Urfa'da bulunan kemikler 5 aileye umut oldu

Urfa'da bulunan insan kemikleriyle ilgili kayıp Ahmet Kalpar, Hüseyin Taşkaya, Şefik Geçgel, Faik Kevci ve Nazım Babaoğlu’nun aileleri savcılığa başvuruda bulundu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Urfa’nın Hilvan ilçesinde iş makineleriyle tarlada çalışma yapılırken bulunan insan kemikleriyle ilgili aileler savcılığa başvurdu.

Birgün'den Kayhan Ayhan'ın haberine göre, o dönem kent merkezi ile Siverek ve Hilvan’da kaybolan Ahmet Kalpar, Hüseyin Taşkaya, Şefik Geçgel, Faik Kevci ve Nazım Babaoğlu’nun aileleri, DNA testi yapılması için Hilvan Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Ailelerden alınan DNA örneklerinin, bulunan kemikler ile karşılaştırılması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği belirtildi.

Nazım Babaoğlu'nun abisi Cemal Babaoğlu, kardeşinin Gündem gazetesi muhabiri olduğunu ve 12 Mart 1994 tarihinde Siverek'ten gelen bir telefonun ardından ilçeye gittiğini ve burada gözaltına alındığını anlatarak, "Telefon kayıtlarını istedik vermediler. Son derece kurgulu, 600 yıllık devlet yönetiminin getirdiği ustalık ile 19 yaşındaki bir gence tuzak kurdular. Devlet 'Nazım gözaltında değil dağa gitmiş dedi' ama iftira attılar" dedi.

Urfa ve çevresinde ne zaman böyle bir toplu mezar çıksa 'acaba kardeşimiz burada mı' diye savcılığa başvurduklarını kaydeden abi Babaoğlu, "Daha önce Siverek'te Ayvanat mesire alanında 300'ün üzerinde toplu bir mezar çıkmıştı. 2010 yılında imara açılınca 2012 yılında kazmalar vurulmaya başlandı. Temel kazısında toplu mezar ortaya çıktı. Savcı, 'burası geçmişte mezarlık olmalı' dedi, belediyeye yazı yazdı. Belediye 'kayıtlarımızda buranın mezarlık olabileceğine dair envantere ulaşılamamıştır' dedi. Adli Tıp'a gitti kemikler ama Adli Tıp şaibeli karar verdi. Orada olayı kapattılar. Hilvan'a bağlı Tutumlu köyünde de 3 cesede ait kemikler ortaya çıktı. Savcılığa intikal edene kadar 10 gün geçti. Şu an Adli Tıp'a gidecek" diye konuştu.

'BU KARANLIĞI AYDINLIĞA KAVUŞTURMAK İÇİN ÇABALIYORUZ'

Daha önce bu köyün Siverek'e bağlı olduğunu belirten Babaoğlu, "Bir vatandaşın köyüydü. Korucular el koymuştu. Orası bir sorgulama merkeziydi. Başlarında Mehmet Kıraç adında bir astsubay vardı. Bir de kıdemli Üst Teğmen Ahmet Şentürk vardı. Ahmet Şentürk Balyoz Davası'nda yargılandı. 2 gün tutuklu kaldı. Tutuklu olduğunda Urfa İHD Şubesi'ne 10 tane aile dilekçe götürdü. Dediler ki 'kardeşimi gözaltına aldıklarında korucular vardı Şentürk de başlarındaydı. Şentürk, Siverek'te görev yapmıştı, dilekçe verilmesine rağmen asla soruşturma açılmadı. Dilekçeden sonra adeta ödül verildi ve adamı beraat ettirdiler" diye konuştu.

Urfa Barosu Başkanı Mehmet Velat İzol da 90'lı yıllarda bölgede birçok faili meçhul ve insan kaybetme olaylarının yoğun bir şekilde yaşandığını söyleyerek, "Orası Diyarbakır ve Mardin'e de yakın olması sebebiyle o tarihte kaybedilen birilerine ait olma ihtimali yüksektir. Ortaya çıkan toplu mezarlar karanlık bir dönemin olayları. Bazen üstü kapatılmaya çalışılıyor, her ne kadar üzerinden uzun zaman geçse de biz bu olayların takipçisiyiz. Devlet içerisindeki karanlık odaklar bu katliamların üstünü kapatmaya çalışabilir ama bizler İnsan Hakları Derneği ile birlikte bu karanlığı aydınlığa kavuşturmak için çabalıyoruz" ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)