Yakında Türkiye’de göl kalmayabilir
Barajlarındaki doluluk oranı son 10 yılın en düşük seviyelerine ulaşırken Türkiye’nin göllerinde yaşanan tablo korkutucu boyutlara ulaştı. Sadece yağışların azalması değil, yanlış sulama politikaları, gölleri besleyen su kaynaklarına enerji santrallerinin kurulması ve sanayi atıklarının yarattığı kirlilik böyle devam ederse Türkiye “gölsüz” bir ülke haline gelecek.
ANTALYA- Nüfus artışı, kentleşme, kusurlu su kullanım politikaları, sanayileşme nedeniyle yaşanan su kirliliği ve iklim değişikliğinin sonuçları su kaynaklarını hızla tüketmeye devam ediyor. Türkiye’deki göllerdeki su seviyeleri de korkulan boyutlara ulaştı.
Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Erol Keskin, Doç. Dr. Emine Dilek Taylan ve DSİ 33 Şube Müdürlüğü Kurucu Şube Müdürü Dr. Tevfik Aslanbaş tarafından yapılan “Eğirdir ve Burdur Gölleri Su Seviyelerinde Olası Azalma” isimli araştırma her iki göl için yaşanacakları gözler önüne serdi.
EĞİRDİR NASIL KURTULUR?
Yapılan testler ve analizler sonucunda Eğirdir Gölü için üst üste ve gerekli önleyici tedbirler alınmadığı takdirde, önümüzdeki 100 yıllık dönem sonunda göl seviyesinin %24 düşeceğinin tahmin edildiği belirtildi. Eğirdir Gölü pasif yeraltı kaynaklarının su seviyesi düşüşünü önlemek için, Eğirdir Gölü’nden su kullanan başka sulama projelerine izin verilmemesi gerektiğine dikkat çekilen araştırmada, alınması gereken tedbirler şöyle sıralandı: “Kaynağı Eğirdir Gölü olan yeni sulama projelerinin yapılmaması. İşletmede olan sulama projelerinden gelişme göstermeyenlerin sulama kapsamından çıkarılması. İşletmedeki sulama sistemlerinin rehabilite edilerek, su tüketimi minimum olan sulama sistemlerinin kullanılması. Ekonomik su kullanımı için, programlı ve bilinçli bir işletmenin yapılmasının sağlanması”
Öte yandan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin araştırmasında ise Eğirdir Gölü’nün en dar kısmı olan Kemer Boğazı’nın 1,8 kilometre olan genişliğinin kuraklık nedeniyle 1,2 kilometreye düştüğü, böyle giderse Eğirdir’in iki göl haline dönüşeceği vurgulandı. Devlet Su İşleri Müdürlüğü verilerine göre ise, gölün seviyesi son üç yılda 1 metre 55 santim azaldı
BURDUR GÖLÜ TAMAMEN KURUYABİLİR
Üç bilim insanının araştırmasında Burdur Gölü’yle ilgili ise şu çarpıcı tespit yer aldı: “1995’ten bu yana havzada yağışlı bir dönem olmasına rağmen, havzaya düşen yağışın çoğu, baraj ve göletlerde tutulduğu için göl seviyesindeki düşüş devam etmektedir” Gerekli tedbirler alınmazsa, 100 yıl sonra su seviyesindeki azalmanın, 31,5 metreyi bulabileceği ifade edilerek, bu verinin, ortalama derinliği altı metre olan Burdur Gölü’nün takribi 20 yıl sonra tamamen kuruyacağı anlamına geldiği kaydedildi.
Gölü korumak için göl etrafında yeni sulama sahalarının açılmamasının ve yağış havzasında kesinlikle yeni depolamaya izin verilmemesinin gerektiği belirtilerek, yeraltı suyu kullanımının azaltılmasının, gölü besleyen akarsuların havzası üzerine yapılmış baraj ve göletlerden kritik olanların devre dışı bırakılmasının, sulamada az su tüketilmesini sağlayan tekniklerin kullanılmasının, doğal ve kültürel çevrenin yeniden canlandırılmasını sağlayabileceği ve gölün kurumasına kısmen de olsa engel olabileceği söylendi.
İZNİK GÖLÜ YOK OLMASIN
Marmara ve Bursa’nın değerli su kaynaklarından İznik Gölü de diğer göllerle aynı tehlikeli kaderi yaşıyor. Gölün içinde bulunduğu durum Bursa Barosu, Bursa Tabip Odası, TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi, TMMOB Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi, DOĞADER, İznik Çevre Platformu, Nilüfer Kent Konseyi ve Bursa Çevre Platformu’nu bir araya getirdi. Kurumlar tarafından yapılan ortak açıklamada, sanayi tesisinin milyonlarca metreküp su hakkı olduğunu iddia ederek borularla su çektiği ve bunu Gemlik Serbest Bölgesi’ne de sattığı iddia edilerek, gölü besleyen akarsulara baraj yapan DSİ’ye, kontrolsüz tarımsal ilaçlama yapan yetiştirici ve bunlara göz yuman İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne ve göle dolgu yapan belediyeye tepki gösterildi.
