DUVAR - CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer Ramazan Bayramı’nda Marmara Cezaevi’ndeki Gezi Davasında yargılanan Osman Kavala, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ı ziyaret etti. Çakırözer, İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ile gerçekleştirdiği ziyaretten sonra Osman Kavala, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın tutuklu bulunduğu Marmara Cezaevi’nin önünde açıklama yaptı.

Çakırözer açıklamasında şunları söyledi:

“Bu bayramda Silivri Cezaevi’nde yatmakta olan Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Osman Kavala’yı ziyaret ettim. Bir bayrama daha ailelerinden, sevdiklerinden, özgürlüklerinden mahrum girmek zorunda bırakıldılar. Osman Kavala 7 yıldır bu cezaevinde. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, mahkemelerin hakkında hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutuklu tutulduğuna ilişkin kararları var. Buna rağmen burada tutuluyor. Can Atalay Milletvekili seçildi, Milletvekili seçildiğinde özgürlüğüne kavuşması için Anayasa Mahkemesi’nin birden fazla kararı var. Ama o kararlara rağmen Can Atalay da Marmara Cezaevi’nde bayrama özgürlüğünden mahrum girmek zorunda bırakıldı. Aynı şekilde Tayfun Kahraman da öyle. Hiçbiri hakkında somut delil yok. Haksız, hukuksuz şekilde cezaevinde tutuluyorlar.”

'AYM’NİN ARTIK DUR DEMESİ GEREKİYOR'

Ziyaretinden sonra yaptığı açıklamalarda Gezi Davası tutuklularının Anayasa Mahkemesi’nde bekleyen dosyalarına da dikkat çeken Çakırözer, Mahkemeye dosyanın bir an önce sonuçlandırılması çağrısında bulundu.

Çakırözer, şu çağrıyı yaptı:

“Bu insanların Anayasa Mahkemesi’nde davaları bekliyor. Anayasa Mahkemesi bir an önce bu davayı sonuçlandırmalı Türkiye’nin bu ayıbını, bu hukuksuzluğu, adaletsizliği ortadan kaldırmalıdır. Gezi olaylarından suç çıkarma girişimlerine, insanların masum olmalarına rağmen adaletsizce cezaevinde tutulmasına AYM’nin artık dur demesi gerekiyor. Osman Kavala 7 yıldır, Tayfun Kahraman, Can Atalay 2 yıldır Marmara Cezaevi’nde. Aynı şekilde Mine Özerden, Çiğdem Mater 2 yıldır Bakırköy Cezaevi’nde. Bir bayram gününde daha bu insanların haksız yere sevdiklerinden ayrı bırakılmaları büyük bir hukuksuzluktur. ‘Geç gelen adalet adalet değildir’ diyoruz ve Anayasa Mahkemesi’nin bu büyük hukuksuzluğu sona erdirmesini bekliyoruz. Mahkeme bu insanların cezaevinde çürümelerine engel olmalıdır.”