Vakıf serisi: Bir imparatorluğun çöküş hikâyesi

Asimov birbirinden değerli kitaplar yazmış olsa da, aralarından bazıları okurlarınca ayrı bir yere kondu. Bunların başında Robot serisi, Galaktik İmparatorluk serisi ve Vakıf serisi gelmektedir.

Google Haberlere Abone ol

1920’de, Sovyetler Birliği’nde doğan Isaac Asimov, şüphesiz ki bilim kurgu edebiyatının en bilinen isimlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Yetmiş iki yıllık hayatında beş yüzden fazla kitap yazmak gibi eşine az rastlanır bir üretkenliğe sahip olması bir yana, onu okurlarının gözünde sarsılmaz bir yere yerleştiren asıl şey, kitaplarındaki ustalıklı kurgu ve bitmek bilmeyen heyecan dalgasıdır.

Ekim Devrimi’nin ardından ailesi Amerika’ya yerleşince Asimov’un yetiştiği atmosfer ve kültür de tamamen değişti. Okuma yazmayı çok küçük yaşlarda öğrendiği ve daha o yaşlarda bile asosyal bir yapıya sahip olduğu için kitaplarla iç içe büyümeye başladı.

Uzay gemileriyle, dolayısıyla bilim kurguyla ilk tanışması Brooklyn’de, babasının şekerci dükkânında oldu. Amazing Stories adlı dergide okudukları onun hayatla kurduğu ilişkiyi değiştirdiği gibi, uzayı ve farklı evrenleri düşünmesine, onlar üzerine hayal kurmaya başlamasına da sebep oldu.

Başarılı bir eğitim hayatı geçirdiği için genç yaşında Colombia Üniversitesi’ne kaydolan Asimov, çeşitli öyküler karalamaya çoktan başlamıştı. II. Dünya Savaşı’nda kimyager olarak görev yaptıktan sonra üniversiteye geri döndü ve hayatını öğretmen olarak sürdürmeye karar verdi ancak bu iş onun sadece hafta sonları yazmasına izin verdiği için Asimov içten içe sıkılıyordu ve nihayet kararlı davranarak istifa etti, böylece bütün ömrünü yazmaya vakfetti.

YETMİŞ İKİ YIL VE BEŞ YÜZDEN FAZLA KİTAP

Asimov’un yazdıkları sadece kendi evrenine değil, dünya bilim kurgusuna da ciddi anlamda yön verdi. Bunun en büyük örneği sanıyorum robot yasasıdır. Asimov’un ortaya koyduğu bu yasalar öylesine benimsendi, öylesine normalleşti ki, günümüzde dahi yazılan/çekilen/çizilen pek çok bilim kurgu hikâyesi bu ön kabulle ortaya çıktı.

Bu kurallar şunlardı:

  • Bir robot bir insana fiziksel olarak zarar veremez, zarar gelmesine müsaade etmez.
  • Birinci kuralla çelişmediği sürece robotlar insanların komutlarına uymakla yükümlüdür.
  • Birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece bir robot kendine zarar veremez.

Pek tabii Asimov’un herkesi kendi etrafında toplamasının en önemli sebeplerinden biri üretkenliğiydi. Hem bir bilim insanı hem bir bilim kurgu yazarı olduğu ve beş yüzden fazla kitap yazdığı için önemli bir çıta olarak kabul ediliyordu. Üstüne üstlük kitaplarının pek çok dile çevrilmesi ve uzun zaman çoksatanlar listesinde yer alması bu çıtayı hayli yükseltiyordu.

Yine bazı arkadaşları ona takılmadan edemiyor ve “Kendi kitaplarını okusa yazmaya zamanı kalmaz” diyorlardı. Ortalamaya vurduğumuzda ayda bir kitap yazan Asimov ise bu ve benzeri eleştirilere bir röportajında şu şekilde cevap veriyordu.

