Van’da bir ayın bilançosu: 57 gözaltı, 2 tutuklama ve 2 kadın ölümü

İHAMED, Van’da bir ay içinde yaşanan hak ihlalleri raporunu paylaştı. Rapora ilişkin konuşan DEM Partili Sayyiğit, “Türkiye'nin karnesini net bir şekilde ortaya koyuyor” dedi.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

VAN - İnsan Hakları ve Medya Derneği (İHAMED), aralık ayında Van’da yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporunu paylaştı. Rapora göre Van’da, bir ay içinde 10’u gazeteci en az 57 kişi gözaltına alındı, biri şüpheli en az 2 kadın öldürüldü ve Van-İran sınırında askeri araçtan açılan ateş sonrası bir kişi öldü. Rapora ilişkin konuşan DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Sadece bu bir aylık rapor bile Türkiye'nin hak, hukuk, demokrasi ve adalet karnesini net bir şekilde ortaya koyuyor” dedi.

BİRİ ŞÜPHELİ EN AZ İKİ KADIN ÖLDÜRÜLDÜ

İHAMED’in raporuna göre; 5 Aralık 2024 tarihinde Van’ın Başkale ilçesine bağlı Oğulveren köyünün mezrasında yaşayan 25 yaşındaki Nisan Uğur, evinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiş halde bulundu. Üç çocuk annesi Nisan Uğur’un korucu olan eşinin silahı ile intihar ettiği iddia edildi. Yine, 26 Aralık 2024 tarihinde ise Van’ın Çaldıran ilçesinde yaşayan 25 yaşındaki Fatma Çakırbeyli, dini nikahlı eşi tarafından kesici aletle öldürüldü. Reşat Çakırbeyli adlı fail, gözaltına alındıktan sonra tutuklandı.

DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit

‘GÜCÜNÜ ÜNİFORMADAN ALAN BİR CEZASIZLIK ZIRHI VAR’

Öte yandan Bianet’in paylaştığı ‘Erkek Şiddeti Çetelesi’ne göre, 2024 yılında en az 378 kadın öldürüldü. Milletvekili Sayyiğit, raporlara yansıyan kadın ölümlerine ilişkin şunları söyledi: “Katledilme şekline baktığımızda, kadınların yüzde 60’ı ateşli silahla yüzde 27’si de kesici aletle katledilmiş. Peki bu kadar ateşli silahı nereden buluyorlar? Nasıl bu kadar kolay ulaşabiliyorlar bu silahlara? Çeteleye baktığımız zaman en az 16 kadının tecavüze maruz kaldığını ve faillerin yalnızca yüzde 14’ünün tutuklandığını görüyoruz. Yönümüzü Kürdistan'a çevirdiğimizde işin içine bir de özel savaş politikaları giriyor. Niye ‘özel savaş politikası’ diyoruz? Çünkü korucuların silahıyla katledilen kadınlar, üniformalılar eliyle yapılan tacizler, tecavüzler ve tüm bunların karşısında üniformadan gücünü alan bir cezasızlık zırhıyla karşı karşıyayız.”

BİR AYDA, İKİ SİYASETÇİ TUTUKLANDI

Rapora göre, 13 Aralık 2024 günü Van’da yapılan ev baskınlarında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Van İl Eş Başkanı Harun Okay ve Kent Konseyi Eşbaşkanı Fikret Doğan gözaltına alınıp İstanbul’a götürüldü. İki siyasetçi, burada çıkarıldığı mahkemece ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla tutuklandı. Tutuklamalara gerekçe olarak, yerine kayyım atanan CHP Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ile telefon konuşmaları gösterildi.

