DUVAR - CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ve İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, aralarında Serkan Kafkas ve Süha Çardaklı'nın da olduğu tutuklu gazetecilerin yargılandığı duruşma öncesinde Ankara’daki Sıhhiye adliyesi önünde açıklama yaptı.

Çakırözer, insanların haber yaptıkları, düşüncelerini paylaştıkları ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle cezaevine konulduğunu bunun gerekçesinin de bir yıl önce çıkan 'Dezenformasyon Yasası' diye çıkardıkları 'Sansür Yasası' olduğunu söyledi.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, şöyle konuştu:

“Türkiye’nin kaderi… Adliye önünde açıklama yapıyor milletvekilleri… Ne için? İfade özgürlüğünü, düşünce özgürlüğünü, basın özgürlüğünü kullandığı için zindanda tutulan gazeteciler için, üniversite öğrencileri için, vatandaşlar için… Burada; milliyetçi tweetler attılar diye, Suriyelilere karşı haberler yaptılar diye, tepkilerini gösterdiler diye 100 günden fazla süredir içeride tutulan iki gazeteci var: Süha Çardaklı ve Serkan Kafkas. Ama onlarla sınırlı değil. 30 sanıklı bir dava başlayacak. Ana konusu; insanların ifade özgürlüğünü, düşünce özgürlüğünü, basın özgürlüğünü kullandığı için cezaevinde tutulması.

Üniversite öğrencisi Murat Erkek var içeride, 25 yaşında; son altı yılda attığı yedi tweet nedeniyle tutuklu, 100 günden fazla süredir. Yine, ‘Suriyeliler Suriye’ye Gitsin Platformunu’ kurdu diye internette, üç aydan fazla süredir cezaevinde tutulan Eray Ertürk var.

Bu davada tutuklu olmayan ama yargılanan ev hanımları var, üniversite öğrencileri var, lise öğrencileri var. Ve biz onların ifade özgürlüğünün korunması için buradayız. Bu bir örnek… İnsanlar haber yaptılar, düşüncelerini paylaştılar, sosyal medyadan paylaştılar diye cezaevlerine konuyor. Bunun gerekçesi de bir yıl önce çıkan; Dezenformasyon Yasası diye çıkardılar ama asla Sansür Yasasıydı… Yargılananların hepsinin, bir yargılanma gerekçesi de TCK’nın 217/A maddesi, ‘Halka yanlış bilgiyi alenen yaymak’ suçu. ‘Bu suç insanları susturur, insanların sadece düşünceleri nedeniyle cezaevine konmasına neden olur’ demiştik. Bu nedenle insanlar cezaevinde yatıyor.

'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ, DAYANIŞMA İÇİN BURADAYIZ'

Adalet Bakanı, ‘Onlar gazeteci değil’ diyor. Ama işte Ajans Muhbir’in ayda 500 milyon görüntülenme oranı var. Yine yargılanan, bir başka medya kuruluşunun Aykırı Haber’in 800 milyon görüntülenmesi var. O da burada yargılanıyor. Basın Kartı var Süha Çardaklı’nın, ‘gazetecilik değil’ diyorlar. Onlar da diyorlar ki, ‘Bizim yaptığımız vatandaş gazeteciliği, biz bal gibi gazetecilik yapıyoruz’ diyorlar. Biz onların basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü için dayanışma için buradayız.

'MİLLİYETÇİ OLMAK SUÇ DEĞİLDİR'

Bakın, milliyetçi tweet attı diye milliyetçiler diye insanları cezaevinde tutuyorlar. Suriyelilere karşılar, Suriyelilerin bu ülkede yaptıkları olumsuzlukların haberini yaptılar diye gazetecileri cezaevinde tutuyorlar. Ev hanımlarını, üniversite öğrencilerini, lise öğrencilerini AK Parti iktidarının sığınmacılar politikasını, ‘hudut kevgire döndü’ diye eleştirdi diye içeride vatandaşlar cezaevinde tutuyorlar. Milliyetçilik suç değildir. Milliyetçi tweet atmak suç değildir. Bu iktidarın yanlış, çarpık, hatalı Suriye politikalarına karşı çıkmak suç değildir. Onlar hem bir taraftan milyonlarca Suriyeliyi Türkiye’de barındırıyorlar. Karşılığında Avrupa’dan para alıyorlar. Bir taraftan da bunun bilinmesini, duyurulmasını, haber yapılmasını, eleştirilmesini istemiyorlar. İşte bu çarpıklığı ortaya koydular diye bu insanlar, cezaevinde duruyorlar. Biz onların ifade özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü savunmaya devam edeceğiz. Milliyetçilik suç değildir. Milliyetçi olmak suç değildir. Bunun da bugün, burada yargılamada hakimler tarafından da ortaya koyacağına inanıyoruz.”

'KALEMİNİ ÖZGÜRCE KULLANDI DİYE TUTUKLANAN GAZETECİLER VAR'

Turan Taşkın Özer de şunları söyledi:

“Bu ülkede kalemini özgürce kullandı diye cezaevinde olan, tutuklu olan basın mensupları var. Bu ülkede tweet attı diye yargılanın, 100 gündür tutuklu olan insanlar var. Dün Silivri Cezaevi’nden bir açıklama yaptım. Şiddeti meşrulaştırmıyoruz ama sadece bir olaya karıştı diye gencecik bir kardeşimizi Silivri Cezaevi’ne aldılar, götürdüler, tutukladılar. Adalet için, basın özgürlüğü için, ifade özgürlüğü için buradayız. Destek olmaya geldik. Duruşmaya da katılım sağlayacağız. Umuyorum, adalet ve hukuk; bu ülkede olması gerektiği gibi uygulanmaya başlar. Bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz.”