Uzmanlar uyardı: Akran zorbalığı toplumun yansımasıdır
Akran zorbalığı, okullarda sık sık görülen bir durum. Psikolojik danışmanlar, akran zorbalığının toplumdaki şiddetin varlığının bir yansıması olduğunu söylüyor.
DUVAR - Bir kişinin bir başka kişiye fiziksel, sözel, ilişkisel ya da siber kanallarla tekrarlayan bir şekilde uyguladığı dengesiz güç kullanımı sonucunda güç kullananın hoşnutluk, güç kullanılanın ise baskı altında hissetmesi durumuna 'zorbalık' deniyor. Anaokulundan liseyi bitirinceye kadar çocuklar arasında gelişen zorbalığa ise ‘akran zorbalığı’ deniyor. Akran zorbalığı; fiziksel, sözel, ilişkisel ve siber olarak dört şekilde gözlemleniyor.
Psikolojik danışmanlar, çocukların toplumun birer yansıması olduklarını, akran zorbalığının nedeninin toplumdaki şiddetin varlığından kaynaklandığını belirtiyor. Zorbalıkla mücadele etmek için ise toplumun bir sorunu olduğunu fark etmek, kabul etmek ve şiddet dilinden uzaklaşmak gerektiğini belirtiyorlar. Psikolojik danışmanlar Bilgen Yalçın ve Gönül Turhan, aran zorbalığının nedenlerini ve zorbalıkla mücadele yöntemlerini anlattı.
‘SADECE MAĞDUR DEĞİL, ZORBA ÇOCUKLA DA İLGİLENMEK GEREKİR’
Akran zorbalığı, yaş grubuna göre farklı şekillerde eyleme dönüşüyor. Kasıtlı yapılan, süreklilik gösteren davranışlardır. Mağdura karşı güç elde etme, kontrol etme veya maddi kazanç sağlamak gibi amaçlar taşıyabilir. Pek çok insan hayatının bir döneminde akran zorbalığına maruz kalmış olabilir. Psikolojik danışman Bilgen Yalçın, akran zorbalığına uğrayan çocuğun daha sinirli ve duygusal bir ruh halinin olduğunu, özgüvenini yitirmeye başlayacağını belirtiyor. Özgüven kaybı nedeniyle çocukta davranışsal ve ruhsal sorunların olduğunu belirten Yalçın, “Çocukta meydana gelen değişiklikleri fark etmek öğretmenlerin, anne-babaların ve tüm yetişkinlerin görevidir. Ancak bu bazen fark edilemeyebilir. Zorbalıkta sadece mağdur olan değil zorbalık yapan çocukla da ilgilenmek, onun ihtiyaçlarını, eksiklerini fark etmek gerekir” diyor.
‘ZORBALIKLA MÜCADELENİN YOLU KÜLTÜREL SORUN OLDUĞUNU FARK ETMEKTİR’
“Çocukluğumuzda her birimizin en az bir kez zorba olduğumuzu görebiliriz” diyen Yalçın, kötü davranışı fark etmenin hem zorbalık yapanı hem zorbalığa maruz kalanı anlamak için önemli bir adım olduğunu söylüyor. Okullarda da psikolojik danışmanlara zorbalık yapan öğrencinin değil mağdur olan öğrencinin geldiğini söyleyen Yalçın, “Zorbalık mağduru geldiğinde, biz eşit mesafede hem zorbalığa uğrayan hem de zorbalık yapan çocukla çalışırız. Hem zorbalığa maruz kalanı hem de zorbalık yapanın nedenlerini anladığımızda zorbalıkla ilgili ilerleme kaydederiz” diyor. Okullarda zorbalıkla ilgili yapılan çalışmaların yanında zorbalıkla mücadele etmenin asıl yolunun zorbalığın topyekûn kültürel bir sorun olduğunu fark etmekten geçtiğini söylüyor. Yalçın, “Yani en kılcal damardaki aile, okul, yaşanılan çevre şiddet ve şiddet dilinden uzaklaşırsa nesilden nesile akran zorbalığı da zorbalık da azalır” ifadelerini kullanıyor.
‘ZORBALIK KENDİMİZİ İFADE ETME BİÇİMİ HALİNE GELDİ’
Zorbalıkta zorba, mağdur ve izleyici kitlesi olmak üzere 3 grup bulunuyor. Zorba veya mağdur bir-iki kişiyken, izleyici kitlesi çoktur. Zorbalık, genellikle ‘negatif popüler’ olarak adlandırılan problemli öğrenciler tarafından yapılıyor. Psikolojik danışman Gönül Turhan, negatif popüler öğrencilerde aslında problemin çocuktan değil, aileden ve çevresinden kaynaklı olduğunu ifade ediyor ve negatif popüler öğrencilerin durumunu şöyle anlatıyor:
“Sınıfın bütün düzeni onlar tarafından bozulur ama 20 kişi izler. Negatif popülerde güç ve korku vardır. Mesela Erdoğan negatif popülerdir çünkü sürekli parmak sallıyor, had bildiriyor. İzleyici kitlesi korkuyla hareket ediyor. ‘Eğer mağduru tutarsam benim de başıma gelir’ korkusu vardır.”
Çocuklar da zorbalık davranışı gösterirken bir mahcubiyet, ayıplanma duygusunun olmadığını belirten Turhan, bunun nedeninin toplumda ‘normal’ bir davranış olarak algılanmasından kaynaklandığını belirtiyor. “Çocuklar bizim minyatürlerimiz. Biz nasılsak, toplum nasılsa çocuk da öyle” diyen Turhan, “Fiziksel, duygusal, sosyal zorbalık maalesef 3-4 yaşından itibaren başlıyor. Çocukların baktıkları her yerde gördükleri tek şey şiddet. Medya, okul, sokak, aile… Herkesin ortak dili haline geldi. Kendimizi ifade etme biçimimiz haline geldi. Çünkü yetişkinlerde herkes birbirine had bildiriyor. O had bildirmenin çok normal olduğunu düşünüyor çocuklar” diye konuşuyor.
‘ZORBALAR DA ASLINDA MAĞDURDUR’
Zorbalıkla mücadele etmek için öncelikle fark etmek gerektiğini ifade eden Turhan, ‘Neden vurdum?’, ‘Neden sessiz kaldım, izledim?’ sorularının sorulması gerektiğini belirtti. Fark etmek için de düşünmek gerektiğini belirten Turhan, “Çocuklara zorbanın da mağdurun da izleyici kitlesinin de saf iyi veya saf kötü olmadığını söylüyoruz. Zorbalar da aslında buna maruz kaldıkları için, bildikleri dil, yöntem bu olduğu için zorbalık uyguluyorlar. Aslında onlar da mağdurlar. Zorbalar daha yalnız, yalıtılmış kişileri tercih ederler çünkü zorbalar korkarlar. Zorbalar korktukları için korkuturlar” diyor. Mağdurun ‘ben yapamam’ gibi olumsuz düşüncelerini değiştirmek için öğrenciye güçlü yönlerinin gösterilmesi, sosyal olması için yönlendirilmesi de zorbalıkla mücadelede bir yöntem.