Üniversite adaylarının tercihi ‘iş’ oldu
Türkiye’deki ekonomik durum üniversite tercihlerine de yansıdı. Öğrencilerin çoğu, üniversiteden mezun olduktan sonra daha kolay iş bulabilecekleri alanları tercih etmek zorunda kaldı.
Pelin Akdemir
DUVAR - Üniversite adayları, tercih dönemini tamamladı. 27 Temmuz itibariyle başlayan tercih dönemi, 5 Ağustos’ta bitti. Tercih döneminde danışmanlık yapan rehber öğretmenler, adayların tercihini belirleyen birinci etkenin “iş” olduğunu söyledi.
YURT DIŞINA GİTMEK İSTEYEN ÖĞRENCİLER MÜHENDİSLİK TERCİH ETTİ
Türkiye’deki ekonomik durum ve baraj puanının kaldırılması, öğrencilerin üniversite tercihlerini etkiledi. Hem öğrenciler hem de rehber öğretmenler, iş bulabilmenin kolay olduğu alanların tercih edildiğini söyledi. Sınav sıralaması iyi olan ve yurt dışına gitmek isteyen öğrencilerin tercih ettikleri alan ise mühendislik oldu. Öğrencilerin üçte ikisi, ikili dil tercihi olan bölümlerde ilerleyen dönemde yurt dışına gidebilme düşüncesiyle daha çok İngilizce eğitim veren bölümleri tercih etti.
‘EĞİTİM SİSTEMİMİZ MESLEK SEÇİMİNE ENGEL OLUYOR’
Moleküler biyoloji, genetik ve kimya alanlarında eğitim almak isteyen Azra Ada Yazıcı, İstanbul’da İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi’ni, Ankara’da Bilkent ve ODTÜ’yü tercih listesine yazdı. Laboratuvarda araştırmacı olarak çalışmak istediği için bu alanları tercih ettiğini ifade eden Yazıcı, “Çok kararsız kaldık. Geleceğimizi belirliyoruz. Mesleğimizi seçmek 18 yaşında ağır geldi. Eğitim sistemimiz meslek seçimine engel oluyor. Türkiye’de iş bulabileceğim bir alan olmadığı için lisanstan sonra eğitimime yurt dışında devam etmeyi düşünüyorum” diye konuştu.
Ekonomik durumu düşündüğünü fakat tercihini okumak istediği üniversiteden yana kullandığını belirten Yazıcı, “Üniversitede evde kalmak ütopik geliyor. İlk iki sene yurtta kalmayı düşünüyorum” dedi.
‘EMEĞİN NİTELİĞİNİ DÜŞÜRDÜLER’
İki yıldır üniversite sınavına hazırlanan Arif Kalayci, ODTÜ’de endüstriyel tasarım okumayı tercih etti. Bu seneki sınavın geçen seneden daha kolay olduğunu söyleyen Kalayci, “Barajın kaldırılması ve sınavın kolay olması, özel üniversitelerin kontenjanlarını doldurmaya yönelik. Çoğu arkadaşım sınava hazırlanmak için büyük sarf etti ama emeklerinin karşılığını alamadı. Çünkü çalışanla çalışmayan arasında bir fark oluşmadı. Emeğin niteliğini düşürdüler” ifadelerini kullandı.
İzmir’de yaşayan Sıla Saygın ise üniversiteyi de İzmir’de okumak istediğini söyledi. İki yıllık bilgisayar programcılığı bölümünü tercih ettiğini söyleyen Saygın, “Türkiye’nin genel durumuna baktığımda dört yıllık bir bölüm de okusam işsiz kalma olasılığım yüksek. Kendimi geliştirebilirsem bu alanda daha rahat iş bulabilirim” diye konuştu.
‘TERCİHLERİN NEREDEYSE YÜZDE 90’I İŞ BULABİLME İHTİMALİ ÜZERİNE’
Rehber öğretmen Türker Bülent Akarcalı, öğrencilerin tercihlerindeki temel motivasyonun iş bulabilmek olduğunu söyledi. İlk 100 bine giren öğrencilerin, mühendislik veya moleküler biyoloji gibi alanları; sıralaması gerilerde olan öğrencilerin ise işletme, uluslararası ilişkiler, sağlık alanları, makine ve elektrik gibi bölümleri tercih ettiğini ifade etti.
