YAZARLAR

Vitor Pereira doğru ve sorunlu

Vitor Pereira’nın Fenerbahçe'si geride ne kadar disiplinli, sınırlı ve görevlere bağlıysa, ilerisi, o kadar keyifçi, özgürlükçü ve sarhoş.

Her şeyden önce futbol oyunu, bir oyun olarak futbolcuların keyfine ve özgürlüğüne emanet edilmeyecek bir işbirliği oyundur. İşbirliği kavramı doğal ve nesnel olarak keyfilik ve özgürlüğün sınırlarını tayin eder. Bir teknik adamın dehası ya da becerisi bu sırat köprüsü keskinliği ve inceliğinde olan meseleyi, kusursuz bir dengede tutabilmekte yatıyor. Futbol oyununun ana nesnesi olan top, zaten yuvarlak ve hafif nesnedir ve bu meret yerden gidebildiği gibi havadan da süzülme kabiliyetine sahiptir. Topun bu özellikleri hem keyfiyete hem de özgürlüğe davetiyedir. Topçunun iştahını kamçılar ve oyuncu bu arzuya zaaf beslemeye başlarsa, kelimenin tam anlamıyla oyun, dolayısıyla sistem, taktik ve stratejiler zıvanadan çıkar. 

Vitor Pereira’nın Fenerbahçe'si geride ne kadar disiplinli, sınırlı ve görevlere bağlıysa, ilerisi, o kadar keyifçi, özgürlükçü ve sarhoş. Üçlü savunma hem hücumda hem de savunmada doğru pozisyon alıyor, doğru zamanlamaya sahip ve doğru müdahalelerde bulunuyor. Bir parça kaleci Altay bu senkronize düzeni zaman zaman bozsa bile, savunma üçlüsü dengesini kaybetmiyor. Söz konusu dengenin sağlanmasında bu sezon olgun bir oyun oynayan Ferdi’nin katkısı görmezlikten gelinemez. Szalai ile yakalanan sol kulvar savunması, cidden takdire şayan. Sağ tarafta Tisserand iyi durumda ama ona eşlik eden Sangare için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. 

Sangare ve Samuel’in birlikte kullandığı sağ hücum koridoru, olgun bir planlamaya tabi tutulmadığı için, her iki oyuncunun kişisel hızına kurban oluyor. Oysa, Sosa ve Gustavo’nun katılımıyla, sağ koridorda yapılacak olan hücumlara bu iki oyuncunun hızı alan boşaltmak için bile kullanılırsa, Türkiye’de böyle bir sağ koridoru savunacak takım bulmak çok zorlaşır. 

Valencia, kelimenin tam anlamıyla yetiştiricilik defolarıyla adeta süslenmiş. Hiç beklenmedik kimi an ve pozisyonlarda harika işler yapabildiği gibi, kimi an ve pozisyonlarda akla ziyan işlerin altına imza atabiliyor. Standardı ve dengesi olmayan bir oyuncu, dolayısıyla, Vitor Pereira’nın sırf bu oyuncu için çok zaman ve emek harcaması gerekiyor. 

Üçlü oyunda top rakibe geçince defansın beşlenmesi beklenir. Doğru pozisyon alış da budur. Çünkü beş kişiyle hem alan savunması yapılabilir hem de topun olduğu bölgeye baskı da. Ama Fenerbahçe bu prensibe çok az riayet ediyor. Özellikle Gustavo’nun bu rolü oynaması gerekirken, o bazen ilerde konumlanabiliyor. 

Muhammed’in yeteneklerini çok beğendim ama iş ciddiyeti için aynı şeyleri söylemem pek doğru olmaz. Ama bence Fenerbahçe için büyük kazanç. 

Mustafa Denizli maç öncesi yaptığı açıklamada "Bu maçı farklı bir formatta oynayacağız"’ demişti. Bırakın farklı bir format denemesini, ortada bir formatın olup olmadığı bile tartışılabilir. Geri de kalabalık durup, her topu uzun ileriye vurmak bir formatsa, evet Altay ve Denizli bu formatta şampiyonluğu kimseye kaptırmaz. 

Mustafa Denizli, Fatih Terim ile birlikte bu utanılası futbolun mucididir. Oyunu gol pozisyonundan ibaret gören ve gol pozisyonunu başarının tek kriteri sayan zihniyet, oyun kurgulamayı zül sayar. Oysa, oyun bir dizi hareketin arka arkaya kurgulandığı bir süreçtir. Gol pozisyonu bu hareketlerin küçük bir anıdır. Bu iki şahsiyete göre, gol pozisyonu, kestirme bir yol ve yöntem olarak, oyun denilen ve bir organizasyon gerektiren örgütlenmenin yerine ikame edilebilir. Oysa her şey kabak gibi ortada. Türk futbolunun dünyadaki yeri, konumu ve itibarı sizi hiç düşündürmüyor mu? BJK GS FB gibi kulüpler yüzyılı geride bıraktı. Tam yüz küsur yıldır aynı zihniyet, aynı ezberler ve aynı saçma sapan oyun pratiği size biraz olsun farklı düşünmeniz gerektiğini anlatmıyor mu? Geleneksel söylemin arkasına sığınmaktan vazgeçin artık. Biraz özgünleşin, oyuna farklı bakmaya çalışın. 

 


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.