Uzmanlardan Omicron uyarısı: Tam doz aşı olanların sayısı artırılmalı

DSÖ’nün ’endişe verici’ olarak değerlendirdiği Omicron varyantının kısa sürede Türkiye'de de görüleceğine işaret eden uzmanlar, bir an önce aşılanan insan sayısının artırılması uyarısında bulundu.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Covid-19 salgını tüm dünyada etkisini sürdürürken bu kez virüsün ‘Omicron’ varyantı endişe yarattı. İlk olarak 24 Kasım'da Güney Afrika’dan bildirilen yeni varyant için Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 'endişe verici' diyerek küresel çapta büyük risk oluşturduğu uyarısında bulundu.

Omicron varyantının, bilinen varyantlara göre daha fazla mutasyon geçirdiği ve yayılımının daha hızlı olduğu belirtilirken, varyantın kısa sürede İngiltere, Almanya, Hollanda gibi birçok yerde görülmesi ülkeleri alarma geçirdi.

Çok sayıda ülke, bu tehlikeli varyanta karşı sınırlarını kapatırken Türkiye de, Botsvana, Güney Afrika Cumhuriyeti, Mozambik, Namibya ve Zimbabve’den ülkeye seyahat edilmesine izin verilmeyeceğini açıkladı.

Omicron varyantının salgının seyrini nasıl değiştireceği, Türkiye’nin ne gibi önlemler alması gerektiğini uzmanlara sorduk.

VEDAT BULUT: İLERLEYEN ZAMANDA OMICRON’UN NE KADAR YAYILACAĞINI GÖRECEĞİZ

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, Omicron'un Delta dâhil olmak üzere diğer varyantlara göre daha hızlı yayıldığını ancak şiddetli hastalığa neden olduğuna ilişkin net bir verinin henüz bulunmadığını aktardı.

Prof. Dr. Vedat Bulut

DSÖ'nün 'endişe verici' olarak açıkladığı varyantın, klinik tabloyu ve yoğun bakımlara yatış oranını ne derece değiştireceği konusunda henüz bilimsel yayınların gelmediğini ifade eden Bulut şunları söyledi:

“Omicron, endişe verici varyantlar listesinde en hızlı büyüyen ve yayılan virüs tipi. Henüz daha tam olarak hakkında bilgi sahibi değiliz ve şimdilik endişe duymaya gerek yok. Aynı zamanda varyantın PCR testiyle tespit edilebiliyor olması da avantajlı bir durum. İlerleyen zamanda Omicron’un ne kadar yayılacağını göreceğiz. Daha genç yaşlarda görüldüğü tahmin ediliyor. Güney Afrika'dan gelen haberlerde bu virüsün semptomlarında farklılık olarak koku ve tat alma duyusunu etkilemediği, diğer varyantlarla orantılı olarak kuru öksürük, eklem ağrıları, ateş gibi semptomlarla belirti gösterdiği ifade ediliyor.”

’VARYANTLARI ÖNLEME NOKTASINDA KÜRESEL ÇAPTA AŞILAMA POLİTİKASINA İHTİYAÇ VAR’

İlerleyen zamanlarda önlem alınmadığı takdirde yeni bir salgın dalgasıyla karşılaşılabileceğinin de altını çizen Prof. Dr. Bulut, varyantları önleme noktasında küresel çapta bir aşılama politikasına ihtiyaç olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Güney Afrika’da aşılama oranı çok düşük, çoğu ülkede yüzde 1’in altında ve dünyada 15 ülkede aşılama hiç yok. Dolayısıyla dünyayı tehlikeye sokan bir durum aşıdaki eşitsizlik. Dünyanın bir fon oluşturarak aşı ulaşmayan ülkelere acilen yardım etmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu gelişen varyantlar dünyada Covid-19 salgınında bağışıklık sağlanmasını engelleyecek ve yeni yeni varyantlar karşımıza çıkacak. İngiltere sadece İngiltere’yi, Türkiye sadece Türkiye’yi koruyamaz. Yoksa bumerang etkisiyle aşılamanın az olduğu ülkelerden çıkan varyantlar tekrar dünyada salgın tehdidini artıracak.”

