Urfa'da 6 Şubat: Deprem konuşmuyoruz, siyasi entrikalarla uğraşıyoruz

Urfa'da 179 kişinin hayatını kaybettiği 6 Şubat depremlerinden geriye hasarlı binalar, gidecek yeri olmadığı için kentte yaşamak zorunda kalan aileler kaldı.

Urfa'da 6 Şubat depremleri nedeniyle 20 bina yıkıldı.
Google Haberlere Abone ol

URFA - 11 ili etkileyen Maraş merkezli depremlerin üzerinden bir yıl geçti. Binlerce binanın yıkıldığı, resmi rakamlara göre 50 binin üzerinde insanın yaşamını yitirdiği depremlerde yıkım yaşayan illerden biri de Urfa oldu.

179 kişinin hayatını kaybettiği, 20 binanın yıkıldığı Urfa’da, pek çok bina da hasar gördü. Depremden sonraki günlerde en ufak bir sarsıntıda yıkılan binalar da oldu. Ancak aradan geçen zamana rağmen, Urfa’da ağır hasarlı binaların yıkımı tamamlanmadı. Bunun önündeki en büyük engel ise 'ağır hasarlı' binaların itirazlarla 'orta hasarlı'ya çevrilmesi...

Daha birkaç gün önce mühürlenen orta hasarlı bir binanın çökmesi, bu binaların yarattığı tehlikelere örnek olarak verilebilir. Binanın yıkılması nedeniyle enkaz altında kalan 2 kişi öldü, 8 kişi ise yaralı kurtarıldı.Yaralılardan 4'ünün durumu ise ağır.

Hasarlı binaların önü yaya trafiğine açık. 

DEPREM KONUTLARINDA SONA DOĞRU

6 Şubat depremlerinin hemen ardından bölge illerinde olduğu gibi Urfa genelinde de yapımına başlanan deprem konutlarında sona gelindiği ifade ediliyor. İl genelinde inşası devam eden 4 bin 469 konuttan yapımı tamamlanan bin 314 adedinin kısa bir süre içerisinde hak sahiplerine verilmesi planlanıyor.

Urfa’da deprem nedeniyle turizm de sekteye uğramış durumda. Depremde yıkılan tarihi evler henüz onarılmazken, özellikle turizm sezonunda kimi turistler deprem korkusu ile kente gelmeye çekiniyor. Gelen turistler de tarihi sokaklarda yıkıntılarla karşılaşıyor. Urfa’daki turizm sektörü temsilcilerinin aktardığına göre, turizm sezonu başta olmak üzere oteller ve turistik yerlere talep olmadı.

Hasarlı binaların giriş katlarına dükkan açıldı. 

'ŞEHRİMİZDE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK'

Urfa'da depremin etkilerine dair değerlendirmelerini paylaşan Urfa TMMOB Şehir Plancıları Odası Başkanı Mehmet Selim Açar, geçen süreye rağmen kayda değer bir çalışma olmadığı söyledi. Açar, “Şehrimizde hala değişen hiçbir şey olmadığı gibi afet dirençli bir kent de değiliz. Yöneticilerimizin, idarecilerimizin bu konuda herhangi bir öngörüsü ya da planlaması yok. Seçim dönemine girdiğimiz bu atmosferde bile bu planları konuşacağımıza siyasi entrikalarla uğraşıyoruz. Şehrin artık bu noktada teknik olarak kaybedecek bir süresi kalmamıştır. Topu taca atacak zamanımız da yok” diye konuştu.

Urfa’daki yapılaşmayı eleştiren Açar, şöyle devam etti: “Halen bu şehirde depremden sonra dahi 25 kat gibi saçma sapan yapılaşmalar Karaköprü Belediye Meclisi'nden geçti. Şimdi Esentepe’ye 24 kat vermişler. Buna sadece bizim odamız karşı çıktı, dava açtı. Urfa'nın neresinden bakarsanız bakın ucube bir görüntü var orada. Orman eteğine 25 kat vermek akıl ve mantık işi değil. Bunun depremden sonrası yapılmasına akıl sır erdirilemiyor."

Urfa TMMOB Şehir Plancıları Odası Başkanı Mehmet Selim Açar, Urfa'nın afet dirençli kent haline gelmesi için çalışma yapılmadığını söyledi. 

