hukuka uygun olmadığını düşünüyoruz. Savcının savunma yapanların savunmalarını okumaya gerek yoksa o zaman savunma yapmaya da gerek yok. Savcı bu savunmalarını mütalaaya göre şekillendirmeyecekse savunmaya ne gerek var. Mahkeme bizim okuyacak olmamız yeterli diyor. O zaman savcıya ne gerek var?"
‘AYM, İRFAN FİDAN’IN KARARDA YER ALMAMASI TALEBİNİ DE REDDETTİ’
HDP, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Yargıtay’a, sonrasında da AYM üyeliğine seçilen İrfan Fidan’a ilişkin itirazlarını da dile getirdi. HDP’nin kapatma davası dosyasında “delil” olarak sunulan 40 aşkın iddianamenin savcı olduğu dönemde İrfan Fidan tarafından hazırlandığını belirten HDP’li Dede, “Hem Ceza Muhakemesi Kanunu’nda hem de Anayasa Mahkemesi’nin kendi kanununda hakimin reddi ya da yasaklı olduğu haller düzenlenmiş ve bunlardan bir tanesi de eğer bir hakim soruşturma savcı olarak ya da bilirkişi olarak ya da tanık olarak dahil olmuş ise karar verme aşamasında o hakim davaya bakamaz. Bu kesin ve emredici bir hükümdür” dedi.
İrfan Fidan’ın iddianameler aracılığıyla fikrini beyan ettiğini, bu durumun ihsas-ı rey niteliği taşıdığını belirten HDP’li Dede, “Bu sebeple bir uyarıda bulunmuştuk. Anayasa Mahkemesi’nden İrfan Fidan’ın bu davada görev almamasını, oy kullanmamasını talep etmiştik ancak Anayasa Mahkemesi bu talebimizi de reddetmiş. Bu kararında hukuka aykırı olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kaydetti.
HDP’li siyasetçilere yöneltilen suçlamaların birçoğu Meclis’e gönderilen fezlekelerden oluşuyor. HDP’li siyasetçilerin avukatlarının bu fezlekelerin içeriğine ulaşamadığını, bunların taraflarına iletilmesi gerektiğini belirterek AYM’ye başvurduklarını belirten HDP’li Dede, bu talebin de reddedildiğini kaydetti.
‘SİYASİ BİR DAVA’
HDP’ye yönelik açılan davanın hukuki bir dava olmadığını, siyasi bir dava olduğunu belirten HDP’li Dede sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
“Dün itibariyle fezlekenin bize tebliğ edilmiş olması da yine öylesine tesadüfen seçilmiş bir tarih değil. Bir hafta, on gündür Semra Güzel vekilimiz üzerinden çok haksız, yersiz ve ahlaksız bir kampanya yürütülüyor. Bu kampanya ile birlikte yalana dayalı haberler üzerinden toplumda bir algı operasyonu yapılıyor. Bu algı operasyonunun bir parçası olarak da HDP’nin kapatılma davasına ilişkin de mütalaa bu ortam içerisinde bize tebliğ ediliyor. Bir anlamda ikisi arasında doğrudan bir bağ oluşturmak suretiyle büyük algı operasyonu ve bunun içindeki küçük algı operasyonları gerçekleştirilmek suretiyle bu yargılama süreci yürütülüyor.”