“Bunlar yetmezmiş gibi, göl civarında açılan taş ocakları, maden çalışmaları ve hatta Yenişehir Kirazlıyayla köyündeki maden zenginleştirme tesisine su aktarma çabaları da cabasıdır” denilen açıklama şöyle devam etti: “Bilimsel araştırmalar göstermektedir ki, göl suyu zirai ilaç kirliliği açısından dördüncü sınıf, yani kirli sudur. Balıklarda ve bitkilerde ağır metal kirliliği tespit edilmiştir. Üzülerek belirtmek gerekir ki, ilimiz yöneticileri göl ve havzasındaki yıkımın başlıca sorumlularıdır. Tüm doğal kaynaklarda gelecek kuşakların hakkı vardır. İklim krizi, biyoçeşitliliğin azalması ve tüm canlıların varlık nedeni olan su, siyasete kurban edilmeyecek kadar önemlidir. Su ticari bir meta değil, tüm canlılar için bir haktır”
SAPANCA GÖLÜ ALARM VERİYOR
Sakarya’nın içme suyu ihtiyacının yüzde 90’ını, Kocaeli’nin ise yüzde 15’ini karşılayan Sapanca Gölü’ndeki su seviyesi, Sakarya Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) tarafından yapılan ölçümlere göre 32,50 metreden 30,34’e düştü. Gölden Yuvacık Barajı’na su takviyesinin yapılması bu düşüşte etkili olurken, bazı sahillerde suların yaklaşık 20 metre çekildiği ve suların çekilmesiyle rıhtımların ortada kaldığı belirtildi. Kuraklık ile ilgili sıkıntılar yaşanırsa, yaz mevsimine gelindiğinde gölde bir buçuk metreye kadar azalmalar bekleniyor.
BEYŞEHİR GÖLÜ 6 METREYE DÜŞTÜ
Türkiye’nin en büyük tatlı su kaynağı olan Beyşehir Gölü’nün 26 metreye sahip derinliği 6 metreye kadar geriledi. Bu düşüşte en çok, yanlış balık politikaları, gölü besleyen sulardan göletler yapılması ve gölün tarımsal sulamada kullanılması gibi nedenler etkili olurken, suların çekildiği alanlarda sazlık, kamış ve balçık sahalar oluştu. Beyşehir Göl, Çevre ve Doğa Koruma Derneği Başkanı Bekir Sami Tan, Eber ve Akşehir göllerinin kuruduğunu hatırlatarak, gölün etrafına yeni göletler ve tarımsal sulama için vahşi su alımları yapılmaması gerektiğini belirtti.
KUŞ CENNETİ ACIGÖL, KURAKLIK CEHENNEMİ OLMASIN
Flamingolar başta olmak üzere 200’e yakın kuş türüne ev sahipliği yapan, kuş cenneti Acıgöl’ün alanı 160 kilometrekareden 42 kilometrekareye kadar düştü. Türkiye’nin tek, dünyanın ise ikinci büyük, temiz ve doğal sodyum potansiyeline sahip kapalı havzasına sahip olan Acıgöl’ün Başmakçı ve Çardak ilçeleri bölümünde su yer yer 1 kilometreye kadar çekildi. Bu çekilmeler nedeniyle bölgedeki kuşların da sayısı azaldı.
SALDA’NIN TEK TEHDİDİ YAPILAŞMA DEĞİL
Son aylarda yapılaşma tehdidi nedeniyle sıkça haberlere konu olan ve Türkiye’nin Maldivleri olarak bilinen Burdur’daki Salda Gölü’nde de çekilmeler yaşanıyor. Göldeki çekilmeler 25-30 metreye yaklaşırken gölün bazı bölgelerinde küçük adacıklar ortaya çıktı. Yeşilova Belediye Başkanı Mümtaz Şenel, çekilmeleri yağışların azlığına, etrafına yapılan göletlere ve sondajlara bağlarken, göle yakın yerlerde konaklama yaptırmak istemediklerini ifade etti.
MARMARA GÖLÜ’NDE DERİNLİK 1 METRE
Manisa’daki Marmara Gölü, tarihinin en düşük su seviyelerini yaşıyor. Özellikle iki yıldır su seviyesinde sürekli bir düşüş yaşayan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca “Ulusal Öneme Sahip Sulak Alan” olarak tescillenen Marmara Gölü’nde kayıkların karaya oturduğu görüldüğü için balıkçılık da durma noktasına geldi. Suyun 500 metre çekildiği gölde derinlik 1 metreye kadar düştü. Konya’daki 20’ye yakın kuş türüne ev sahipliği yapan Suğla Gölü’nde ise suların kıyıdan beş metre kadar çekildiği gözlendi.