Urfa cezaevleri raporu: Tedavi hakkı uygulanmıyor
Şanlıurfa Barosu, İHD ve ÖHD, Urfa'daki hasta tutukluların ve tutukluların sağlık durumuna dair rapor hazırladı. Raporda sağlık hizmetlerine erişimin oldukça zor olduğu vurgulandı.
Fatma Keber
URFA - Şanlıurfa Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Urfa Şubesi ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Şubesi, Urfa 1 ve 2 Nolu Kapalı Ceza İnfaz Kurumları ile Siverek T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan hasta tutukluların uğradığı hak ihlallerini ve maruz kaldıkları sağlık sorunlarını raporlaştırdı.
Şanlıurfa Barosu hizmet binasında geçen hafta basınla paylaşılan 110 sayfalık rapor hakkında Baro Başkanı Abdullah Öncel, "Özellikle terör ile mücadele kapsamında gözaltına alınan tutuklu ve hükümlülere yönelik ayrımcılık yapıldığını yönelik ciddi iddialar var” dedi.
6 ay önce cezaevinden tahliye olan eski bir tutuklu da raporda paylaşılan bilgileri doğrulayarak en büyük sorunun sağlık hizmetine erişim olduğunu belirtti.
'KAPASİTENİN ÜZERİNDE TUTUKLU BULUNUYOR'
Açıklamada konuşan Öncel, “Örneğin diş tedavisi yapmak zorunda kalan hastalara diş randevusu verilmediği, yine ağır ve kronik hastaların tedavisini tam teşekküllü hastanelerde yapılmadığı, özellikle sevkler sırasında çift kelepçe takıldığı, askerler tarafından kötü ve kaba davranıldığı yönünde şikayetler var. Raporumuzda bunlara detaylı olarak yer verdik" dedi.
Öncel, "Kapasitenin çok çok üstünde tutuklu var. Mesela 680 kişi kapasiteli Urfa T1 Cezaevi genişletilerek kapasite 1000-1.100'e çıkarılmış. Ama şu anda bu cezaevinde 1400 mahkumun kaldığı, mahkumların çoğunun da yerde yatmak zorunda kaldığı yönünde şikayetler var” diye konuştu.
Raporda, Tabipler Odası'nın da görüşlerinin yer aldığını bildiren Öncel şunları kaydetti: "Cezaevindeki ağır hasta sayısı oldukça yüksek olup 60 yaş üstünde ağır hasta oranı yüzde 32, 50- 60 yaş arasında yüzde 26, 40-50 yaş arasında yüzde 16, 30-40 yaş arasında yüzde 21, 20-30 yaş arasında yüzde 5'lik ağır hasta oranı mevcut. Bu durum cezaevi koşullarında ağır hastaların yaşlarından bağımsız şekilde değerlendirilmesi gerektiğini gözler önüne sermektedir. Bu denli yüksek ağır hastanın bulunması, ceza infaz kurumlarında sağlığa erişim ve tedavi hakkı koşullarının ciddi anlamda karşılık bulmadığının göstergesidir. Yetkililer sorumluluklarını yerine getirmeli, cezaevlerindeki koşullarının iyileştirilmesi ve ağır hasta mahpusların tahliye edilmesi için harekete geçmelidir."
'CİMER'E YAZINCA HASTANEYE GÖTÜRDÜLER AMA ÇOK GEÇ KALINMIŞTI'
Öte yandan Urfa'daki cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleriyle ilgili görüştüğümüz Ahmet Y., 6 ay önce tahliye olduğu cezaevinde yaşadıklarını anlattı. Ahmet Y., şunları söyledi: "Bizlerin en büyük sorunu sağlık konusuydu. Kolay kolay hastaneye sevk yapmıyorlardı. Revire çıkartmıyorlar. 'Neden bizi çıkartmıyorsunuz' diye sorduğumuz zaman, asker müsait değil gibi şeyler söylüyorlardı. Benim kasığımda fıtık vardı, şiddetli ağrı vardı. 10 defa revire çıkardım kendimi ama doğru düzgün bir hastaneye sevk etmediler. O ağrı için de eşim CİMER'e dilekçe yazdı, beni en sonunda götürdüler hastaneye ama çok geç kalınmıştı, hastalığım ilerledi. Orada bütün hastalar o durumda."
'UYUZ OLAN ÇOK KİŞİ VAR'
Yemeklerin de çok kötü olduğunu söyleyen Ahmet Y., "Ayrıca oradaki insanların çoğu uyuz olmuş. Uyuz oradaki en büyük sorunlardan biri. Kaşınma ilacı veriyorlar ama hiç fayda etmiyor. Çünkü banyo yapmak isteseniz de su kotası var. Bir gün 10 kişi banyoya giriyorsa diğer 10 kişi ertesi güne kalıyor" ifadelerini kullandı.
Eşi, cezaevindeyken sağlık durumuna çözüm üretmeye çalışan Melek Y., "Durumu CİMER'e yazdım. Çünkü eşimi görmeye gittiğimde, eşim ağrıdan duramıyordu. Ardından da gelip öğrenmişler durumu, eşime ‘neden CİMER'e yazdın diye sormuşlar. Ama ondan sonra hastaneye götürmüşler. Ancak geç kalındı, hastalığı ilerledi. Şimdi neredeyse her gün hastanedeyiz” dedi.