Uzmanlar çocuk koruma sistemini değerlendirdi: 'Bursa'daki C.M.A’nın olayı son olmaz’

“Çocuk koruma sistemimiz çok yetersiz" diyen Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Başkanı, "Türkiye’de koruma sisteminde boşluklar var” ifadelerini kullandı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı avukat Aşkın Topuzoğlu ile Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Başkanı Ramazan Yüksel, Türkiye'de çocuk koruma sistemine ilişkin konuştu. Topuzoğlu, Bursa’da bir yıldır teyzesi Kamuran Pınar A. tarafından çöp evdeki kilitli odada alıkonulan C.M.A. için 2020’de için kayıp başvurusunda bulunulduğunu hatırlatarak, “Toplumun her kesiminin bu olayla ilgili ciddi bir ihmali var. Kira ücretleri ödenmeyip icra oraya gitmeseydi çocuğun orada olduğu öğrenilemeyecekti. Çocuk bir yıldır ortada yokken adli ve idari makamlar ne yaptı? Velayeti anneye verilmiş bir çocuğun anneden başka kimsede kalması mümkün değil. Çocuğun babası ortada yok. Velayet anneye verilmiş olsa bile babanın belirli günlerde çocukla vakit geçirmesi gerek” ifadelerini kullandı. 

'BİNADAKİ KOMŞUYA KADAR HERKES SORUŞTURULMALI'

Cumhuriyet'ten Kader Çukay'ın aktardığına göre, adli ve idari makamlar ile sivil toplum kuruluşlarının olayı öğrendiği andan itibaren çocuğu koruma altına alması gerektiğini, çocuğun anneye verilmemesi gerektiğini belirten Topuzoğlu, “Anne çocuğa iyi bakamıyorsa çocuğu koruyucu aileye vermek, kuruma yerleştirmek gibi çözümler var. Yaşanan olay hakkında binadaki komşuya kadar herkes soruşturulmalı. Kimse merak etmemiş bu çocuk nerede diye. Teyzenin oturduğu mahallede geniş bir inceleme yapılmalı” dedi. 

Bir çocuk kaybolduğunda toplum kuruluşlarının çocuk bulunana kadar ilgilenmesi gerektiğini söyleyen Topuzoğlu, “Türkiye’de çocuğun üstün yararı hiçbir şekilde gözetilmiyor. Çocuklar bu toplumun en acı çekenleri ve en ağır yükünü taşıyanları” diye konuştu.

'TÜRKİYE'DE KORUMA SİSTEMİNDE BOŞLUKLAR VAR'

Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Başkanı Ramazan Yüksel ise ekonomi politikaların boşanmaları artırdığını ve korunmaya muhtaç çocuk sayısının bu bağlamda arttığını söyleyerek, “Çocuk koruma sistemimiz çok yetersiz. Boşanmalar sonrasında velayet ebeveynlerden birine veriliyor. Velayet verildikten sonra çocuğa ait sürecin takibi yapılmıyor. Ebeveynler arasında çocuklar arada kalıyor. Mevzuata göre böyle bir süreç söz konusu değil. Çocuk kendi haline bırakılıyor. Bu örnekte görüldüğü gibi çocuk koruma sisteminin devreye girmesi gerek. Ancak Türkiye’de koruma sisteminde boşluklar var” dedi.  Boşanma davalarının görüldüğü aile mahkemelerinde sosyal hizmet uzmanlarının ve bununla ilgili altyapının oluşturulması gerektiğini belirten Yüksel, “Aile mahkemelerinin işleyişi sorunları çözmeye yönelik değil. Aile mahkemelerinin gözden geçirilmesi ve altyapının mesleki personel yönünden güçlendirilmesi gerek. Çocuklara dönük kapsamlı ne mevzuat çalışması var ne de hizmet iyileştirmesi var. Çocuk hakları temelinde yeniden gözden geçirilmesi gerek” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)