Uzmanlar araştırdı: Tebdil-i mekanda ferahlık var mı?
Uzmanlar, günlük hareketlerin ve çeşitliliğin psikolojik durum üzerinde olumlu etkileri olduğunu tespit etti.
Carly Casella
Psikiyatri hastaları üzerinde gerçekleştirilen küçük bir araştırmaya göre, günlük hareketlerdeki çeşitlilik sağlık seviyesinin yükselmesini sağlıyor. Zihin güçlendirici faaliyetleri düşündüğümüzde, büyük kısmımız koşu, bisiklet ya da yüzme gibi planlı ve yorucu egzersizleri düşünürüz; buna karşın, kısa süre önce yayınlanan bir araştırma makalesi, yalnızca çeşitli ve farklı yerleri ziyaret etmenin bile depresyon ya da kaygı bozukluğu yaşayan kişilerde daha yüksek refah seviyesiyle bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor.
İsviçre’nin Basel kentinde bulunan Psikiyatri Üniversitesi kliniklerinde görevli araştırmacılar tarafından ilk olarak 2022 yılında yayınlanan çalışma, insanların ziyaret ettiği yerler ne kadar çeşitliyse, semptomları hâlâ mevcut olsa dahi duygusal ve psikolojik sağlıkları bağlamında aynı oranda iyi hissettiklerini ortaya koydu.
Araştırma salgın başlamadan önce gerçekleştirildi ve duygusal bozuklukları, anksiyete sorunları, duygudurum bozuklukları, kişilik bozuklukları ve obsesif kompulsif bozukluklar da dahil olmak üzere, zihinsel sağlık sorunları yaşayan 106 hastayı merkeze aldı. Bunların bir bölümü hastanelerde yatan kişilerdi ve diğerleri ayakta tedavi gören, evde yaşayan, bununla beraber düzenli biçimde sağlık kurumlarına kontrole giden hastalardı.
GPS ARACILIĞIYLA TAKİP EDİLDİLER
Bu hastalar bir hafta boyunca GPS ile hareketlerinin izlenebilmesi için fazladan bir telefon taşıdılar. Bunun yanı sıra, kişisel refahları, psikolojik esneklikleri ve zihinsel sağlık belirtilerine dair farklı anketler doldurdular. Araştırmacılar bu anketlerin sonuçlarıyla GPS haritalarını karşılaştırdıklarında, zihinsel sağlık sorunu belirtileri büyük oranda aynı kalsa bile, mekan ve zamansal olarak daha fazla hareket etmenin daha büyük bir refah duygusuyla ilişkilendiğini açığa çıkardılar.
Ayakta tedavi gören hastalar günlerinin yaklaşık üçte birini evde geçirdiler; ancak anlaşılır bir şekilde, zamanlarının büyük kısmında hastanede yatan hastalara kıyasla çok daha fazla hareket ettiler.
Beklendiği şekilde, güvenli alanından ayrılma hususunda fobileri ya da kaygıları olan hastalar çok daha düşük bir oranda hareketlilik ve çok daha küçük bir aktivite alanı ortaya koydu. Bununla beraber, başka hiçbir zihinsel sağlık sorunu belirtisinin hastanın gündelik hareketliliği üzerinde aynı etkiyi yaratmadığı açığa çıktı. Diğer yandan, daha yüksek seviyedeki duygusal refah ve daha az ölçüde psikolojik esneklik, sürekli biçimde daha fazla hareket ve hareket çeşitliliğiyle ilişkilendirildi.
Basel Üniversitesi’nden klinik ve sağlık psikoloğu Andrew Gloster, “Ulaştığımız sonuçlar, zihinsel sorunların semptomlarını azaltmak için yalnızca aktivitenin yeterli olmadığını ama en azından kişisel refahı artırabileceğini ortaya koyuyor” diye izah ediyor.
GÖZ ARDI EDİLEN UNSURLARI AÇIĞA ÇIKARDI
Bulgular, zihinsel sağlık sorunları yaşayan insanlar arasında günlük aktivitelerin etkilerine odaklanan çok az sayıdaki araştırmaya katkı sağlıyor. Gerçekten de bu, GPS takibini kendiliğinden hareketin bir ölçüsü olarak kullanan ilk araştırmalardan biri niteliğinde. Açıkça söylemek gerekirse, nesnel dünyada bu tür verilerin toplanması hasta mahremiyetini ihlal gibi görülebilir; fakat bir araştırma söz konusu olduğunda, araştırmacıların çoğu zaman göz ardı edilen basit faaliyetlerin etkilerini incelemelerine imkân tanır.
Fiziksel faaliyetin kişisel refahı ve zihinsel sağlığı büyük oranda iyileştirdiği ispatlanmıştı; ne var ki şu ana dek bu konuda gerçekleştirilen araştırmaların büyük kısmı amaçlı egzersiz üzerine odaklanıyordu. Günümüzde, günlük hayattaki anlık hareketlerin zihinsel sağlık sorunu için tedavi arayan hastaları nasıl etkilediği henüz tam olarak bilinmiyor.
2021 yılında 67 katılımcıyla gerçekleştirilen küçük ölçekli bir araştırma, otobüs durağına yürümek ya da merdiven çıkmak gibi günlük faaliyetlerin insanları daha uyanık ve enerji dolu hissettirdiğini ortaya çıkardı.
Katılımcıların beyinleri üzerinde yapılan daha fazla manyetik rezonans görüntüleme, hareketin ardından kendini daha canlı hisseden kişilerin, beynimizin duygusal düzenlemeyle bağlantılı bir parçası olan ‘subgenual singulat kortekste’ daha büyük miktarda gri beyin maddesi barındırdığını ortaya çıkardı.
DOĞADA VAKİT GEÇİRMEK EN ETKİLİ TEDAVİ
Bu bilginin zihinsel sağlık sorunlarını önlemek ve tedavi etmek amacıyla nasıl uygulanacağını bulmak ise bambaşka bir mesele; yine de basit hareketler başlamak için zararsız bir adım olabilir. Yalnızca dışarı çıkmak bile buna katkı sağlayan bir unsur olabilir. Çocukken doğada gerçekleştirilen fiziksel faaliyetler, yetişkinlikte daha olumlu zihin sağlığı sonuçlarıyla ilişkilendirildi ve dünyanın farklı yerlerindeki doktorlar, zihinsel ve fiziksel sağlığı artırmak için doğada zaman geçirmeyi ‘reçete etmeye’ başladılar.
Kısa süre önce gerçekleştirilen GPS çalışması küçük ölçekli ve sınırlı olsa da ulaşılan bulgular hareketin, zihin sağlığı sorunları yaşayan hastaların genel bağlamda bunlarla ne kadar iyi başa çıkabildikleri hususunda bir gösterge olabileceğini düşündürüyor. Makale yazarları “Ulaştığımız sonuçlar, hareket şablonlarının (mesela mesafe, varış noktası sayısı, varış noktalarının değişkenliği vb.) işleyiş ve kişisel refahın bir göstergesi gibi işlev görebileceğine işaret ediyor” diyorlar
Araştırma makalesi ‘BMC Psychiatry’ adlı dergide yayınlandı.
Yazının orijinali Science Alert sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)