YAZARLAR

Yabancı hakemli derbi çözüm olur mu?

Hatalı karar vermek, hakemlik mesleğinin en doğal handikaplarından birisi. Ve Avrupa'nın en stres yükü fazla maçlarından birisi oynanacak. Ya yabancı hakemin hatalı bir kararı şampiyonluk yarışının kaderini belirlerse?

Bu sezonun erken finali daha karlar erimeden, şubat ayımızda karşımıza geldi. Galatasaray, 6 puan önde götürdüğü yarışta Fenerbahçe'yi yenerse (ilk maçı Kadıköy'de Galatasaray'ın 3-1 kazandığını hatırlatalım) daha mart ayı gelmeden en yakın rakibine 9 puan fark atmış olacak, ikili averajı da cebine koyacak. Yani olası bir Galatasaray galibiyeti, ligi şubat ayında bitirebilir.

Beraberlik durumunda yarış mevcut haliyle son haftalara kadar sürebilir. Fenerbahçe galibiyetindeyse işler tam tersi bir noktaya dönebilir. Son haftalarda oyununda bariz bir yükseliş olan sarı lacivertliler derbi galibiyetinin de rüzgarıyla lig yarışında öne geçebilir. Avrupa'da aldığı sonuçlar nedeniyle eleştirilen Okan Buruk için olası bir derbi mağlubiyeti sonrası gideceği zor deplasmanların hepsi birer finale dönüşebilir.

Özetle maçın sonucu iki takım için de mevcut havayı alt üst etme riskine sahip. Üstüne son üç sezondur birbiriyle şampiyonluk yarışında olma halinin getirdiği yıpranma da eklenince maç öncesi iki camiada da gergin bir psikolojinin hakim olduğunu söylemek yanlış olmaz.

YABANCI HAKEMLİ DERBİ

TFF, böyle bir ortamda çözümü maça yabancı bir hakemi atamakta buldu. Atanan ismin Avrupa'nın üst düzey hakemlerinden birisi olduğuna şüphe yok. Böylece en azından hakem tartışmasının önüne geçmeyi, maçın Avrupa standartlarında yönetilmesini garanti altına almaya çalıştılar. Elbette anlaşılır, hatta belki de gerekli bir adım attı TFF. Ama hem TFF'nin yöntemi hem Hacıosmanoğlu'nun son açıklamaları yeni birçok tartışmayı da beraberinde getirecek gibi.

İlk olarak ligin en önemli maçına yabancı hakem çağırıyor olmanın kendisi, bazı konularda çeşitli kabuller gerektiriyor. Bunlardan birisi, Süper Lig hakemlerinin hiçbirisinin bu derbiyi idare edecek durumda olmadığı. Öyleyse bu noktada neden aynı hakemlerin ligin diğer maçlarını yönetmesine izin verildiği sorunu çıkıyor ki Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı, "Biz de yabancı hakem istiyoruz" diyerek haklı bir talepte bulundu bile.

İkincisi, TFF yönetiminin derbide yapılacak olası hakem hatalarının sonuçlarını kaldırabilecek durumda olmadığı. Yani öylesine baskı altında kalmış ki TFF yönetimi, birkaç ay önce çok net şekilde yabancı hakeme karşı olduğunu açıklayan TFF Başkanı, kulüplerden resmi talep gelmemesine rağmen "Yabancı hakemi getireyim, başım ağrımasın" noktasına gelmiş.

Burada şunu sormak gerek; hem sahadaki hem VAR odasındaki yabancı hakem yönetiminin hata yapması durumunda ne olacak? Sonuçta hatalı karar vermek, hakemlik mesleğinin en doğal handikaplarından birisi. Ve Avrupa'nın en stres yükü fazla maçlarından birisi oynanacak. Ya yabancı hakemin hatalı bir kararı şampiyonluk yarışının kaderini belirlerse? Hacıosmanoğlu ve yönetiminin kendisinden önceki hiçbir TFF yönetiminin almadığı bir riski aldığını belirtmek gerek.

HACIOSMANOĞLU'NA ÖMÜR BİÇENLER

Peki Türkiye'de hakem yönetimi, böyle bir riski almaya değecek kadar kötü bir durumda mı? Hacıosmanoğlu'nun geçtiğimiz gün Habertürk yayınında söylediklerine bakarsak evet. Sahadaki hakem hatalarını kabul edebildiğini ama VAR'daki hataları kabul edemediği söyleyen TFF Başkanı, bu açıklamasının üzerine VAR hatalarının daha da arttığını ifade etti.

"25 senenin birikimi var. Temizlemek kolay olmuyor" diyen Hacıosmanoğlu'na burada neyin birikimi olduğunu, kimden neyi temizlemekle uğraştığını sormak gerek.

"Biz 3 ayda gidiyorduk, ömür biçtiler. Şimdi 6 sonra gidiyor dediler" dedi TFF Başkanı. Bazı hakemlerin TFF yönetimine karşı bir komplo içinde olduklarını ve bunun dışarıdan organize edildiğini söyledi. Popüler tabirle bir "yapı" olduğundan bahsetti.

"Çok önemli bir hakemimiz 'Biz başkanın tarzına göre hareket edeceğiz de acaba kalacaklar mı, kalmayacaklar mı tereddütümüz var' diyor" diye anlattı canlı yayında.

Bu açıklamaların üzerine iki soru kritik derecede önemli hale geliyor; birincisi, ligin "çok önemli bir hakemi" bile TFF Başkanı'nın kim olduğuna ya da kim olacağına göre hareket edebiliyorsa bir daha bu ligdeki herhangi bir maça neye güvenerek yerli bir hakem atayabileceksiniz?

İkincisi, yüksek meblağlı yatırımların yapıldığı büyük hacimli bir sektörde böylesine organize bir şekilde hareket ederek menfaat sağlamaya çalışan bir oluşum varsa bu oluşum ve faaliyetleri neden adli bir soruşturmanın konusu haline gelmiyor? TFF Başkanı karşısındaki organizasyonla ilgili bildiklerini neden bir savcıya anlatıp suç duyurusunda bulunmuyor?

Liglerin böyle güvensiz bir ortamda hiçbir sorun yokmuş gibi devam etmesinin sağlıklı olmadığı açık. Ama öyle görünüyor ki hiç kimsenin buradaki isimsiz suçlamalarla ilgili somut adımlar atacağı da yok. Öyleyse futbolseverlere umutsuz şekilde iyimser olmaktan başka pek de bir yol bırakılmıyor. Dileyelim derbiden sonra da sadece saha içi konuşuluyor olsun.