Yakın dönem ekonomi belleği üzerine: Covid ve sonrası

Covid-19’un başlıca ekonomik etkisi, küresel ekonomilerde daralma olarak ön plana çıkmasıdır. Türkiye’de de Nisan 2020’den itibaren benzer etkiler ortaya çıkmıştır.

Google Haberlere Abone ol

Aralık 2019’da hayatımıza derin korkularla giren Covid-19 sorunu hızlı bir yayılım göstererek, birçok insanın arka arkaya ölümleriyle devam etti. Durumun kısa süre içerisinde ciddi boyutlara ulaşmasıyla Dünya Sağlık Örgütü Mart 2020’de Covid-19’u salgın olarak ilan etti. Bu salgın, insanları yalnızca sağlık yönünden değil, ekonomik olarak da etkilemeye başladığında, dünya devletleri baş gösteren ekonomik sorunlara çözüm aramak için hızla harekete geçmeye başladı.

Covid-19’un başlıca ekonomik etkisi, küresel ekonomilerde daralma olarak ön plana çıkmasıdır. Türkiye’de de Nisan 2020’den itibaren benzer etkiler ortaya çıkmıştır. Salgının hızla yayılmasına engel olmak için alınan sosyal mesafe, izolasyon, seyahat engeli gibi tedbirler birçok ekonomiyi durma noktasına taşıdı.

PANDEMİNİN OLUMSUZ EKONOMİK ETKİLERİ İÇİN ADIMLAR ATILIYOR

Hükümetler, bu etkileri bertaraf etmek için faiz indirimleri uygulayarak ekonominin gidişatını tersine çevirmeye çalıştılar. Faizin düşürülmesi veya düşük olması demek, krediye ulaşımın kolay olacağı sonucunu doğurur ki bu da tüketicinin alışveriş isteğini ve kararını doğrudan olumlu etkiyecek bir önlemdir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) pandeminin başladığı aylarda faizi, aşağıdaki tabloda gösterildiği şekliyle önce düşürmüş, kısa bir süre sabit tuttuktan sonra arttırmaya başlamıştır.

Türkiye’de son 4 yıllık faiz oranını gösteren grafik (Kaynak: tradingview.com)

Aralık 2019, yani pandeminin baş gösterdiği tarihlerde TCMB politika faizini yüzde 12’den kademeli olarak Mayıs 2020’deki karşılığı olan yüzde 8,25’e kadar düşürmüştür. Faiz oranı Merkez Bankası tarafından, Mart 2021’den Mayıs 2023’e kadar uzanan süreçte düşürülmüştür. Dikkat edin, Mayıs 2023 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü pandeminin artık küresel acil bir durum olmadığını açıkladı. Yani pandeminin ekonomiye yönelik etkilerini azaltmak için Merkez Bankası’nın faiz aracını, pandeminin seyriyle uyumlu kullandığını anlıyoruz.

Peki faiz düşürülürken tüketiciler ne karar aldı? Düşük faiz tüketimi arttıran bir araçtır. Faiz, pandemi boyunca düşürülürken tüketiciler harcama kararları aldı. Alınan harcama kararları aynı zamanda küresel çapta genel fiyat düzeyinde, yani enflasyonda artışlara neden oldu. Kısaca söylemek gerekirse, pandemi ve izolasyon ekonomide durgunluk yarattı, Merkez Bankaları durgunluğu önlemek için faiz indirim kararları aldı. Alınan bu kararlar tüketicinin harcamasına neden oldu ve artan harcamalar enflasyon sonucunu doğurdu.

'FAİZ SEBEP ENFLASYON NETİCEDİR'

Şimdi makroekonominin temel göstergelerinden biri olan enflasyona daha detaylı bakalım. Pandeminin başlangıcı olan Aralık 2019’da yüzde 11,84 olan enflasyon oranı, Kasım 2021’deki yüzde 21,31’lik düzeyine kadar artış göstermiştir.