“Aslında şöyle ki, yazmazken mutlu olamıyorum. Bu, zamanımı hoş bir şekilde geçirmemin düşünebildiğim tek, neredeyse tek yolu ve doğal olarak daktilo beni hep çekiyor. Yazmadığım gün benim için kayıptır.”

Bilim kurgu onun için sadece bir edebi tür değil, bir yaşam biçimiydi; insanları anlamak, toplumların yükselişini ve çöküşünü tariflemek için bir yoldu. Tam da bu yoldan giderek oluşturulan bilim kurgu eserleriyse, onun fikrince, zamana ve kültüre göre çeşitli farklılıklar göstermekteydi ve bu da dönemin ruhunu ve toplumsal zihniyeti kavramak için önemli bir etkendi.

“1848 yılında Edgar Allan Poe, 1000 yıl gelecekte, 2848 yılında geçen bir hikâye yazdı. İçerisinde saatte 100 mil hızla giden balonlarla yapılan transatlantik yolculuklar vardı. Başka bir değişle onun zamanında balonlar vardı ve onun gelecek vizyonu hızlı balonlardı. Eğer bir Yeni Gine yerlisi gelecekteki kıtalar arası bir iletişimi düşleseydi çok yüksek sesli davullar düşünürdü. Gerçek geleceğini hayal etmek cidden zor.”

ROBOT, GALAKTİK İMPARATORLUK VE VAKIF SERİLERİ

Asimov birbirinden değerli kitaplar yazmış olsa da, aralarından bazıları, özellikle seri biçimindeki kitapları okurlarınca daha çok sevilip ayrı bir yere kondu. Bunların başında Robot serisi, Galaktik İmparatorluk serisi ve Vakıf serisi gelmektedir.

Bu seriler her ne kadar birbirinden farklı görülse ve farklı şekillerde okunsa da, aslında bir bütünlük arz etmektedir. Özellikle Asimov’un 1980’den sonra yazdığı kitapları düşünürsek bu üç evren hepten iç içe geçmeye başlar.

Bu üç evreninin temeli kabul edilen Robot serisi dört kitaptan oluşmaktadır. (Bazı Asimov hayranları, Ben Robot’u da içlerine koyar.)

  • Ölü Gezegen, Altın Kitap, Çev: Gönül Suveren, 1984 (Okat ve Baskan yayınevleri tarafından Çelik Mağaralar adıyla da basıldı. Çev: Reha Pınar, 1971.)
  • Güneşin Tanrıları, Altın Kitap, Çev: Hikmet Niven, 1984
  • Şafağın Robotları, Altın Kitap, Çev: Gönül Suveren, 1984
  • Kurtarıcı, Altın Kitap, Çev: Gönül Suveren, 1985

Dedektif Elijah Baley ve onun robot ortağı R. Daneel Olivaw’ın farklı gezegenlerdeki polisiye maceralarından oluşan Robot serisi, bilim kurguyla polisiyeyi buluşturan önemli örneklerden biridir. Seri sadece yüksek tempolu, heyecanı yüksek bir macera sunmakla kalmaz, aynı zamanda yarattığı gezegenleri ve toplumları, onların kültürlerini ve ahlak anlayışlarını da yansıtma noktasında da oldukça başarılıdır.

Robot serisinin ardından gelen Galaktik İmparatorluk’sa üç kitaptan oluşmaktadır. Aslında bu üçlemenin Robot ve Vakıf serisiyle doğrudan bir bağlantısı bulunmaz ama olayların aynı evrende geçmesi ve bu evrendeki değişim ve gelişimlerin daha iyi anlaşılabilmesi için Galaktik İmparatorluk üçlemesine de bakmakta fayda var. (Zamansal olarak değerlendirince Robot serisiyle Vakıf serisinin arasında okunmalıdır.)

