Van’da 32 yıllık arayış: ‘Kızımın yaşadığını hissediyorum’

Kazım Ateş, 11 Eylül 1992 tarihinde kaybolan kızı Bahar’ı 32 yıldır arıyor. Kızının 4 yaşına ait tek fotoğrafını her gün sosyal medyadan paylaşan Ateş, “Kızımın yaşadığını hissediyorum” diyor.

Fotoğraf: Kazım Ateş ve kızı Bahar Ateş
Google Haberlere Abone ol

VAN - Van’ın merkez Tuşba ilçesine bağlı Yeşilsu köyünde yaşayan Kazım Ateş, 11 Eylül 1992’den beridir kaybolan kızını arıyor. Henüz 4 yaşındayken kaybolan ve kendisinden bir daha haber alınamayan kızı Bahar’ı 32 yıldır aramaktan vazgeçmeyen baba Kazım Ateş, mücadelesini sosyal medyadan da sürdürüyor. Kızına ait tek fotoğrafı, her gün sosyal medyadan paylaşan Ateş, bir umutla kızının bulanacağı günü bekliyor.

O yıllarda balıkçılık yaparak ailesinin geçimini sağlayan yedi çocuk babası Kazım Ateş, üçüncü çocuğu olan Bahar’ın kaybolduğu gün de teknesiyle göle açılmıştı. Geriye döndüğünde ise kızını bir daha göremedi. Ateş, o günü şöyle anlatıyor: “O gün ben yine çalışmaya gitmiştim. Kızım evin önündeyken, bir anda kaybolmuş. Kaybolduğu anlaşılınca arkadaşlarım yanıma geldiler ve çocuğumun kaybolduğunu söylediler. Hemen köyüme döndüm. Aramaya başladık. Jandarmaya da haber verdik. Bakmadığımız yer kalmadı. Her yeri aradık. Günlerce sürdü arama çalışmaları ama Bahar’ımı bulamadık. O zamanlar birçok televizyon kanalı da geldi. Herkese sesimizi ulaştırdık ama hiçbir sonuç alamadık.”

Kazım Ateş

‘BAHAR’DAN GERİYE SADECE FOTOĞRAFI KALDI’

Kızının kaçırıldığını düşünen baba Kazım Ateş, “Bizim köyümüz Van Gölü’nün kıyısında bir köydür. Turistik bir yerdir. Plajı var. Geleni gideni çok olurdu köyümüzün. Köye gelen birilerinin kaçırmış olabileceğini düşünüyorum. Kızımın kaybolduğu gün, komşu bir köyde bir otomobilin hızlıca geçtiğini görmüşler. O sırada camiden dönen bir köylü, kızımın o araçla kaçırılmış olabileceğini söyledi ama onu da bulamadık. Bahar’dan geriye, elimde yalnızca bir fotoğrafı kaldı. Başka da bir şey kalmadı.”

Bahar Ateş'ten geriye kalan tek fotoğraf

‘HACILARA, HOCALARA BİLE GİTTİM’

Ateş’in anlattıklarına göre; Bahar’ı arama çalışmaları günlerce sürmüş. Jandarma ve köy sakinleri uzun süren çalışmalar sonucunda en ufak bir ipucuna dahi ulaşamamış. Bunun üzerine Ateş, kızını bulabilmek için ‘hacılara-hocalara’ bile gitmiş: “Devlet benim kızımı bulamayınca, başka çarem kalmadı. Gitmediğim hiçbir yer kalmadı. Hacılara, hocalara bile gittim. Birileri çıkıp ‘Bir yerde bir hoca var, ona da git’ diyordu. Ben ona da gidiyordum. Önüme çıkan herkese, ‘Kızım nerede’ diye sordum. Hiç kimse duymamış, görmemiş.”

DOLANDIRICILARIN HEDEFİ OLDU

Kızını son iki yıldır sosyal medya platformaları Facebook ve Instagram’dan arayışını sürdüren Ateş, yaşadıklarının gündeme gelmesiyle dolandırıcıların da hedefi olmuş: “İlk kez bu kadar gündeme geldi benim durumum. Bir anda telefonum çaldı. Birisi beni aradı. Yabancı bir devletten aradığını ve kızımın Belçika’da olduğunu söyledi. Benden 1 milyon TL ödül istedi. Bana kızımın numarasını vermesini ve daha sonra ödül olarak ne istiyorsa verebileceğimi söyledim. Telefonu yüzüme kapattı. Beni dolandırmaya çalıştığını anladım.”

Kazım Ateş, kızı Bahar'ı son 2 yıldır sosyal medyadan bulmaya çalışıyor.
‘ÖLÜME ALIŞILABİLİYOR AMA KAYBA ALIŞILAMIYOR’

Kızı Bahar’ın yaşadığını hissettiğini ve aramaktan vazgeçmeyeceğini söyleyen Ateş, “Eşim, üzüntüden dolayı şeker hastası oldu. Yaşayamıyor. Bunu, başına gelmeyen bilemez. 32 sene geçmiş ama unutulamıyor. Geceleri rüyama geliyor. Ölse, en azından yeri belli olurdu. Ölüm kabul edilebiliyor. Ölüme alışılabiliyor ama kayıp kabul edilmiyor. İnsanın aklından hiç çıkmıyor” diyor.

Kazım Ateş, kızı Bahar'ı bulabilmek için annesi ve kardeşlerinin fotoğraflarını da kullanıyor.
‘KIZIM ÖLDÜRÜLMÜŞ OLAMAZ: ÇOK GÜZELDİ’

2011 yılında yaşanan Van depremlerinin ardından ailesi ile birlikte Antalya’ya taşınan Kazım Ateş, sokakta karşılaştığı her surette de kızı Bahar’ı arıyor: “Bazen kızımla yaşıt bir kadınla karşılaştığımda, uzun uzun yüzüne bakıyorum. Belki kızımdır diye düşünüyorum. Öyle bakınca beni uyarıyorlar ama bilmiyorlar ki neden öyle baktığımı. Belki tanırım diye bakıyorum. Ben kızımın yaşadığına inanıyorum. Benim kızım öldürülmüş olamaz. Benim kızım çok güzeldi. Kim kıyabilir bu güzel çocuğu öldürmeye?”