'Avukatlar engelleniyor, işkence bulguları rapor edilmiyor'
Diyarbakır Barosu, İHD Diyarbakır Şubesi ve THİV, son günlerde gündeme gelen işkence vakalarıyla ilgili rapor hazırladı. Baro Başkanı Cihan Aydın, iddialarla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Aydın, "Bazı vakalarda muayeneler sağlık kuruluşu yerine kolluk biriminde ve polislerin refakatinde yapılmakta, bulgular gerçeğe uygun bir şekilde rapor edilememektedir" dedi.
DİYARBAKIR - Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı, beş gün önce bir polis memurunun öldürülmesiyle ilgili olarak gözaltına alınan M.E. C’ye yönelik işkence iddiaları ve ev baskını sırasında polis köpeklerinin vatandaşları ısırarak yaralanmasına neden olan olaylara ilişkin hazırladıkları raporu kamuoyu ile paylaştı.
Rapor öncesi yaşanan olaylara ilişkin açıklama yapan Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, “Ulusal ve Uluslararası mevzuata göre işkence suçu yasaklanmıştır. Bu tür olaylar takip eden meslektaşlarımızın işleri engellenmekte. Bazı muayeneler sağlık kuruluşu yerine, emniyette yapılıyor” şeklinde konuştu.
Diyarbakır'da evi basılan aileye köpekle işkence
İşkence iddialarına ilişkin savcılığın mağdurların ifadelerini alması gerektiğini söyleyen Aydın, “Kime yapılırsa yapılsın, işkence bir insanlık suçudur. Adli ve idari yöneticiler, söz konusu kişilerin yargı önüne çıkarılmasını sağlamalı. Yaşananlara dair suç duyurusunda bulunduk” dedi. Aydın şunları söyledi:
'DOĞRUDAN KAPILARI KIRILIYOR'
Ulusal ve uluslararası mevzuatta işkence suçu mutlak olarak yasaklanmıştır. Buna karşılık son olayda da görüldüğü üzere işkence yasağına aykırı davranılmıştır. Bu yasağa rağmen son dönemlerde Diyarbakır’da özellikle ilk yakalama anında polisin kapı çalmadan doğrudan kapıları kırarak konutlara girmesi yaygın bir idari pratik haline gelmiştir. Birçok olayda şüphelinin yanı sıra konutta kalan kişilere de işkence ve kötü muamelede bulunulduğu iddia edilmektedir.
Bu tür olayları takip eden meslektaşlarımızın görevlerini yapmaları keyfi bir şekilde engellenmekte, işkence mağdurları Rapora konu olayda da olduğu gibi işkence mağdurlarının avukata erişimi engellenmektedir. Mağdurlar mevzuata uygun bir tıbbi muyaneden geçirilmemektedir. Rapora konu vakada da olduğu gibi bazı vakalarda muayeneler sağlık kuruluşu yerine kolluk biriminde ve polislerin refakatinde yapılmakta, bulgular gerçeğe uygun bir şekilde rapor edilememektedir.
AVUKATLAR SANIKLA GÖRÜŞTÜ
Raporda, kurumlara bağlı İşkenceyi Önleme Komisyonu Üyesi avukatların durum tespiti için şüphelinin tutulduğu kolluk birimine gittiği belirtildi ve şu ifadelere yer verildi: “Meslektaşlarımız önce şüpheli hakkında tıbbi rapor düzenleneceği gerekçesiyle şüpheli/mağdur ile görüşmesi engellenmiştir. Avukat görüş kısıtlaması olmamasına karşın ‘şüphelinin avukatlarla görüşmek istemediği ve bu talebe ilişkin ellerinde şüpheli tarafından imzalanmış belge olduğu’ belirtilerek görüşme herhangi bir hukuki dayanak olmaksızın engellenmeye devam edilmiştir. Meslektaşlarımızın ısrarı üzerine bu kez yasaya aykırı bir şekilde vekaletname olmadan görüşemeyecekleri söylenmiştir. Yaklaşık 8 saat süren ısrardan sonra meslektaşlarımızın telefonlarını dışarıda bırakmak şartıyla görüşebilecekleri söylenmiştir. Konu meslektaşlarımız tarafından değerlendirilerek işkence gibi bir insanlık suçu karşısında kanuna aykırı bu talep kabul edilmek zorunda kalarak şüpheli/mağdur ile görüşülmüştür.