'DERE YATAĞINA 13 KATLI YAPILAŞMA VERİLDİ'

Dere yatağına verilen yapılaşma iznini de eleştiren Açar, “Ali Baba Mahallesi'ne 13 katlı yapılaşma verildi. Dere yatağınaki iki katlı evlerin yerine 13 katlı yapılaşma izni çıktı. Bunları yaparken de şartlar düşünülmedi" diye konuştu. Açar, yapılanların şehircilik açısından umut verici olmadığını da sözlerine ekledi.

“Şehircilik de bu değildir belediyecilik bu hiç değildir” diyen Açar özellikle Haliliye ilçesindeki ağır hasarlı olan ve yıkımı gerçekleşmeyen binaların endişe yarattığına dikkat çekti. Ağır hasarlı binaların yıkıldığında can ve mal kaybına neden olabileceğini anımsatan Açar “Kim bunun sorumluluğunu alacak?” diye sordu.

VALİ ÇALIŞMALARDAN MEMNUN

Urfa Valisi Hasan Şıldak ise Açar’ın eleştirilerinin aksine şehirde çalışmaların önemli bir aşamada olduğunu söyledi. Depremin hemen ardından devletin gücünün sahaya yansıdığının ifade eden Şıldak, Urfa’da da yoğun süren çalışmaların titizlikle devam ettiğini söyledi.

Hak sahipleri için kura çekiminin yakın bir zamanda yapılacağını sözlerine ekleyen Şıldak net bir tarih vermezken şunları söyledi: “İlimiz genelinde 4 bin 469 deprem konutunun inşası TOKİ tarafından sürdürülüyor. Tüm bu zaman zarfında başarılı bir çalışma yürütüldü ve ilk etapta kırsal mahallelerimizdeki 108 konutlarımız ile birlikte bin 314 konutumuzun kura çekimini gerçekleştireceğiz. Hak sahibi vatandaşlarımız belirlendi. Depremin hemen ardından AFAD, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğümüz, kaymakamlıklarımız, belediyelerimiz ve ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımız ortak bir çalışma sergiledi. Bu çalışma sonrasında henüz daha birinci yılın sonuna gelmeden devletimizin gücü ve kurumlarımızın iş birliği içerisindeki çalışmaları, iftihar edeceğimiz bir tablonun ortaya çıkmasına vesile oldu. Kırsalda ise 29 mahallemizde konut yapımları devam ediyor. 584 konutumuzun yapımı sürüyor. Bunların 22’sini hemen teslim edilebilecek durumdayız ancak bir ayda bu sayı 108’e çıkacak. O zaman hepsini aynı programla teslim edeceğiz.”

İlyas ailesinin yaşadığı ev ağır hasarlıdan ortaya hasarlıya çevrilince, aile evde yaşamak zorunda kaldı. 
‘BİZE BİR ŞEY OLURSA BUNUN HESABINI KİM VERECEK?'

İlyas Aslan ve ailesi ağır hasarlı olduğu için mühürlenen evine depremden 50 gün sonra döndü. Zira evleri, ağır hasarlıdan orta hasarlıya döndürülmüştü. Ancak Aslan ailesi, evlerinin yıkılacağı endişesiyle oturmaya devam ediyor. 

Aslan, görüştüğü bir yeklinin kendisine, “Ağır hasarlı da olsa git evine otur, yapacak bir şeyimiz yok” dediğini aktararak “Bunu söyleyince biz de o evde oturmaya devam ettik. Yani evimizin kolonlar patlamış, araba geçerken bile ev titriyor, korkuyoruz. 8 kişi yaşıyoruz. Gidecek yerimiz yok. Mecburen bu koşullarda yaşamaya devam ediyoruz” diye anlattı.

İlyas Aslan yakın zamanda Bozova ilçesinde yıkılan ve 2 kişinin yaşamını yitirdiği hasarlı evi hatırlatarak şöyle devam etti: “İnsanlar öldü, yaralananlar oldu. Biz bu koşulda yaşıyoruz. Bize bir şey olursa bunun hesabını kim verecek?"

 

 

(HABER MERKEZİ)