Küresel düzeyde ise durum farklı olmadı. Pandeminin başlarında yüzde 3,24 olan enflasyon oranı 2022’ye kadar yüzde 8,73’e çıkmış, alınan ekonomik tedbirler sonucu bu noktadan itibaren düşüş eğilimi göstermiştir.

Pandemiyle beraber oluşturulan sosyal mesafe, izolasyon vb. önlemler ekonomide düşüşe neden olurken politika kısmında alınan agresif önlemler talepte artışa ve bunun sonucu olarak da enflasyonda artışa neden olmuştur.

Buraya kadar açıklanan enflasyon nedeni pandemi sırasında alınan faiz kararları ve bunun sonucu olan harcamalardı. Pandeminin neden olduğu enflasyon, Türkiye’de bazı sebeplerle birleşerek daha da artmıştır.

Türkiye’de son 8 yıllık enflasyon oranını gösteren grafik (Kaynak: tradingview.com)

 

Bu dönemdeki TCMB faiz oranlarına baktığımızda ya sabit olduğunu ya da düşüş gösterdiğini görüyoruz. Yani faiz sabitken enflasyon bu süreçte yüzde 21,31’den yüzde 85,52’ye kadar çıkmıştır. Oysa modern ekonomi teorisinde enflasyonun yüksek olduğu durumlarda Merkez Bankaları faizi yükselterek talep artışının önüne geçerler. Talep artışı, yani  artan harcamaların kısıldığı durumda enflasyon, düşüş eğilimine girecektir.

DÖVİZLER NEDEN BU KADAR ARTTI?

Dövizi ülkeye çekme yollarından biri de yüksek faizdir. Dış yatırımcılar ülkeye dövizle birlikte gelerek bunları Türk Lirasına çevirir ve sonra devlet tahvili gibi yüksek faiz getirili yatırım araçlarını satın alarak getiri elde etmeye çalışırlar. Faizlerin düşürülmesiyle dış yatırımcı, tahvili piyasada likit hale getirerek, yani satarak dövizi tekrar alır ve ayrılır. Bu ayrılmalardaki artış, ülkenin döviz rezervlerinin azalmasına, dolayısıyla döviz kurlarında artışa neden olur. Çünkü ekonomide arz ne kadar fazlaysa, fiyat o kadar düşük olur. Bu durum para için de geçerlidir. Peki ülkeden sıcak para olarak nitelendirilen bu dövizin çıkması neden önemli? Sebebi basit, gelişmekte olan bir ülke olan Türkiye, üretim yapmak için ara mallara ihtiyaç duymaktadır ve bu ara malları döviz ile yurt dışından ithal etmektedir. Dövizin yüksek olduğu durumda, üretimdeki ara mallarını ithal etmek isterseniz yüksek maliyetlere katlanmak zorundasınız. Yani maliyet ne kadar yüksekse, fiyat da o kadar yüksek olur. Bu durumda yüksek fiyatlar, maliyet enflasyonu kavramıyla açıklanır.

YENİ BAKAN YENİ DÖNEM

Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in göreve geldiği tarih olan Haziran 2023’ten itibaren yaklaşık 1 yıl boyunca faizler arttırılmış, bu tarihten itibaren yüzde 50 oranında sabit düzeyde tutulmaya devam edilmiştir. Peki faiz artışları karşısında enflasyon nasıl bir seyir izlemiş? Merkez Bankası’nın faiz artışlarına rağmen Mayıs 2024’e kadar enflasyon oranı artmaya devam etmiş, bu tarihten sonra düşüşe geçmiştir. Faiz artışları neredeyse bir yıl boyunca enflasyonun artışına engel olamamış.

Bazen ekonomide somut adımlar ve politikalar oluşturulsa da, ekonomik birimlerin beklentileri daha belirleyici olabilir. Merkez Bankası’nın faiz artışı karşısında ekonomide beklenen, enflasyonun gerilemesiyken, ekonomik karar alıcılar enflasyonun artacağı beklentisi içindeyse ve bu doğrultuda karar alıyorsa tüm ekonomik çabalara rağmen enflasyonun hedeflenen düzeye gerilemesi zaman alacaktır.