Uzmanlar anlattı: Süt tüketimi ile ilgili bilmeniz gerekenler
Uz. Dyt. Nihan Yakut, her yaş grubunun severek tükettiği süt ve süt ürünlerinin faydalarını anlattı.
DUVAR - Beslenme ve Diyet Uzmanı Nihan Yakut, “1 Haziran Dünya Süt Günü”nde sütün faydalarını anlattı.
Uz. Dyt. Nihan Yakut, 'Hayata gözlerimizi açtığımız andan itibaren tükettiğimiz besin kaynağı olan sütün, dört önemli besin grubundan birisi olarak günlük beslenmemizde yer alması büyük önem taşımaktadır. 2001 yılında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından sütün küresel bir besin olarak önemini vurgulamak ve sektörün büyüklüğünü anlatmak amacıyla 1 Haziran Dünya Süt Günü olarak ilan edilmiştir. O yıldan itibaren her yıl süt ve süt ürünlerinin insanların geçimini desteklemesi ve bu ürünlerin sağlığa olan faydaları tanıtılmakta ve anlatılmaktadır' dedi.
'LAKTOSUZ VERSİYONLARI SIKLIKLA KULLANILIYOR'
Yakut, ''100 ml İnek sütü içinde; ortalama 3.8 gr protein, 3.5 gr yağ, 4.7 gr karbonhidrat, 78 mg fosfor, 2.5 µg selenyum, 151 mg potasyum ve sayısız mineral bulunmaktadır. Sütün içerisinde bulunan ve süt şekeri olarak da bilinen laktoz için insan vücudunda laktaz enzimi yer almaktadır. Bu enzim sayesinde süt kolaylıkla sindirilebilmektedir. Günümüzde süt sindirimi ile ilgili sorun yaşayan ve laktoz intoleransı olan kişiler için ise süt ve süt ürünlerinin laktozsuz versiyonları da bulunmaktadır. Normal süt ile yapılan birçok yiyecek laktozsuz süt ile de kolaylıkla hazırlanabilmektedir. Bu nedenle sindirim problemi yaşayan kişiler tarafından sıklıkla tercih edilmektedir'' ifadelerini kullandı.
'UHT SÜTLERDE MİKROORGANİZMA BULUNMUYOR'
Yakut sözlerine şu şekilde devam etti:
''UHT Süt; Ultra Yüksek Sıcaklık anlamına gelen bir kısaltma olan UHT, sütün 3-5 saniye boyunca 130 – 140 C sıcaklığa hızlı bir şekilde çıkarılması ve içinde bulunan sağlığa zararlı mikroorganizmaların uzaklaştırılması yöntemidir. UHT sütlerde mikroorganizma bulunmaması nedeni ile açılana kadar buzdolabında muhafaza edilmesine gerek yoktur. UHT süt ve normal süt hemen hemen aynıdır ancak yüksek ısıya maruz kalması nedeni ile içindeki mineral ve vitaminler çok düşük oranda kayba uğrayabilmektedir.
Pastörize Süt; Çiğ sütün, kendine has besin değerleri korunarak zararlı mikroorganizmaların uzaklaştırılması yöntemi ile elde edilmektedir. Uht sütün aksine yüksek ısı yerine 72 – 80 derece ısıya 12 – 16 saniye maruz bırakılır.
Aromalı Süt; Pastörize ve UHT süt içerisine, şeker, kakao, kahve, meyve veya meyve konsantreleri eklenerek elde edilen sütlerdir.
Yüksek Proteinli Sütler; Pastörize sütlerin protein değerlerinin arttırılması, laktozun uzaklaştırılması ve genellikle aroma eklenmesi ile elde edilen sütlerdir.
Hayvansal kaynaklı süt tüketmeyen kişiler için; Badem sütü, soya sütü, Hindistan cevizi sütü, pirinç sütü gibi alternatifler de üretilip market raflarında yerini almıştır. Bitkisel kökenli sütlerin besin değerleri hayvansal kaynaklı sütlerle aynı değildir''.