Bu serinin kitapları şunlardır:

  • Toz Gibi Yıldızlar, İthaki Yayınları, Çev: M. İhsan Tatari, 2018
  • Uzay Akımları, İthaki Yayınları, Çev: M. İhsan Tatari, 2019
  • Gökteki Çakıl Taşı, İthaki Yayınları, Çev: M. İhsan Tatari, 2019

1950’li yıllarda yazılan seri, farklı zamanlarda geçen farklı olayları anlatması sebebiyle de önemli bir yerde durur ve okurları Vakıf serisine iyiden iyiye hazırlar.

Edward Gibbon’ın yazdığı, Asım Baltacıgil’in çevirdiği ve İndie Kitap etiketiyle raflarda bulunan Roma İmparatorluğu’nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi adlı sekiz ciltlik seriden ilhamla yazılan Vakıf serisinin kitapları şunlardır.

  • Vakıf, İthaki Yayınları, Çev: Kemal Baran Özbek, 2017
  • Vakıf ve İmparatorluk, İthaki Yayınları, Sönmez Güven, 2018
  • İkinci Vakıf, İthaki Yayınları, Çev: Çiğdem Şafak, 2018
  • Vakıf'ın Sınırı, İthaki Yayınları, Çev: Ertuğrul Bilal, 2021
  • Vakıf ve Dünya, İthaki Yayınları, Çev: Ulaş Apak, 2021
  • Vakıf Kurulurken, İthaki Yayınları, Çev: Ertuğrul Bilal, 2006
  • Vakıf İleri, İthaki Yayınları, Çev: Ertuğrul Bilal, 2006

Belirtmekte fayda var; Vakıf serisi, sıralama yönünden en çok tartışma götüren kitaplardan biridir. Yukarıdaki sıralama, serinin Asimov tarafından yazılmasına göredir. Aşağıdaki sıralamaysa Vakıf serisinin zamansal olarak sıralanmış halidir.

  • Vakıf Kurulurken
  • Vakıf İleri
  • Vakıf
  • Vakıf ve İmparatorluk
  • İkinci Vakıf
  • Vakıf'ın Sınırı
  • Vakıf ve Dünya

Serinin kaba konusuna bakalım;

Bir sürü gezegene hâkimiyet kurmuş, büyük bir yönetim olan Galaktik İmparatorluk bir çöküşün eşiğine gelmiştir. Bütün düzen, kültür ve bununla paralel şekilde işleyen bütün bir yapı karanlığa gömülmek üzeredir. Tabii bunu ilk fark eden psikotarih biliminin kurucusu olan Hari Seldon’dır. Seldon bu öngörüye sahip olmakla birlikte, çözüm için de kafa patlatmaya başlar şöyle bir çıkar yol bulur. Merkeze oldukça uzak olan ve yetersiz kaynakları bulunduğundan pek kimsenin gelmediği bir gezegene, Terminius’a bir Vakıf kurma kararı alır. Buraya galaksinin en dâhi insanlarını toplayıp, bütün bilgileri koruma altına almak adına da bir ansiklopedi hazırlamak ister. Bu sayede, belki de binlerce yıl sürebilecek karanlık dönemin ardından, yeniden ayağa kalkmak kolay olacaktır. Seldon bu motivasyonla yola çıksa da karşılaştığı şeyler bütün planları altüst eder.

FOUNDATİON

1951’de yazılan ilk kitaptan (Vakıf), 1993’te yazılan son kitaba (Vakıf İleri) kadar uzun ve heyecan dolu bir seri olan Vakıf serisinin Apple TV+ tarafından diziye uyarlandığını da söylemek gerek. Foundation’ın yayın tarihi henüz netleşmemiş olsa da, bu sonbaharda yayına başlayacağı söylentileri vardır.

“Bilim kurgunun bizi çeken yanı, toplumların değişeceği varsayımı” olduğunu söyleyen Asimov’un evrenine girmek biraz sabır istese de, daktilo başında galaksiler arasında yolculuk ettiği halde, gerçekte uçağa binmekten bile korkan bir yazar olan Asimov, okurlarına bunun karşılığını fazlasıyla verir.