‘SİSTEM BU HALİYLE SİPARİŞ DOSYALAR OLUŞTURUYOR’

İktidarın hukuk dışı uygulamalarına hız kesmeden devam ettiğini söyleyen Sayyiğit, “2015 yılından bu yana da tecrit, OHAL, kayyım hukuksuzluğu yürüten iktidar, özelde Van'a da saldırıyor. Yani Van'a saldırmayı da ihmal etmiyor. İHAMED’in raporunda ifade edildiği gibi, önceki dönem DBP ve HDP il eş başkanımız Fikret Doğan ve Harun Okay’ın gözaltına alınıp tutuklanmasıyla aslında yeni bir siyasi kumpas davasının da işaret fişeği atılmış oluyor. Sistem bu haliyle sipariş dosyalar oluşturuyor ve çalışmalarına bu şekilde devam ediyor” diye konuştu.

20 Aralık'ta Van'da düzenlenmek istenen basın açıklamasında 55 kişi gözaltına alındı.
‘TÜRKİYE 180 ÜLKE ARASINDA 158’İNCİ SIRADA BULUNUYOR’

Van’da, 20 Aralık 2024 tarihinde ise Suriye’de öldürülen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için basın açıklaması düzenlenmek istendi. Açıklamada, polis müdahalesi sonucunda 10’u gazeteci 55 kişi gözaltına alındı. Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin (DFG) de rakamlarını paylaşarak, “İktidarın uzun süredir yapmış olduğu hukuksuzluk furyasında aslında en çok etkilenen kesimlerin başında özgür basın emekçileri geliyor. En son DFG'nin 2024 Yılı Gazetecilere Yönelik Hak İhlalleri Raporu’na göre 118 gazeteci gözaltına alınmış, bunların 26’sı tutuklanmış. Yine aynı rapora göre, 67 gazeteciye 149 yıl 9 ay hapis cezası verilmiş, 5 bin 260 habere de erişim engeli getirilmiş. Bu durum Türkiye'nin gazetecilere yönelik tutumuyla ilgili dünyadaki karnesini de ortaya koyuyor. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 158’inci sırada bulunuyor” dedi.

İRAN SINIRINDA BİR KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ

İHAMED’in raporunda, İran sınırındaki yaşam hakkı ihlallerine de yer verildi. Rapora göre, 28 Aralık 2024 günü, Van’ın Özalp ilçesine bağlı bir sınır köyünde yaşayan Seyithan Durdu, askeri araçtan açılan ateş sonucu öldü. Olay günü görevli olan Üsteğmen Y.A., 30 Aralık günü savcılıkta alınan ifadesinin ardından sevk edildiği mahkeme tarafından ‘kasten öldürme’ suçlamasıyla tutuklandı. Olay günü Durdu’nun yanında bulunan iki görgü tanığı ise ‘göçmen kaçakçılığı’ suçlamasıyla tutuklandı. Ancak 7 Ocak günü mahkeme tarafından alınan yeni bir kararla, Üsteğmen Y.A. serbest bırakıldı. Görgü tanıklarının tutukluğu ise devam ediyor. 

‘REFLEKSLER MAĞDURUN KİMLİĞİNE GÖRE DEĞİŞİYOR’

Sayyiğit, Durdu’nun öldürülmesinin, hukuk devleti ve insan hakları ilkeleri açısından ciddi ihlaller barındıran bir örnek olduğunu belirtti. Sayyiğit, “Olayın şüphelisi konumda olan asker sadece bir hafta tutuklu kalıp bırakılmış. Yani yine cezasızlık politikası devreye girmiş. Şüpheli kişi asker, soruşturmayı yürüten yine asker. Şimdi bu durumda biz nasıl adil bir soruşturmanın çıkacağını düşüneceğiz? Bu sınırlarda yaşananların cezasız bırakılması, bu olayların artmasının önünü açan başlı başına nedenlerden bir tanesi. İHAMED’in raporunun geneline baktığımızda, sistemin Kürdistan'da uyguladığı özel savaş politikalarının izdüşümü olarak görebiliriz. Çünkü yargı, kolluk ve bürokrasi, reflekslerini maalesef mağdurun kimliğine göre geliştiriyor. Eğer mağdur Kürt ise faili koruma refleksi, eğer şüpheli Kürt ise masumiyet karnesini göz ardı edilip ağır bir şekilde cezalandırma refleksi devreye giriyor” dedi.