’OMICRON’UN TÜRKİYE’YE GELMESİ ÇOK UZUN SÜRMEZ’

İlk kez Güney Afrika’da ortaya çıkan varyantın, sırasıyla İngiltere, Almanya, Hollanda gibi ülkelerde de saptandığını hatırlatan Bulut, “Bu ülkelere sıçrayan varyantın Türkiye’ye gelmesi çok uzun sürmez. Delta varyantı da ortaya ilk çıktıktan birkaç hafta içinde Türkiye'de görülmüştü, bunda da aynı şey olacaktır” dedi. Bulut ayrıca, bu varyantın aşılardan kaçmasına ilişkin henüz sağlıklı verilerin de olmadığını söyledi.

’YENİ VARYANTLARIN SEBEBİ AŞI ADALETSİZLİĞİ’

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Üyesi Prof. Dr. Bülent Ertuğrul’a göre de yeni varyantların sebebi aşı adaletsizliği. Dünyada birçok ülkenin hala aşıya ulaşamadığını ifade eden ve Güney Afrika’nın da bu ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Ertuğrul, aşıda adaletsizliğin devam etmesi durumunda daha birçok varyantla karşılaşılabileceğini kaydetti.

Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, “Geçtiğimiz yıldan bu yana gerek Dünya Sağlık Örgütü, gerekse birçok bilim insanı özellikle Afrika konusunda çok büyük uyarılarda bulundu. Aşı adaletsizliği ve aşının düzgün biçimde Güney Afrika’ya ulaşamaması sebebiyle yeterli aşılama olmamasından kaynaklı yeni varyantların çıkabileceği ve bunların risk oluşturabileceği yönünde birçok uyarıda bulunuldu ama bu uyarılar dikkate alınmadı. Sonuçta şimdi böylesine tehlikeli bir varyantla karşı karşıyayız” dedi.

’OMICRON VARYANTININ YIKICI OLUP OLMAYACAĞINI KLİNİK TABLO BELİRLEYECEK’

Omicron varyantını diğer varyantlardan ayıran özelliğin birçok mutasyonu içerisinde barındırması ve daha hızlı yayılması olduğunu söyleyen Ertuğrul şöyle devam etti:

Prof. Dr. Bülent Ertuğrul

“Yapılan analizler bu varyantın en bulaştırıcı olan Delta varyantından daha fazla bulaştırıcı olabileceğini gösteriyor. İnsan bağışıklık sisteminden kaçabileceğini gösteriyor. Bununla beraber belki de aşıların etkinliğini bu varyant üzerinde azaltabileceğini işaret ediyor. Riskli bir varyant olduğunu görebiliriz. Şu an bu varyanta ilişkin gerçek yaşam verileri henüz elimizde yok. Nasıl bir hastalık tablosu oluşturuyor, ağır hastalık oranında artma var mı? Ölüm oranlarında artma var mı? Bu verileri öğrenebilmemiz için bir miktar beklememiz gerekecek. Buna bağlı olarak şu anda birçok ülke kısıtlamalara gitse de bundan önce Güney Afrika’da aşılama oranlarının artırılması gerekiyor.”

Ertuğrul, Omicron varyantının yayılımı noktasında yeni bir salgın dalgasıyla karşılaşılabileceğini ifade ederek, bu dalganın yıkıcı olup olmayacağını varyantın yaratacağı klinik tablonun belirleyeceğini kaydetti.

OMICRON VARYANTINA KARŞI TÜRKİYE NE TÜR ÖNLEMLER ALMALI?

Türkiye’nin bu durumda önlemler alması gerektiğini de sözlerine ekleyen Ertuğrul, “Bir an önce ülkemizde düzgün aşılamayla tam doz aşılanan insan sayısını artırmamız gerekiyor. Toplumsal bağışıklığı sağlayamazsak hastalığı kontrol altına alamayacağız. Türkiye’ye özellikle varyantın görüldüğü ülkelerden yapılan girişlerde mutlaka karantina önlemlerinin uygulanması şart. Aynı zamanda virüsü tespit etmek için yapılan PCR testlerinin ve genetik analizlerin artırılması gerekiyor. Aynı zamanda da bu varyantın tespit edildiği kişilere temaslı olanların mutlaka filyasyon ekipleri tarafından tespit edilip takip edilmesi şart” diye konuştu.