Uşak’taki mitingden yükselen ses: Köylü aç, sefil, geçinemiyor
SOL Parti’nin Uşak’ta düzenlediği mitingde konuşan bir üretici “Biz üretiyoruz ama kazanamıyoruz. Köylü aç, köylü sefil, köylü geçinemiyor. Üreten biziz, yöneten de biz olalım” dedi.
Özlem Kara
UŞAK - SOL Parti öncülüğünde, en son 1979 ve 1978 yıllarında Uşak’ın Banaz ve Eşme ilçelerinde düzenlenen ‘Üretici Mitingi’, bugün Uşak Valilik Meydanı’nda düzenlendi.
Başta üreticilerin katılım gösterdiği mitinge, Uşak’taki sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ve halk katıldı.
Sahneye çıkan üreticiler sorunlarını paylaşarak, “Üreten biziz yöneten de biz olmalıyız” dedi.
‘ÜRETİCİLERİN TALEPLERİNİ MEYDANA TAŞIDIK’
Miting öncesi açıklamalarda bulunan SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, “Bu bizim ikinci üretici mitingimiz. 24 Temmuz’da Fatsa’da Fındık Üreticileri Mitingi yapmıştık. Bugün de Uşak’tayız. Bu miting boyunca 50’nin üzerinde köyde toplantılar yapıldı ve üreticilerin sorunlarını paylaştık. Herkesin tahmin edebileceği gibi üretici artık toprakla bağını korumakta zorlanıyor. Üretemez hale geldi. Buradan bu iktidarın elinde bir çıkış olmadığı da ortada. Çok köklü çözümler gerektiren bir tahribat var ortada. Başlı başına mazotun, gübrenin, yemin yüksek fiyatta olması bir sorun ama ülkedeki bütün tarım, şirketlere devredilmiş görünüyor. Dolayısıyla üreticiler, ürettiğinin karşılığını da alamıyor. Türkiye toprakları üzerinde kazanan sadece şirketler. Çok açık gıda krizinin bütün dünyada giderek geliştiği bir dönemde, Türkiye gibi her yanında, pek çok farklı ürünün üretileceği çok yer var. Dolayısıyla biz bugün üreticilerin taleplerini, bu meydana taşıdık. Kendi sorunlarına sahip çıkan, kendi sorunları için örgütlenen bir toplum olmaksızın bunların değiştirilemeyeceğinin farkındayız. Bütün miting çalışmamızı, örgütlenme bilincini, birleşerek mücadele etme bilincini geliştirme, köyler ve emekçiler arasındaki birliği güçlendirme çalışması olarak gerçekleştirdik. Bugün, bunun bu meydana da yansıyacağını düşünüyoruz” dedi.
‘BURADAN TÜM TÜRKİYE'YE MESAJ VERİYORUZ’
Mitingin başlamasıyla SOL Parti PM Üyesi Mahmut Uludağ, sahneye çıktı. Uludağ, bugüne kadar Uşak’ta birlikte mücadele ettiklerini vurgulayarak, “Hangi dağ efkârlıysa, hangi köyde sorun varsa hep beraberdik. Bu beraberliğimiz bundan sonra da devam edecek. Kimsenin şüphesi olmasın. Ulubey Deresi’nin kirletilmesine karşı 80’li yıllardan beri beraber mücadele ediyoruz. Altın madeni Gedikler Köyü’nün suyunu kesti. Mücadele ettik ve suyu hep beraber geri getirdik. Murat Dağı’nda altın madeni şirketi köşe bucak yer aradı. Dostlarımızla birlikte hep birlikte engelledik. Bu mücadele, hepimizin mücadelesi. Buradan tüm Türkiye’ye mesaj veriyoruz. Bu mitingin çalışmasını yaparken köy köy gezdik, semt pazarlarında herkesle el sıkıştık. Bu mitingi örgütlerken, çalışmasını yaparken sizlerle dertleştik, dinledik ve çözüm önerilerini sunduk. Biz üreticilerin yalnızlaştıklarına şahit olduk. Kendi kaderine terk edilen üreticilerle beraber olduk. Bugün bir başlangıç olsun. Bundan sonra bu mücadelenin devam etmesine kimse engel olamayacak” diye konuştu.
