Uzaklardaki solgun hayalet: Evrendeki en 'loş' galaksi tespit edildi
Bilim insanları, şu ana dek gözlemlenen en solgun galaksinin varlığını teyit etti. ‘JD1’ adı verilen galaksinin, tespit edilen en uzak galaksilerden biri olduğu belirtildi.
DUVAR - Büyük Patlama’nın ardından evren genişledi ve daha sonra hidrojen atomlarının ortaya çıkmasına imkan tanıyacak kadar soğudu. Oluşan ilk yıldızlardan ve galaksilerden yayılan ışığın ortaya çıkmasından önce, evren, ‘kozmik karanlık çağlar’ diye adlandırılan bir devre tanık oldu. Birkaç yüz milyon yıl sonra ilk yıldızlar ve galaksiler oluştu ve Büyük Patlama’dan geriye kalan hidrojen bulutunu yakmaya başlayarak evreni şu anki gibi şeffaf bir hale getirdi.
UCLA’da görevli astrofizikçiler öncülüğündeki bir grup araştırmacı, ışığı hidrojen atomlarını yakanlara has, uzak, soluk bir galaksinin varlığını onayladı. Yeni bulgu, ‘kozmik karanlık çağların’ nasıl bittiğini anlamalarına yardım edecek.
UCLA astrofizikçileri tarafından yönetilen uluslararası bir araştırma ekibi, başlangıç aşamasındaki evrende şu ana dek gözlemlenen en solgun galaksinin varlığını teyit etti. ‘JD1’ adı verilen galaksi, şimdiye kadar tespit edilen en uzak galaksilerden biri ve Büyük Patlama’dan arda kalan hidrojen atomları bulutu içinde yanan, ışığın evrende parlamasına imkân tanıyan ve ona bugünkü biçimini kazandıran galaksilerin tipik bir örneği niteliğinde.
Evrenin hikayesinin ilk milyar yılı, evriminde büyük önem taşıyan bir dönem oldu. Büyük Patlama’nın ardından, günümüzden yaklaşık 13,8 milyar yıl önce, evren genişledi ve hidrojen atomlarının oluşmasına imkân tanıyacak düzeye kadar soğudu. Hidrojen atomları, hayatının başlangıcındaki yıldızlardan ultraviyole fotonları emer; ne var ki, ilk yıldızların ve galaksilerin ortaya çıkışına dek, evren karanlık ve ‘kozmik karanlık çağlar’ diye bilinen bir döneme tanık oldu. Birkaç yüz milyon yıl geçtikten sonra, ilk yıldızların ve galaksilerin oluşmasıyla birlikte, evren hidrojen bulutunu yakmaya, yani iyonize etmeye başlayan enerjik ultraviyole ışıkla doldu. Bu ise fotonların uzayda yolculuk yapmasına olanak sağlayarak evreni şeffaf bir hale getirdi.
‘Yeniden İyonlaşma Dönemi’ diye adlandırılan bu döneme hâkim olan galaksi türlerini tespit etmek, günümüz astronomisi açısından büyük bir hedef; öte yandan, Webb teleskopunun inşa edilmesine dek bilim insanları, ilk nesilden gökadaları incelemek için gereken hassas kızılötesi araçlara sahip değildiler.