Uzman açıkladı: 'Çocuğun her istediğini hemen almak doğru değildir'

Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, çocuklara her an her istediklerinin alınmasının doğurabileceği risklere karşı uyardı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, çocuk yetiştirmede dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili açıklamalarda bulundu. 

Özellikle Z kuşağının "sebat etme becerilerinin düşük olduğu" söylemini değerlendiren Aydoğdu, çocuğun taleplerinin yaşı ile orantılı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Aydoğdu, "Çocuğa her istediğini hemen o an almak doğru değildir. Çocuğun sebat etmesini, beklemesini ve istediği şey için çalışmasını beklemek en doğrusu olacaktır” dedi.

Zahmetsiz sonuç almanın çocukların çaba harcamadan istedikleri sonucu elde etmeyi beklemeleri haline gelebildiğini ifade eden Aydoğdu, “Bu da hedef belirlemede veya koydukları hedefe ulaşabilmek için gerekli olan azim, sabır ve çalışma düzenlerinin oluşmasını zorlaştırabiliyor. Özellikle Z kuşağıyla birlikte teknolojinin çok daha yaygınlaştığı, aktif kullanıldığı ve bilgiye erişimin kolay ve zahmetsiz olduğu biliniyor. Bu teknolojik olanaklar içerisinde büyüyen neslin sebat etme becerilerinin de düşük olduğu söylenmekle birlikte her kişinin bireysel özelliklerinin ve ihtiyaçlarının da farklı olduğu göz ardı edilmemeli” dedi.

'ÇOCUĞUN HER İSTEDİĞİNİ HEMEN ALMAK DOĞRU DEĞİLDİR'

“Çocuğa her istediğini hemen o an almak doğru değildir. Çocuğun sebat etmesini, beklemesini ve istediği şey için çalışmasını beklemek en doğrusu olacaktır” diyen Aydoğdu, istediğinin hemen alınmasının çocuğun sabırla beklemesini, ihtiyaç hiyerarşisini oluşturmasını, önceliklerini belirleme ve strateji geliştirerek hedefe yönelme gibi kazanımlarını sekteye uğratabildiğini söyledi. 

Hızla akıp giden bu çağda, talep edilen şeyin kıymetini anlamanın çocuğun özsaygısını da geliştiren önemli bir kavram olduğuna işaret eden Aydoğdu, “Hemen almak yerine belli bir çaba, emek ve zaman sonunda almak önemli olandır. Her istediği yerine getirilen bir kişinin benmerkezci olacağı tahmin edilmekle birlikte; talepkar, sabırsız ve tahammülsüz olacağı da öngörülmekle birlikte herkesin bu şekilde olacağı yönünde bir genelleme yapmak oldukça yanlıştır çünkü bu durumlar yetiştirilme tarzı, bireysel faktörler ve sosyal çevreye de bağlı olarak şekilleniyor” dedi.

Benmerkezci olarak yetiştirilen çocukların empati kurmakta ve diğer insanlarla ilişki kurmakta zorlanacağının ön görüldüğünü de dile getiren Aydoğdu, “Bu durum çocuğun okul yaşantısındaki zorlukların ve akran ilişkilerindeki zorlanmaların olacağını düşündürtmekle birlikte; onun her istediğini yapmaya gönüllü ve diğer yandan da sınır koymaya çalışan yetişkinlerin, öğretmenlerin veya ebeveynlerin olması çocuğun tutarsız tutumlara da maruz kalmasını sağlayacaktır. Ayrıca varsa akranları veya kardeşleri arasındaki ilişkinin de adaletsiz bir zeminde olma ihtimalini arttıracaktır” diye konuştu. 

Çocukken her istediği yerine getirilen ve bu tarz çocukluğa sahip olan yetişkinlerin iş hayatların ekip çalışmasına çok yatkın olmadıklarının görüldüğünü kaydeden Aydoğdu, “Grup içerisinde görev ve sorumluluk almaktan kaçınma, zaman yönetimi ve ast üst ilişkisini yönetmede sorun yaşayacakları ön görülüyor” dedi.

Duygusal anlamda dayanıklı olamayan ebeveynlerin çocuklarının talepleri ve ısrarları ile baş etmekte zorlandıkları için anlık çözüm olarak çocuklarına istediklerini alarak kısa yollu çözümleri benimsediklerini, bu durumun uzun vadede daha da zorlayıcı davranışlara evrimleşeceğini düşünmediklerini anlatan Aydoğdu, “Bununla birlikte özellikle kendi çocukluk dönemlerindeki yoksunlukları çocukları yaşamasın diye hemen o an yaparak veya alarak duygusal anlamda da kendilerini iyi geldiğini düşünseler dahi bunun uzun vadede yaratacağı sıkıntıları düşünmedikleri değerlendiriliyor” diyerek sözlerini noktaladı.