‘TARLAYA ŞİRKETLERİ SOKTULAR, ÜRETİCİYİ DIŞARIYA ATTILAR’
Mitingde konuşan üretici Eşe Yarcı, “Üzüm, tütün, arpa her şey var. Ama kaldırdığımız para etmiyor. Rençberin hali kötü. Biz üretiyoruz ama kazanamıyoruz. Köylü aç, köylü sefil, köylü geçinemiyor. Artık yeter arkadaşlar, üreten biziz yöneten de biz olalım” dedi.
SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başer, “Üzüm, tütün, buğday, pancar, meyve ve sebze bizim canımız. Üretmeye devam ederken, emeğimizi çalanlara karşı alanda itiraz etmek için hep beraber buluştuk. Günlerdir köy köy, pazar pazar, sokak sokak hep sizlerleyiz. Bize dediniz ki ‘açız’. Bize dediniz ki, ‘Gübre, mazot, ilaç pahalı alamıyoruz, pahalılık çok arttı kıtlık çekiyoruz, yiyemiyoruz.’ Bize dediniz ki, ‘Çocuklarımızı okutamıyoruz, hastanelere gidemiyoruz.’ Bizde size ‘O zaman gelin, hep birlikte taleplerimizi haykıralım ve geleceği ellerimizle kuralım’ dedik. Bu memlekette her şey şirketler için yapıldı. Tarlaya, bahçeye, ağıla şirketleri sokup üreticileri dışarıya attılar. Üreticiyi, işçiyi, emekliyi insan yerine koymayan iktidar tarımı, küçük üreticiyi bitirmek için elinden geleni arkasına koymuyor. Yıllardır TEKEL’i, şeker fabrikalarını özelleştirdiler. Gübreyi, mazotu yurtdışından ithal eder hale getirdiler. Tütüne, pancara kota getirdiler. Ata tohumlarını pazarda satamaz hale getirdiler. Yetmedi, topraklarımızı emperyalist maden şirketlerine kirlettirdiler ve suyumuzu tükettiler. TÜPRAG, Kışladağ’da Avrupa’nın en büyük madeni. Bugün Uşak’ta sular kesiliyor. Çünkü Uşaklının kullandığı suyun dört katını maden şirketi kullanıyor” ifadelerini kullandı.
ACİL TALEPLERİ SIRALADILAR
SOL Parti’nin acil taleplerini dile getiren Başer şunları sıraladı: “Bir gece yarısı onlarca holdingin vergi borçlarını bir kalemde sildiniz. Üreticilerin yarından tezi yok elektrik, su ve Ziraat Bankası borcunu silin o zaman. Mazota, elektriğe her gün zam yağarken girdi fiyatlarını derhal sabitleyin. Taban fiyatlarını şirketler ve tek adam belirlemesin. Taban fiyatını insanca yaşayacak bir ücret olarak üreticiler belirlesin. Yurtdışından tarım için toprak kiralıyorlar çünkü ülkede tarımı bitirdiler. Üreticinin su, tohum ve gübresini ücretsiz verin. TEKEL ve özelleştirilen tüm kamu kurumları kamulaştırılsın, demokratikleştirilip yeniden yapılandırılsın. Şehir hastanelerine hasta garantisi, köprülere geçiş, havaalanlarına yolcu garantisi verdiniz. Bu garantileri derhal kaldırın. Kamu kurumları üretici çıkarına destek alımları yapsın. İthalatta gümrük vergisi indirimini derhal kaldırın. Üreticiler ve tüketiciler için sözleşmeli üretim derhal sonlandırılsın. Süt üretimi bitiyor. Büyük kentlerde çocuklar süte hasret şekilde büyüyor. Meralar şirketlerden alınsın, hayvancılığa açılsın. Marketlere verilen imtiyazlar son bulsun ve üretici ile tüketici aracısız buluşsun. Bizden çaldıkları her şeyi tüm kamu kurumlarını, tarımı, eğitimi, sağlığı her şeyi yaşamımızı geri alacağız. Bu iktidar üretici kötü durumdayken eylül ayında ödemesi gereken gübre ve mazot desteğini erteledi. Tarlasını ekemeyen üreticiye, ‘Tarım ve Orman Bakanlığı olarak el koyuyorum ve başka şirketlere kiraya veriyorum’ diyor. Şu talana bakar mısınız? Hep birlikte örgütlü mücadelemizle bu talanı, açlığı, kıtlığı durduracağız. Onların harami saltanatını yıkacak tek güç bizim birleştirdiğimiz ellerimiz. Eşit, adil bir ülke kurmak için yürüyelim. Halkın iktidarına yürüyen yolda başaracağız.”