Akarcalı, şöyle konuştu: “Yaptığımız tercihlerin neredeyse yüzde 90’ı iş bulabilme ihtimali üzerine oluyor. Öğrencinin yeteneği, ilgisi yerine hangi alanda iş bulabileceği üzerine konuşuyoruz. Temel motivasyon, hayatta kalmak. Öğrenciler istemeseler bile bu alanları tercih etmek zorundalar. Bazı sağlık alanlarını iş bulabilme ihtimali az olması nedeniyle tercih etmiyorlar. Öğrenciler, ‘Ben bu alanı bitirirsem iş bulabilir miyim? Devlete atanabilir miyim?’ diye düşünüyor.”
Akarcalı'ya göre, baraj puanının olmaması özel üniversitelerin kontenjanlarını doldurmaya yönelik bir hamle oldu. Geçen sene eşit ağırlıkta boş kalan birçok bölümün, bu sene tercih edildiğini söyledi.
‘ÖĞRENCİLER OKULU KAYIP OLARAK GÖRÜYOR’
Özellikle lise son sınıf öğrencilerinin açık liseye geçiş yaptığına dikkat çeken Akarcalı, şunları söyledi: “En büyük sorunlardan biri pandemiden sonra okulların artık öğrencilerin tahammül edemediği ortamlar haline gelmesi oldu. Okulu kayıp olarak görüyorlar. Bu nedenle açık liseye geçiş yaparak sınava dershaneyle hazırlanmayı düşünen öğrenciler var. Okulumuzdaki öğrencilerin dörtte biri bu şekilde eğitimine devam etti. Pandemi sürecinde açık öğretime alışan öğrencilere tekrar okul ortamına dönmek zor geliyor. Öğrenci gidiyor ve bir daha o öğrenciye ulaşamıyoruz.”
‘ADAYLAR KISA SÜREDE İŞE BAŞLAMAK İSTİYOR’
Rehber öğretmen Yunus Emre Oruç, ekonomik gelir ve prestij sahibi olmanın öğrencilerin tercihini belirlediğini kaydetti. Bilgisayar ve yazılım mühendisliği, endüstriyel tasarım, dijital oyun tasarımı alanlarına eğilimin arttığını ifade eden Oruç, “Bu bölümü bitirince ne kadar sürede iş bulabileceklerine dair sorular geliyor. Adaylar, kısa sürede işe başlamak istiyorlar” dedi.
Temel Yeterlilik Testi (TYT) bölümünden tercih yapan öğrenciler, her yıl olduğu gibi sağlık alanlarını tercih etti. Sözelde gastronomi ve iletişim alanları, eşit ağırlıkta psikoloji ve hukuk, sayısalda mühendislik, bilgisayar, yazılım ve endüstri mühendisliği talep gördü. Mimarlık eskisine göre düşük oranda tercih edildi. İç mimarlık baraj olmadığı için tercih edilen bir alan oldu. Yönetim bilişim sistemlerine bu yıl talep arttı.
‘ÜNİVERSİTENİN ÜCRETİ EĞİTİM KALİTESİNİN ÖNÜNE GEÇTİ’
Bu yıl öğrencilerin daha çok bulundukları şehirleri tercih ettiklerini aktaran Oruç, “Geçim sıkıntısı nedeniyle bu yıl İstanbul’a il dışından gelmek isteyen öğrencilerin sayısı, neredeyse yüzde 60 azaltmış durumda” dedi.
Baraj puanının kaldırılmasının ilerleyen süreçte sorunlar çıkaracağını düşündüğünü söyleyen Oruç, bu durumu şöyle açıkladı: “Baraj puanı olmadığı için geçen yıl 400 bininci sıralamadaki bir adayın girmesinin zor olduğu bir bölüme, bu yıl 700-800 bin sıralamadaki bir adayın girmesi mümkün görünüyor. Baraj puanının olmaması ekonomik durumu iyi olanların daha gerideki sıralamalarla normalde yerleşemeyecekleri bölümlere yerleşme imkânı sağladı. Öğrencinin yeterliliği o bölümü tamamlamaya ne kadar yetecek? O öğrencilerin belki de bir bölümü eğitimlerini yarıda bırakacak ya da başka bir bölüme geçecek. Özellikle özel üniversitelerde eğitim kalitesinin önüne geçen bir ekonomik durum söz konusu. Yani adaylar tercih yaparken üniversitenin ücreti, eğitim kalitesinin önüne geçti.”