Emniyet'te işkence iddiası Meclis gündeminde
TERS KELEPÇELİ İŞKENCE GÖRDÜĞÜNÜ ANLATTI: HİÇ DURMADILAR
Şüpheli/mağdur M.E.C’in avukatlara verdiği beyanda; ‘31.05.2020 günü sabah saat 10.30 sularında teslim olmadan önce yaralanan kişinin ölüp ölmediğini, polis olup olmadığını bilmiyordum. Karakolda şahsın öldüğünü ve polis olduğunu öğrendim. Bağlar karakoluna teslim olduktan sonra 5 dakika içerisinde bir ekip geldi ve beni Oryıl’ın bitişiğinde bulunan karakola getirdiler. Bu süre zarfında teslim olmamdan itibaren her defasında darp ediyorlardı,işkence ediyorlardı. Hiç durmadılar. Oryıl'ın oradaki karakolda 5 dakika durmadan beni asayişe getirdiler. Bana en uzun süre işkence ve kötü muamele yaptıkları yer Asayiş Şube Cinayet Büro Amirliğindeki koridorun sonunda bulunan sol odada gerçekleştirdiler. Beni, bahsini ettiğim odaya getirene kadar darp etmeye işkence etmeye devam ettiler. Herkes anneme, bacıma, aileme sinkaflı küfür ediyordu. Ben teslim olduğum zaman 4-5 saat ters kelepçeli bir şekilde kaldım. İşkence ettiklerinde ters kelepçeli bir şekilde etmeye devam ediyorlardı. Üstümdeki tüm kıyafetleri çıkarıp çıplak elle ve jopla işkence ediyorlardı. Boğazımı sıkıp nefes almamı engelliyorlardı, boğulacak gibi olduğumda bırakıyorlardı. Bana işkence ettikleri vakit başımı eğip gözümü kapatmaya çalışıyorlardı. 01.06.2020 tarihi öğleden önceye kadar şuurum yerinde değildi. Ben 31.05.2020 tarihinde ifade vermeden 15-20 dakika önce doktor beni bulunduğum yerde muayene etti. Muayene esnasında polislerden biri mevcuttu’ şeklinde ifade etmiştir.”
ADLİ VE İDARİ SORUŞTURMA BAŞLATILMALI
Diyarbakır Barosu, İHD ve THİV’in hazırladığı raporda talepler de yer aldı. Üç kurumun talepleri şöyle:
- Bu olayda özellikle mağdur M.E.C. hakkında kolluk biriminde düzenlendiği ileri sürülen doktor raporuna itibar edilmeyerek, işkence iddialarıyla ilgili olarak mağdur hakkında derhal ayrıntılı ve uygun kuruluş ve koşullarda tıbbi raporlar düzenlenmeli,
- İşkence iddialarıyla ilgili olarak Cumhuriyet Savcısı derhal mağdurlardan ayrıntılı bir beyan almalıdır.
- İşkencenin meydana geldiği iddia edilen kolluk araçları ve birimlerinin güvenlik kameraları görüntülerine derhal el konulmalıdır.
- Mağdurların işkence iddialarıyla ilgili beyanları dikkate alınarak işkence yapan, işkenceye tanıklık etmesine rağmen ve suçu bildirmeyen kolluk personeli hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmalı ve soruşturma süresince açığa alınmalıdır.
- Bu tür iddiaların önüne geçmek için ev aramaları, yakalama ve gözaltına alma operasyonları başından sonuna kadar kamera ile görüntülenerek soruşturma dosyasına eklenmelidir.
- İşkence ve kötü muamele soruşturmaları etkin, hızlı ve şeffaf bir şekilde yürütülmeli, avukatların görevlerini yapmaları keyfi bir şekilde engellenmemelidir.
- Her kime yönelik yapılırsa yapılsın işkence, bir insanlık suçudur ve ulusal ve uluslar arası mevzuatta kesin olarak yasaklanmıştır. Adli ve idari mercileri cezasızlık politikasını terk etmeye, suçun ve faillerin etkin bir soruşturma ile tespit edilerek, yargı önüne çıkarmaya davet ediyoruz. (DUVAR)