'GÜNDE 1 BARDAK SÜT İÇMEK SAĞLIKLI BESLENMENİN BİR PARÇASI OLABİLİR'
Protein insan vücudunun temel yapı taşıdır. Organların, dokuların önemli bir parçasıdır. Kemiklerin, kasların, cildin ve saçların çoğunu oluşturmaktadır. Kalsiyum sağlıklı kemikler ve dişler için vücudun ihtiyacı olan bir mineraldir. Ayrıca kasların kasılmasına yardımcı olmak, kalp atış hızını düzenlemek ve sinirlerin verimli bir şekilde sinyal vermesine de yardımcı olmaktadır.
Günde yaklaşık 1 bardak yağsız/ yarım yağlı süt içmek sağlıklı beslenmenin bir parçası olabilir. Alerjiniz veya laktoz intoleransınız yoksa bu iyi bir seçimdir. Her gün yağsız/ yarım yağlı süt içmek kardiyovasküler hastalık, felç, yüksek tansiyon, kolorektal kanser, metabolik sendrom, obezite ve osteoporoz riskini azaltabilmektedir.
Uyumakta zorluk çeken kişilerin yatmadan hemen önce ılık süt içmesi genellikle uykuya geçişi kolaylaştırabilir. Çünkü süt, vücudun iki beyin kimyasalını üretmek için kullandığı triptofanı içermektedir. Bunlar serotonin ve melatonindir. Bu hormonlar vücudun uyku için rahatlamasına yardımcı olmaktadır.
'ÇİĞ SÜTTEKİ MİKROORGANİZMALAR BİRÇOK KİŞİYİ HASTA EDEBİLİR'
Çiğ sütün pastörize edilmemiş süt olduğunu ifade eden Yakut, ''Pastörizasyon sırasında süt, listeriyoz, tifo, tüberküloz, difteri, Q ateşi ve brusellaya neden olabilecek zararlı mikroorganizmaları öldürmek için ısıtılmaktadır. Çiğ sütteki mikroorganizmalar birçok kişiyi hasta edebilmekte, ancak özellikle çocuklar, ileri yaştaki kişiler, hamileler ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler (nakil hastaları ve kanser veya HIV/AIDS hastaları gibi) için riskli olabilmektedir'' dedi.
'FAZLA MİKTARDA SÜT TÜKETİMİNİN VÜCUDA OLUMSUZ ETKİLERİ OLABİLİYOR'
Kemik erimesine bağlı kalça kırıkları olan veya kırık oluşuma yatkın olan kişilerde yüksek süt ve süt ürünü tüketiminin yapılan çalışmalarda bir anlamı olmadığı belirlenten Yakut sözlerine şu şekilde devam etti:
''Kemik sağlığının korunumu yalnızca kalsiyum alımına bağlı değil, aynı zamanda magnezyum ve D vitamini ile de ilişkilidir. Süt kemik yoğunluğu ve kemik sağlığı ile ilişkilidir. Ancak kemik kırıklarına anlamlı bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle bu gibi rahatsızlıkları olan kişilerde yüksek süt tüketiminin tek başına bir anlamı yoktur.
Kalori kısıtlaması söz konusu olmadığında diyete süt eklemek kilo vermeyi desteklememektedir. Sütün kilo vermeye direkt bir etkisi yoktur. Tüketim şekline göre herhangi bir diyete dâhil olmayan kişilerde kilo alımını da destekleyebilmektedir.
Her besinde olduğu gibi süt içinde “Azı Karar, Çoğu Zarar” denebilir. Tükettiğiniz besinlerin mahiyeti kadar miktarları da önem arz etmektedir. Tüketim miktarı, çeşidi ve sıklığı genel sağlığımız ile birebir ilişkilidir''.