Umut Subaşı: Beni rahatsız eden şeyleri anlatmak istiyordum
30. Altın Koza Film Festivali'nde yönetmen, senaryo ve film dallarında ödül kazanan "Sanki Her Şey Biraz Felaket" filminin yönetmeni Umut Subaşı'yla konuştuk.
ADANA - "Sana İnanmıyorum Ama Yerçekimi Var", "Eksik", "Ü.N.K" ve "Pudrasız" gibi kısa filmleriyle tanınan yönetmen Umut Subaşı'nın ilk uzun metraj filmi "Sanki Her Şey Biraz Felaket", 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde izleyicilerle buluştu. "Sanki Her Şey Biraz Felaket", dün akşam düzenlenen törenle En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo ve SİYAD En İyi Film Ödülü'ne değer görüldü.
İstanbul’da yaşayan yirmilerinde dört gencin sıkışmışlığını anlatan filmin oyuncu kadrosunda Melis Sevinç, Melisa Bostancıoğlu, İbrahim Arıcı, Mert Can Sevimli yer alıyor.
Filmin yönetmeni Umut Subaşı'yla "Sanki Her Şey Biraz Felaket"i konuştuk.
Bu yıl otuzuncu kez düzenlenen Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda ilk uzun metraj filminiz "Sanki Her Şey Biraz Felaket" ile yarıştınız. Film nasıl ortaya çıktı?
Yaklaşık 10 senedir kısa film yapıyorum, belli bir yerden sonra benim için kişisel bir şeye dönüştü film yapmak. Benimle ilgili olmasını istiyorum, beni rahatsız eden, içinde bulunduğum şeyleri anlatmak istiyordum. Pek iyi değildim, hissettiğim şeyler, her şeyin üstüme gelmesi gibi bir ruh halindeyken olan bitenle ile ilgili bir film yapmak istedim.
Film aslında temelde buradan çıktı. Karakterler, hikaye vesaire bu niyeti anlatmak için bir araç olduğundan daha sonra çıktı.
'DELİRMEMEK İÇİN ELİMİZDEKİ TEK ŞEY...'
Filmde bir jenerasyonun sıkışmışlığını sarkastik bir dille anlatıyorsunuz.
Bu benim kısa filmlerimden getirdiğim, devam ettirmeye çalıştığım, oturtmaya çalıştığım bir sinema dili ve tonu. Biraz, olan bitenle mizahla başa çıkabilme refleksinden dolayı. Bu bence sanırım delirmemek için elimizdeki tek şey. Normal hayatta da biraz öyle biriyim, filmim de öyle bir film oldu.
Filmde arada deniz sahneleri görüyoruz, o sahnelerle neyi amaçladınız, izleyici ne görmeli?
Onun öncelikli amacı; filmin birçok aracıyla seyirci ile filmin yollarını ayırmaya çalışma, seyirciyi koparma isteğim. Yani ana hikaye hikayeden seyirciyi çıkarmak. Diğer sebebi de ana karakterin günlüğüne yazdığı ve o anlarda duyduğumuz cümlelerle ülkedeki genel tuhaflığı biraz ifade edebilmek. Çünkü orada duyduğumuz şeylerin her biri birbirinden daha tuhaf, daha absürt. Ama maalesef her gün yeni bir tanesini daha duymaya devam ediyoruz.
'OYUNCULARIN BİRBİRİYLE UYUMU ÇOK ÖNEMLİYDİ'
Oyuncu kadrosu ilk defa gördüğümüz yüzlerden oluşuyor. Oyuncular nasıl seçildi?
Hepsinin yeni oyuncu olması en başından beri kararlaştırdığımız bir şeydi. Bilinmeyen kişileri oynatmak istedik, dolayısıyla cast taraması yaptık, oyuncularla görüştük. Benim için oyuncuların birbirleriyle uyumu çok önemliydi çünkü bir noktada partner gibi oluyorlar; kızlar kendi içinde, oğlanlar kendi içinde, kızlar ve oğlanlar kendi içlerinde. Dördü bir arada olduğunda bunların kafamda oturması gerekiyordu. Hepsi de bence çok yetenekli genç oyuncular ve sonuçtan memnunum.
Kısa filmlerinizle tanınıyorsunuz, uzun metrajın zorluğu, farkı ne oldu sizin için?
En büyük zorluk tabii ki ekonomik durum. Onun dışında bir şeye farklı bir zorluk demeyeceğim, çalışırken filmleri uzunluğu kısası gibi düşünmüyorum. Onun dışında aslında sahaya çıktığımız zaman da aynı şey; birini 4 günde çekiyorsan, diğerini 4 haftada çekiyorsun.
Çekimler nasıl geçti?
13 günde çektik filmi, dolayısıyla sete çok planlı ve hazırlıklı girmek zorundaydık. Sette karar verelim gibi bir lüksümüz yoktu çünkü uzun metrajlı bir film çekmek için 13 gün çok kısa bir süre. Çok iyi hazırlandık, oyuncular çok iyi şekilde prova yaptı. Sete girip sakin ve planlı bir şekilde filmi çektik. Çok eğlendik mi, hayır. Çok acı çektik mi, hayır. 9-5 işe gider gibi gittik ve çektik.
Sette şu an tam olarak ne oldu, nasıl bir film olduğunu, olacağını hemen hemen kimse anlamıyordu çünkü kağıt üstünde ifade etmesi kolay değildi. Birçok ekip arkadaşım filmi izlediğinde "Ne yaptığını tam olarak şimdi anladık" dediler.
Filmin Festival yolculuğu devam edecek mi?
Filmin festival yolculuğu yurt dışında Arjantin, Brezilya, Almanya, Romanya’da bazı festivallerde devam edecek.