Vatan Emniyet'te avukatlara ölümcül dayak: Savcı 'otopsi için gelirim' dedi
Vatan Emniyet’te gözaltına alınan müvekkilleriyle görüşmek isteyen biri kadın iki avukat yerlerde sürüklendi. 10 kişilik polis grubu tarafından şiddet gören avukatlar, suç duyurusunda bulundu.
İSTANBUL – Avukat Bahtiyar Kandeğer Perşembe gecesi 01.00 civarında İstanbul Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nde bulunan yaklaşık 10 polis tarafından yere yatırılıp darp edildi. Uğradığı saldırı sonrasında kulağından kan gelen Kandeğer’in vücudunun çeşitli yerlerinde yaralar açıldı. Darp raporu alan Kandeğer, İstanbul Adliyesi’nde saat 15.00’de şiddete uğradığı polislerden şikayetçi oldu. Kandeğer, savcıdan kamera kayıtlarının istenmesini talep etse de adliyede bekletiliyor.
‘MÜVEKKİLLERİM 4 SAAT DAYAK YEDİ’
Gazete Duvar’a konuşan Kandeğer, perşembe gecesi saat 01.00’de Kirazlı’da iki müvekkilinin gözaltına alındığını öğrendi. Ardından Avukat Şehnaz Altunkaya ile birlikte karakola giderek müvekkilleriyle görüşmek istediğini görevli memurlara iletti. Memurlar, Kandeğer’e biraz beklemesi durumunda görüşme sağlayabileceklerini bildirdi. Kandeğer ardından karakolda beklemeye başladı. Yaklaşık yarım saat 40 dakika sonra gözaltındaki müvekkilinin 4 saattir dövüldüğünü öğrenen Kandeğer, kendilerinin karakola gitmesiyle şiddetin sonlandırıldığını belirtti.
‘MESLEKTAŞIM YERLERDE SÜRÜKLENDİ, SAVCI ÖLMEDİYSENİZ SABAH GELİN DEDİ’
Avukat Kandeğer, ‘keyfi’ şekilde darp uygulandığını ifade ederek, müvekkillerinin öldüresiye dövüldüğünü, diğer müvekkiliyle görüşmek için karakola girdiğinde içeri sokulmak istenmediklerini, müvekkilinin karakolda olduğuna dair bilgi talep ettiğini kaydetti. Görüşme gerçekleşirken, avukat arkadaşının da görüntü kaydettiği sırada tamamı erkek olan bir grup polis tarafından gerekçe olmadan darp edilmeye başlandığını sözlerine ekleyen Kandeğer, bu şekilde zorla dışarı çıkarılmaya çalışıldıklarını ifade etti. Kameranın çekmediği ‘kör’ noktada dört polis tarafından dövülerek dışarı çıkarılmaya çalışıldığını anlatan Kandeğer, avukat arkadaşının bağrışmalarını duyduğunu ancak ne yaptıysa arkadaşını yanına getirtemediğini vurguladı. Meslektaşının bir süre sonra merdivenlerden sürüklenerek indirildiğini, yere yatırılıp ters kelepçe takıldığını da anlatan Kandeğer, müdahale etmek istediği sırada 10-15 kişilik polis grubu tarafından yerde kafasına darbeler vurulduğunu söyledi. Avukat olduklarının bilinmesine rağmen şiddet gördüklerini aktaran Kandeğer, savcıya ulaşıp şikayetçi olduklarını ancak savcıdan “ölmediyseniz sabah ifade verin, yoksa otopsi için gelirim" cevabını aldıklarını öne sürdü.
'NİTELİKLİ YAĞMA SUÇUNDAN DA İŞLEM YAPILMALI'
Kandeğer, aldığı darbeler sonucunda ölümden döndüğünü belirterek İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görevli polisler hakkında şikayetçi olurken, yalnızca darptan değil, nitelikli yağma suçundan da işlem yapılmasını istiyor. Kandeğer bunun nedeni olarak avukat arkadaşının cüzdanındaki paraların kaybolmasını gösterdi. Ayrıca karakoldaki kamera kayıtlarının da silinmemesi için savcının kayıtları istemesi talebinde de bulundu.
‘KORKUDAN SAVCIYI ARAYAMADILAR’
Kandeğer’le adliye çıkışında yaptığımız görüşmede, “Savcılık görüntülerin celp edilmesi için emniyete yazı yazdı. Usul gereğince emniyet taraf olduğu için işlemi jandarmanın yapması lazım. Savcıya da bunu söyledik. Memur suçlarındaki savcı ilgilendi, gereken aksiyonları alacağını, işlemleri yapacağını söyledi. Emniyet’in B blokunda darp edildik. Haksız yere darp edildik. Biz de meşru müdafaa hakkımızı kullanmaya çalıştık. Ancak kendimizi savunmamız çok zor oldu. Bize işkence yaptılar. Yerde saatlerce kafama vurdular. Kulaklarımdan kan geldi. Darp raporu aldık. Amirleri geldi, korkudan savcıyı arayamadılar. Sokak ortasında biriyle kavga edersiniz, birileri döver bırakır gider ya aynen öyle oldu” diye konuştu.
‘MÜVEKKİLİMİZİN AKIBETİNİ BİLMİYORUZ’
Kandeğer, bir müvekkilinin serbest kaldığını diğerinin ise akıbetini bilmediklerini sözlerine ekleyerek şöyle devam etti: “Bir müvekkilimiz bırakıldı. Diğer müvekkilimizin hayatta olup olmadığını bilmiyoruz. Ailesinde de bilgi yok. Müvekkillerimin yakınlarının söylediğine göre üstlerinde döviz çıkmış. Bu nedenle gözaltına alındığını düşünüyorlar. Ortada bir suç olmalı ki müvekkillerimiz gözaltına alınsın. Ortada bir suç yok. Biz avukat olarak savunma hakkı için oraya gittik. Emniyette görüş kısıtlamaması olmamasına rağmen bizi görüştürmediler. Memurların hepsi sivildi. Bize ölüm yoksa gelemem diyen savcının numarasını da bildirdik.”
‘ÜÇ KAT AŞAĞIYA SÜRÜKLENDİM’
Vatan Emniyet’te şiddet gören diğer avukat Şehnaz Altunkaya da şiddet değil, işkence gördüğünü söyledi. Altunkaya, “Daha önce münakaşaya girmediğimiz yaklaşık 10 kişilik sivil polisler tarafından işkenceye uğradık. Telefonumu zorla aldılar. Direndim, beni yere atıp tekmelediler. Üçüncü kattan sürükleyerek indirdiler. Cüzdanımdaki parayı da yağmaladılar. Dinlene dinlene dövdüler. O kadar çok yardım istedim ki boğazımın ağrısından konuşamıyorum” dedi.
‘İŞKENCEYE UĞRADIM’
Altunkaya, sözlerine şöyle devam etti: “Telefonumu düşürdüğüm ya da orada unuttuğum şeklinde tutanak tutulma ihtimali var. Suçtan kurtulmak için bunu yapabilirler. İvedilikle emniyete yazı yazılacak. Savcı bey talimat vereceğini söyledi. Görüntüler geldikten sonra teşhis yapacağız. Binanın dışında da ters kelepçe yaptılar. Üstüm başım açıldı. Saldıranların hepsi erkekti. Etkisiz olduğum halde üstüme oturarak hareket etmemi engelledi ve kafama, karnıma tekme attılar. İşkenceye uğradım. Bu darp değil.”