Yangın bölgesinde tehdit edilen Gazeteci Metin Yoksu: Bellerinde silahlarla yol kesip kimlik soruyorlar

Yangını takip etmek için Milas’a giden Gazeteci Metin Yoksu, yolunu kesen Muharrem Duygu’nun görüntüsünü yayımladıktan sonra tehdit edildi. Yoksu, can güvenliği olmadığı için Batman’a döndü.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Antalya ve Muğla’da çıkan orman yangınları sonrasında birçok kişi hukuksuz olarak yol kesti. Yol kesenler kimlik kontrolü yaptı, bu sırada bazı kişiler linç edilmek istendi. Yolu kesilenler arasında gazeteci Metin Yoksu da vardı. Yoksu, yolu kesen ve kimlik kontrolü yapmak isteyen Muharrem Duygu'nun görüntülerini sosyal medyada yayınladı.

Tepki çeken görüntülerden sonra Yoksu tehdit edildi. Durumun kötüye gittiğini ve can güvenliğinin olmadığını fark eden Yoksu, memleketi Batman’a dönmek zorunda kaldı. Milas Cumhuriyet Başsavcılığı, Milas-Yatağan kara yolunda siviller tarafından yolun kesilmesiyle ilgili soruşturma başlattı.

Olayın meydana geldiği yerin yaklaşık 2-3 kilometre uzağında zaten bir trafik ve asayiş kontrol noktası bulunduğunu söyleyen Yoksu, “Biz seyir halindeyken bizim yolumuzu kesen aracın önceden tehlikeli sollamaları yaptığını fark ettik. Biz de termik santrale doğru ve Ören'deki tahliyeyi takip etmek için gidiyorduk. Bir araç yanımızda hızla sollama yaparak geçti. Ailesine ulaşmak istiyor diye düşündük. Fakat biraz ilerledikten sonra yol kapatıldı. İlk başta ne olduğunu anlamadık. Ben şoföre, emniyet şeridine girip yola devam etmesini söyledim. Çünkü yetişmemiz gereken bir haber var. Tüm Türkiye'nin gözünü kulağını diktiği Ören de olmak istiyorduk. Arkadaşlar bakalım deyince, yolun iki şeritten de kapatıldığını fark ettik. Adam elini kolunu sallayarak GBT yapacağım diyor. Kimlik istiyor. Ardından elimde kamera olduğu için bana da basın kartı sorunca ben de hemen kameramın kayıt tuşuna bastım” diye anlattı.

'ORTADA BÜYÜK BİR SUÇ VAR'

Özellikle yolu kesen şahsın ve aracının kaydını aldığını, çünkü ortada büyük bir suç olduğunu belirten Yoksu, şunları söyledi: “Diyelim ki biz orada değiliz, yangın bölgelerinde birinin 'bu yaktı' deyip hedef göstermesiyle linç başlıyor. Ben buna Marmaris Turgut'ta şahitlik ettim. Büyük bir felaket yaşanırken, böyle şeylerle karşılaşmak büyük acı! Toplumda oluşturulan nefret söylemleri maalesef sokağa şiddet olarak yansıyor. Başta basın olmak üzere herkesin ayrıştırıcı ve ötekileştirici dili terk etmesi gerekiyor. Çünkü her an büyük felaketler yaşanabilir, yaşanıyor da. İşte Konya'daki Kürt aileye yapılan katliamın bundan farkı yok. Yayınladığım görüntülerin kimleri kızdırdığını çok iyi biliyorum. Bana karşı sadece sosyal medyadan bir linç olsa anlarım ama çok daha fazlası var. İstanbul'daki arkadaşlarım ve meslektaşlarım ile yaptığımız görüşmede, alanı terk etmemin daha sağlıklı olacağı söylediler. Bu kararı aldıktan iki saat sonra Halk TV canlı yayını basıldı. Başka bir yerde iki meslektaşım silahlı kişilerce tehdit edildi.”

'BELİ SİLAHLI KİŞİLER KİMLİK SORUYOR'

Gece sokakta yatan gazetecilerin olduğuna dikkat çeken Yoksu, “Bazı kişiler sokakta uyuyan meslektaşlarıma kimlik soruyorlar. Meslektaşlarım da polis veya jandarma olup olmadıklarını sorduklarında ise tehdit edip korkutmaya çalışıyorlar. Bellerinde silah olduğunu fark eden gazeteciler, kimlik göstermek zorunda kalıyor. Çantaları aranıyor, hatta kimlik fotoğraflarında meslektaşımız güldüğü için, bu şahıslar meslektaşlarıma 'hele dişlerini göster' şeklinde hakaret etmeye çalıştı. Şimdi soruyorum, orada ben olsaydım ve o kişiler de beni arayanlar olsaydı ne olacaktı? Kendi güvenliğimi de sağlamak için Batman'a dönme kararı aldım. Yangın bölgelerinde meslektaşım var. Onlar da benzer baskıları yaşıyor... O gün beni orada yalnız bırakanlara da bırakmayanlara da sizin aracılığınızla teşekkür etmek istiyorum” dedi.